5 + 1’de Türk tarafı Cenevre’de kararlı duruşu ile  çözüm önerisini BM kayıtlarına geçirdi. İleride başlayabilecek bir müzakere sürecinde de KKTC’nin egemenliğinden vazgeçmeyeceğini, uluslararası alanda Rum kesimi ile eşit statüde kabul edilmeden müzakerelere başlamayacağı mesajını da net bir biçimde verdi. 5 + 1’de Türk tarafı “Kıbrıs” Adasında kalıcı bir çözüm isteyen taraf olduğunu güçlü bir biçimde gösterdi. 5 + 1’de dönüm noktası, KKTC açısından egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözümün kayıtlara geçirilmesi oldu. 5 + 1’de hiçbir yeni öneri sunmayan Rumlar, Yunanistan’ın verdiği destek ile eski “federasyon”  çözümü önerisinde kaldı. Tarafların 5 + 1’e yeni önerilerle gelmesini isteyen BM Genel- Sekreteri Guterres için Rum - Yunanistan ikilisinin tutumu büyük bir hayal kırıklığı oldu. 5 + 1’den  sonra yeni gelişmeler ne olabilir?...
KKTC’nin resmen tanınması gündeme gelir mi? Gelir... Rum basınının verdiği haberlere göre, Azerbaycan, Pakistan, Libya, Bangladeş ve Gambia KKTC’yi tanımaya hazır. Rum Tarafı ve Yunanistan, Azerbaycan’ı tehditlerle KKTC’yi tanıma kararından vazgeçirmeye çalışmaktadır. Bu tür tehditlerin günümüzde artık hiçbir önemi yoktur. Egemenlik haklarını kullanarak KKTC’yi tanımak isteyen bir devlet, 38 yıllık bu devleti tanıma kararından vazgeçmez. Peki, Azerbaycan’ın KKTC’yi tanıması halinde BM Güvenlik Konseyi ne yapar? Eski kararlarının geçerli olduğunu açıklar ve Rumların “federasyon” çözümüne desteğini sürdürür. BM Güvenlik Konseyi’nin eski kararlarda diretmesi KKTC’nin tanınmasını engeller mi? Hayır, engellemez. Neden engellemez? Bir defa, BM’nin herhangi bir devleti tanıma veya tanımama yetkisi yoktur. BM, bir kuruluştur devlet değil. BM, Azerbaycan ve KKTC’yi diğer tanımak isteyen devletlere, KKTC’yi tanımamaları için sadece tavsiyede bulunabilir, o kadar... BM Güvenlik Konseyi bir devletin egemenlik haklarını kullanarak başka bir devleti tanımasına engel olamaz...