Kıbrısta Federasyon gibi siyasi bir çözüm Kıbrıs sorununa
Kıbrısta Federasyon gibi siyasi bir çözüm Kıbrıs sorununa çözüm olamaz…Esasen Kıbrıs Türk halkının ve anavatanımız Türkiyenin 2004 referandumunun ardından Federasyon görüşmelerinin başlamaması gerekiyordu. Taa baştan KKTC hükümeti olarak, KKTC Cumhurbaşkanı olarak Federasyon görüşmelerine başlamamalı ve de devletimiz KKTCnin tanınması için yola çıkmalıydık… Burada önemli olan yapılan yanlıştan geri dönülmesidir. Bunu için de her zaman bir fırsat vardır. Görüşmeler Ekim 2014de Anastasiadisin masadan kaçmasıyla sona ermişti. Ama biz ne yaptık devamlı surette biz masadayız, masada olmaya devam edeceğiz dedik ve bugünlere kadar geldik. Rum-Yunan ikilisi koro halinde garanti anlaşmalarının iptalini ve anavatanımız Türkiyeden gelen kardeşlerimizin geri dönmesini istemeye başladılar. Gelinen noktaya bak!... Rum-Yunan ikilisi Kıbrıs Türk halkını çözüme mahkum zannediyorlar. Unutmasınlar ki Kıbrısta çözüm 20 Temmuz 1974 Barış Harekatıyla gerçekleşmiştir. İhtiyaç duyulan siyasi bir çözümdür . Herkes statükodan şikayetçidir. Federasyon/Birleşik Federal Kıbrıs gibi çözümler KKTCni ortadan kaldıracağına göre statüko tabii ki devam etmelidir. Statükonun değişimi ancak KKTCnin tanınmasıyla mümkündür. Federasyonu oluşturan birden çok ‘Eyalet veya ‘siyasal birimler vardır. Federal bir devlette iki kurucu devletin bağımsız ve egemen statülerinin olmadığını bilmemiz gerekmektedir. Bu kurucu devletlerin bağımsızlığı ve egemenliği olmadığı için hiçbir zaman devlet olarak tanınmazlar. Bugüne kadar “kurucu devletler” le kurulan ve de dini, dili, ırkı tamamen ayrı iki halkı birleştiren bir Federasyon örneği yoktur. Bu tamamen Rumların tek egemenliği altına girmemizi sağlayacak uydurma bir modeldir. Böyle bir siyasi çözümde Kıbrıs Türk halkı eşitliğini, egemenliğini, self-determinasyon hakkını kaybedecek ve de dünyada bir örneği daha görülmedik şekilde 32 yıllık devletimiz KKTC ortadan kalkacak ve Rumun bir mahalli idaresi altında yaşayacağız. Bunu kabul etmemiz mümkün mü? Kıbrıs Türk halkı bir anlaşma ve siyasi bir çözüm adına değerlerinden vazgeçebilir mi? Elbette vazgeçemez…. Anastasiadis bazen kısa ve öz konuşuyor!... “Biz çoğunluk, Kıbrıs Türkleri ise azınlıktır.” İşin özü de buradadır. Federasyon gibi siyasi bir çözümle hemen çoğunluk-azınlık gündeme getirilecektir. Yapılacak bir anlaşmada ‘Birincil Hukuk un esas alınmaması durumunda , AB normlarının uygulanmasıyla iki bölgelilik de ortadan kalkacaktır. AB normları içerisinde Kıbrıs Türk halkına ancak “bireysel haklar” verilecektir. Başka da bir şey değil!… Kıbrıs Türk halkı için en önemli konu, eşitliğimiz, egemenliğimiz ve devletimiz KKTCnin varlığıdır. Kıbrıs Türk halkı , 32 yıllık devletini inkar ederek tek egemenliği kabul edemez. Rumlara gelince; Rum halkı KKTCnin egemen varlığını kabul edebilir mi? Edemez. Herhangi bir Rum lideri böyle bir anlaşmaya evet diyebilir mi ? Diyemez ve asla kabul edemez , çünkü vatan haini olarak damgalanacağını çok iyi biliyor!.... 