Yaşananların şokunu bir çok insan gibi üzerimden henüz atabildiğim söylenemez.
Olaylara objektif olarak bakmaya çalışıyorum ama hiçbir kalıba sığdıramıyorum.
UBP tüzüğünde bir Kurultayın başlatıldıktan sonra sonlandırılma yetkisi Meclis gurubunun ya da Genel Yönetim kurulunun ve ya parti meclisinin yetkisinde değil.
Ortada başlatılmış ve neticeye vardırılmış ama sonlandırılamamış bir Kurultay var.
Bir siyasi yapıda en yüksek karar alma organı Kurultay değil midir?
O Kurultay, nedenleri havada asılı duran, oy kullanma hakkına sahip üyesine sonlandırmanın gerçek gerekçelerini açıklamadan nasıl sonlandırmaya gidilebilir?
Ersan Saner bey benim kadim dostum, saygı ve sevgi duyduğum dürüstlüğüne her zaman inandığım biri ama Genel Başkan vekilliği ta başından gerçekleştirilmeliydi, bu gelişmeler üzerine değil!
Kimseler çıkıp ta yaşananların gerekçelerini açık, açık söyleyemiyor.
İkinci tura kalan iki adayın açıklamaları da tatmin edici olmaktan uzak.
Altı yüz adım Genel Başkanlığa yakın olan adaylardan biri olarak kırgınlıklarını öne çıkaran, ama esasa yönelik içeriği olmayan, diğeri tamamen havalarda kalan açıklamalarda bulundu.
Meclis gurubu oy birliği ile bir karar almış, aday olanlardan Faiz bey kerhen ama Hasan bey güle oynaya bu karara uymak durumunda kalmışlar, adaylıklarını geri çekmişler.
Alınan bu kararın dayandırıldığı nedenler ne?
Ortalarda dönen siyasi madrabazlıklar yanında, dedikodu mahiyetinde söylemlerden yola çıkacak olursak, bu cezanın Allahın bir kelamına, selamına kesilmiş olduğu iddia ediliyor.
Elli yıldır teamüllere uygun olarak Türkiye ye yapılan bu ziyaretler nezaketen yapıldı, yapılıyor.
Kıbrıs, Türkiye deki siyasi kutuplaşmalardan arınmış bir tutum içinde olmak zorundadır. Zira siyasi rozetlere bakılmaksızın Kıbrıs ta devam eden ve Türk ulusunun tamamının alakalı olduğu bir milli mücadele var.
Yoksa bu, birkaç hafta öncesindeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adadaki Türklük kavgasında yorgun düşen gerçek vatanperverlerin iradesine kesilmiş bir ceza mıdır?
UBP'li olsun ya da olmasın KKTC insanına açıklamak zorundasınız!
Bu vatandaşa duyulan saygının bir gereğidir.
Yoksa ülkede her zaman gururla andığımız demokrasiyi savunamazsınız, sahiplendiğinizi ağzınıza alamazsınız!
Bunu, zamanını, maddi harcamalarını hiçe sayarak o kurultaya katılan, iradesini ortaya koyan UBP nin 6801 delegesine açıklamak zorundasınız!
“Birlik ve beraberlik içinde olmak” gerekçelerini ileri sürerken biliniz ki o birlik ve beraberliği dinamitlemektesiniz!
Geleceğe, bundan sonraki zamanlarda nasıl bakması gerektiğini, yürüdüğü yollardaki temizliği, doğruluğu vatandaşın bilme ve görme hakkı vardır ve olmalıdır. Bunu yaparken de inandırıcı olmak asıldır!
Her ne hedefleniyorsa yöntem bu değildir, olmamalıdır.