Rum eski liderlerinden TasosPapadopulos, Annan Planına

Rum eski liderlerinden TasosPapadopulos, Annan Planına  ‘evet denilmesine şiddetle  karşı çıkarken  yine Rum eski liderlerinden  Yorgos Vasiliu ise  Annan Planının  hazırlanmasında  bizzat aktif rol almıştı. 

AB  Annan Planına  ‘evet diyen ödüllendirilecek , ‘hayır diyen  cezalandırılacak  diyordu.  Bu arada Papadopulus , inatla ve ısrarla  ‘hayır kampanyası yürütürken diğer yandan da özel görev verdiği Rum eski lideri Yorgo Vasiliu, AB yetkililerini  Rumların ‘evet  diyeceği konusunda ikna ederek GKRYnin  üyelik başvurusunu  bir daha  “geri dönülemeyecek” bir noktaya taşıyordu…

Nitekim de öyle oldu. 24 Nisan 2004 Referandumuna ‘hayır diyen Rumlar 1 Mayıs 2004 itibarıyla  ABne  üye  oluyorlardı. Yani, referandumdaki vaatlere ve sözlere inanan ve %65 oranında ‘evet diyen  Kıbrıs Türk halkının  yerine ödüllendirilen ,  %75 oranında ‘hayır diyen Rumlar oluyordu.

Kıbrıs Rum Yönetiminde   1988-2003      yılları arasında  devlet başkanlığı görevini yürüten Yorgos  Vasiliu, 2004 yılında   Rumların reddettiği Annan Planı döneminde  perde  gerisinde  yaşananları ve tüm dünyaya  nasıl yalan  söylediklerini  itiraf etti. Vasiliu: “Dönemin Rum Başkanı Papadopulos planı destekliyor gibi görünerek  AB  üyeliğini garantiledi. Adadaki güçlü AKEL Partisini de  “Hükümetten atarım” diye  tehdit etti ve yanına aldı”  dedi.

Vasiliunun bu itirafları, Güney Kıbrıstaki Kıbrıs Üniversitesi öğretim üyesiProf.Dr.Niyazi Kızılyürekin  “Geçmişe ve  Yarına Dair Düşünceler” adlı kitabında  yer aldı. Vasiliu, perde gerisinde  yaşanan  ve Kamuoyuna açıklanmayanları şöyle anlatıyor:

1999da Helsinkide Türkiyenin  itirazlarına rağmen  Kıbrıs sorunu ile  Kıbrıslı Rumların  ABne  üyeliğinin  birbirinden ayrılmasını sağladık.AB üyeliğini Kıbrıs sorunu çözülmeden  almayı başardık, çünkü dönemin  BM Genel Sekreteri Kofi Annanın  hazırladığı Kıbrıs Planını kabul ettiğimiz güvencesini verdik. 

TasosPapadopulus, 16 Nisan 2003de ABye  üyelik  imzasını attıktan sonra Annan Planından  kurtulmak için  sistematik bir çaba  başlattı. Ancak daha  AB katılım anlaşmasının  onaylanması gerektiğini bildiği için çok dikkatliydi.

TasosPapadopulos , 21 Ağustos 2003 Perşembe günü beni  çağırdı. ABye üye ülkelerin Parlamentolarında bizim üyeliğimizin onaylanması gerekiyordu. AB  Komisyonunun raporlarının olumlu olması için  Brükselde müdahalelerde bulunmamı istedi. 

Annan Planı Referandumu ve  çözümden önce AB  üyeliğimizin fiili olarak onaylanması gerekiyordu. Söylemiyor ama  Rauf Denktaşın Annan Planını reddetmesini umuyordu.

“Ben işimi büyük bir başarıyla yaptım. AB içinde herkese Papadopulosun  bana  Annan Planını destekleyeceğimizi” söyleme yetkisi verdiğini belirterek , AB Komisyonunun olumlu raporunun hazırlanmasını sağladım. 

Sonuç olarak , anlaşma bütün Parlamentolardan onay aldı ve Kıbrıs tamamı ile  ABnin üye ülkesi olarak kabul edildi.

TasosPapadopulos Annan Planına  ‘evet demeye karar verseydi, o zaman  Kıbrıs sorunu çözülecekti. Ancak AB üyeliğini cebine koyunca hayır propagandasına  başladı. 2004deki referandum sırasında  komünist AKEL , TasosPapadopulos ile hükümet ortağı idi. Papadopulos, referandumdan önce AKEL lideri  DimitrisHistofyası çağırdı ve  Annan Planına  “evet”çağrısı yaparsan  hükümet dışında  kalırsın”   tehdidinde bulundu. 

Hristofyas da kendi partisini  , biz “Annan Planından yanayız, ancak şu anda “hayır” oyu vereceğiz, çünkü planda herkesin gördüğü acizlikler var” diyerek kandırdı ve AKEL 180 derece döndü…. Kaynak: Özge Bilge, 14 Eylül, 2014, Kıbrıslı Rumların eski lideri Yorgos Vasiliudan Tarihi İtiraf.   www.hurriyet.com.tr./kibrisli-rumlarin-eski-lideri-yorgos-vasiliu-dan-tarihi-itiraf-27203075

Netice olarakAB.BM  ve diğer büyük güçler  Rumların oyununa geldiler. Rumlar önce  BM Güvenlik Konseyinin 541(1983) ve 550(1984) tarih ve sayılı kararlarıyla Kıbrısta “Tek meşru devlet” ve “Tek meşru hükümet” olarak tanınırken 1990 yılında ABne yaptıkları müracaatın değerlendirilmesi sonrası Uluslararası Hukuka aykırı olarak 1 Mayıs 2004 itibarıyla ABne tam üye oldular ve kendilerini Enosisin gerçekleştiğine inandırmaya başladılar.

Kıbrısta yıllardan beri BM gözetiminde devam eden görüşmelerden olumlu bir sonuç alınması mümkün değildir. Kıbrısta mevcut gerçekler vardır. Bu gerçekler kabul edilmeden , adil ve kalıcı bir barışa ulaşmak mümkün değildir….