30 Mart 2015de Güney Kıbrısı ziyaret eden Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopulos “Helenizm Kıbrısta zafere ulaşacak” diyordu. Kıbrıs sorunu ile ilgili müzakereler devam ettiği sürece BM, AB ve diğer büyük güçler müzakerelerden olumlu bir sonuç çıkacağına olan inançları devam edecek ve KKTCden ödün vermemizi ve “federasyon” gibi ne olduğu belli olmayan bir çözümü kabul etmemizi isteyeceklerdir. İşte bunun içindir ki bu durumlarla karşılaşmamak için müzakerelerin yeniden başlamasını hiç istemiyorduk ancak KKTC ve TC hükümetleri devamlı surette Anastasiadisi görüşme masasına çağırdılar ve neticede Anastasiadis kendisini görüşme masasında buldu. Görüşmeler devam ettiği sürece KKTCnin varlığı tehlikededir. Kıbrıs Türk halkı için önemli olan KKTCne sahip çıkmak ve onu yaşatmaktır. Halkımıza , gençlerimize KKTCnin önem iyice anlatılmalıdır. Çok iyi bilmeliyiz ki devletimiz KKTCden vazgeçip federasyon gibi ne olduğu belli olmayan çözüme yönelmek ve de böyle bir çözümü kabul etmek demek Rumların çizdiği karanlık yola girmek demektir Federasyon Rum-Yunan ikilisine göre Enosise giden yolda bir ara hedeftir. Ana hedef Kıbrısın Yunanistana ilhakıdır. Bu yola girmemek için her şeyden önce KKTCnin eninde sonunda tanınacağına inanmalıyız ve de çevremizi buna inandırmalıyız. KKTC uluslararası Hukuka göre yasaldır ve tanınma hakkı vardır. Tanınma ve tanıtma hakkı bir bütündür. Kıbrıs Türk halkı olarak , KKTC ve TC hükümetleri olarak birlikte hareket etmeliyiz. Biz ne diye KKTCden vazgeçerek Federayona razı olalım ki? … Biz devletimize sahip çıkar ve tanınma istersek uluslararası toplum da bizim bu isteğimize saygı duyacak ve de bizi tanıyacaktır. Yani top bizdedir. Kıbrıs Türk halkı isterse , KKTC mutlaka tanınacaktır. Tanınma , devletimize sahip çıkmakla başlar. Kıbrıs Türk halkının büyük bir çoğunluğu KKTCden vazgeçmek istemiyor. Ne yazık ki sesleri duyulan sayıları çok az olan , “çözüm, hemen çözüm” diyenlerdir. Kıbrıs Türk halkı için tanınmadan başka çare yoktur. Bu gerçeği kabul etmemiz gerekiyor. Kıbrıs Türk halkının ihtiyacı olan şey KKTCnin elbet bir gün tanınacağına inanmasıdır. Tanınmanın nasıl gerçekleşeceği halkımıza anlatılmalı ve de izlenecek yolda aşılması gerekecek engelleri halkımız bilmelidir. Kıbrıs Türk halkı olarak buna inanmak ve başarmak durumundayız. KKTCnin geleceği , Kıbrıs Türk halkının geleceği atacağımız hamlelere bağlıdır. İki kurucu devletli federasyon çözümü Rumların istediği bir çözümdür. Bilmeliyiz ki kurucu devletlerin hiçbir hukuki yanı yoktur. Kurucu devletler Uluslararası Hukukta “mahalli idarelerden başka bir şey değildir. Günümüzde çözüm ABnin müzakerelerde hakem olarak yer alması demek; müzakerelerden çıkacak sonucun Rumların istediği gibi ‘Birincil Hukukun olmaması demektir. Federasyon istemek demek , Rumların düşlediği gibi Birleşik Kıbrısın oluşması demektir. Bu da bizi ‘sözde Kıbrıs Cumhuriyetinin tüm adada egemen olmasına götürmektedir. Eğri oturalım doğru konuşalım; bu durum Kıbrıs Türk halkının teslimiyeti olur…. Görüşmelerin devamı zaman kaybetmekten başka bir şey değildir. KKTCnin tanınma hakkı vardır. “Birleşik federal Kıbrıs” hayali görenler eninde sonunda KKTCnin tanınması gerektiğini mutlaka anlayacaklar ve bu yönde hareket edeceklerdir. Kıbrıs Türk halkı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için tek çıkar yol KKTCnin tanınmasıdır.