“Sönmezliler Ocağı” olarak Cumhurbaşkanımız Ersin Tatara geçtiğimiz günlerde bir nezaket ziyaretinde bulunduk.
Bayram değil, seyran değil” bu ziyaret’te nereden çıktı, diyenleriniz olacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanından uzun zaman önce randevu talebinde bulunmuştuk. Ne var ki yoğunluklarından dolayı görüşebilmek ancak geçtiğimiz güne denk geldi! Ülkenin genel konuları yanında elli yılı aşkın sürelerden beri federasyon temelindeki görüşmelerin seyrine son verilmesini memnuniyetle karşıladığımıza Sönmezliler olarak vurgu yaptık.
Federasyon kavramının güneyde farklı, kuzeyde farklı algılandığının, güneyin Federasyon yaklaşımının Kuzeyinki ile yakından, uzaktan hiç bir alakası olmadığının nihayet birileri tarafından fark edilerek, geç kalınmış olsa bile görüşme masasına taşınmasından dolayı bunun isabetli bir karar olduğunun altını çizdik.
Memnun oldu !
Hep tatlı mı konuştuk? Hayır, KKTC de hep tatlı konuşmanın imkanı var mı?
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan değişiklikten sonra, ağırdan alınsa bile, ülkemizde 1994-95 lerde başlatılan ve sonuçları Annan Referandumuna kadar uzanan bir ConfictResolution hareketinin başlatıldığının sinyallerini aldığımıza vurgu yaptık.
Biliyorsunuz ABD'nin Kıbrıs ta çıkarlarına hizmet için Fulbight Eğitim Vakfı tarafından Türk ve Rum bölgelerinde 15 Milyon dolarlık bütçe ile oluşturulan Conflict Resolution ( Uyuşmazlıkların çözümü) isimli bir hareket başlatılmıştı.
O günlerde 2000 üzerinde kimsenin bu hareketten maaş çektiği söyleniyordu. Rahmetli kurucu Cumhurbaşkanımız bile bu çalışmalar karşısında çaresiz kalmıştı. Aşağıdaki başlıklar altında Türk ve Rumlardan oluşturulan guruplar bölgeler arasında adeta cirit atıyordu.
1. Genç İşadamları Grubu
2. Gençlik Liderleri Grubu
3. Kadınlar Grubu
4. Eğitimciler Grubu
5. Yurttaşlar Grubu
6. Avrupa Birliği-Federasyon İnceleme Grubu
7. Barış Konseri Grubu.
Bu guruplarda o günlerde yer alan isimleri bir bilseniz! Dudağınız uçuklardı!
Son zamanlarda Rum tezlerine hizmet eder konumda hareket edenlerin tutumlarını, ihanet boyutundaki davranışlarını, işte Cumhurbaşkanımızla bunları konuştuk.
KKTC ninimkanlarından yararlandıkları, maaşını çektikleri halde bu devlete olmadık hakaretler yağdıran, devleti yıkmak için her melaneti yapanlara karşı yeterli yasal düzenlemelerin olmayışından yakındık.
Rumların yıllardır adanın tamamına hakim olabilmesine yol açacak federasyon tezlerine karşın, çözümün ancak iki devlete dayandırılmasıyla mümkün olacağı görüşünü çürütmeye çalışan, ciddiye alınmaması için her melaneti yapanların oynadığı oyunlara duyduğumuz öfkeyi aktardık.
İki başlılık içinde Kıbrıs Türklerinin ayaklarına kurşun sıkanların içine düşmüş olduğu gafleti yasal yollardan sonlandırmanın kaçınılmaz olduğuna vurgu yaptık.
İki devlete dayalı çözümün şart olduğunu ve bunun sonuna kadar destekçisi olacağımızı aktardık!