23 Nisan 2024 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan açıklamasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar; BM, AB ve ABD ile diğer güçlere referandum sürecinde Kıbrıs Türk halkına vermiş oldukları sözleri yerine getirmeleri, Kıbrıs konusunda ayrımcı ve Rum yanlısı tutumlarına son vermeleri çağrısında bulundu.
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Kıbrıs sorununa çözüm bulabilmek amacıyla hazırlanan Annan Planı’nın 24 Nisan 2004 tarihinde referanduma sunulmasının üzerinden 20 yıl geçtiğini anımsattı..
..Türk tarafının referandumda ‘Evet’ derken, hakimiyetçi zihniyeti ile çözüm karşıtı tutumunu sürdüren Rum tarafının “Hayır’ diyerek çözüm çabalarını bir kez daha engellediğini kaydeden KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar şu ifadeleri kullandı: “Dönemin , AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Gunter Verheugen önceki gün yaptığı açıklamada AB’nin Rum Yönetimi tarafından ‘Aldatıldığını’ söylerken, dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan da referandumdan hemen sonra ‘Rum tarafının çözümü engellediğini’ belirtmişti. Bu itiraflar ve açıklamalar karşısında BM, AB ve ABD ile diğer güçlerin gerçek tutumlarını bir kez daha ortaya koymak için referandum sürecinde yaşananları hatırlatmak gerekir..
..Annan Planı ile ilgili referandum sürecinde başta BM ile AB ve ABD olmak üzere diğer güçler ‘Hayır’ diyen taraf cezalandırılacak, ‘Evet’ diyen taraf ödüllendirilecek’ sözünü veriyordu. Ama ne var ki; ‘Hayır’ diyen Rum tarafı haksız ve tek yanlı bir şekilde AB üyeliğine kabul edilerek ödüllendirilmiş, ‘Evet’ diyen Türk tarafı cezalandırılmıştır”..
..Referandum sürecinde Kıbrıs Türk Halkına verilen ve halen yerine getirilmeyen sözleri bugün bir kez daha hatırlatmakta yarar olduğunu belirten sayın Ersin Tatar : “Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan “Kıbrıs Türkleri Referandumda ‘Evet’ derse kazançlı çıkacak” derken, Özel Temsilcisi De Seto “Türk tarafı ‘evet’ derse Kıbrıs Türklerine uygulanan tecrit sona erecek” diyordu..
..Bugün “Rum Yönetimi Bizi Aldattı” diyerek itiraflarda bulunan Verheugen ise şu sözü vermişti; “Rumlar olumsuz bir tavır içine girerse uluslararası baskı görecek, referandumda Türk tarafından ‘Evet’ Rum tarafından ‘Hayır’ çıkması halinde Kıbrıs Türklerinin cezalandırılmaması için yeni girişimlerde bulunarak ekonomik izolasyona son verilmesi için çaba sarf edilecek” sözünü vermişti..
..Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Powell “Referandumda Rum tarafı ‘Hayır’, Türk tarafı ‘Evet’ derse izolasyonların kaldırılacağını” söylerken, o dönemin ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Boucher de “Kuzey’de ‘Evet’ güneyde ‘Hayır’ çıkarsa Kıbrıs Türklerinin açıkta ve soğukta bırakılmayacağı” sözünü vermişti..
..Ama ne var ki; aradan 20 yıl geçmiş olmasına rağmen verilen sözlerin bir teki bile yerine getirilmezken, Kıbrıs Türk halkı hala daha zülüm niteliğindeki haksız ve insanlık dışı ambargolarla cezalandırılıyor. Başta BM, AB, ABD ve diğer güçlerin Kıbrıs konusunda ayrımcı ve Rum yanlısı tutumları da devam ediyor. Bu durum, uzlaşmaz Rum tarafını cesaretlendirirken, çözümün önündeki en büyük engeli de oluşturmaktadır”..
..Rum-Yunan ikilisi ile destekçilerinin “Kıbrıs’ta Sıfır Asker, Sıfır Garanti” söylemiyle Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmayı, Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmayı, devlet ile egemenliği yok etmeyi hedefleyen federal temele dayalı bir çözüm şeklini dayatmaya çalıştığını söyleyen KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar “Bunları Kabul Etmemiz Asla Mümkün Değildir” dedi..
..KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Ama ne var ki içimizdeki bazı çevreler de halen geçmişte yaşananlardan ders almayıp inatla Federal temele dayalı bir çözümü gündeme getiriyor..
..Özellikle Annan planı Referandumunda ve Crans Montana görüşmelerinde yaşananlar federal temele dayalı bir çözümün mümkün olmadığını bir kez daha gözler önüne sererken, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak olan ‘Egemen Eşit İki Ayrı Devlet’in varlığına dayalı çözüm şekli tarafımızdan gündeme getirilmiş ve ilk kez Cenevre görüşmelerinde müzakere masasına konulmuştur. Yeni ve milli olarak nitelenen ve bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi Anavatan Türkiye tarafından da desteklenen bu çözüm önerimizden geri adım atmayacağımız gibi, “Egemen Eşitliğimiz ile Eşit Uluslararası Statümüz” kabul edilmeden de resmi müzakerelerin başlamayacağını açıkladık..
..Zulüm niteliğindeki haksız ve insanlık dışı ambargolar devam etmesine rağmen, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Anavatan Türkiye’nin yardım ve katkılarıyla daha da güçlenip yoluna devam ederken yeni milli siyasetimiz de güçlenmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 77’nci ve 78’nci Genel Kurul Toplantılarında yaptığı tarihi konuşmalarda tüm dünyaya “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Tanıyın” çağrısında bulunması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Anayasal adıyla Türk Devletleri Teşkilatı’na ‘Gözlemci Üye’ olarak kabul edilmesi, Türk Devletleri Teşkilatı’na üye devletler ve diğer ülkelerle daha sıkı ilişkilerde bulunması yeni ve milli siyasetimize güç katmaktadır”..
..Annan Planı ile ilgili referandumun 20’nci yıl dönümünde Rum tarafını bir kez daha çözüm karşıtı, hakimiyetçi ve bağnaz tutumundan vazgeçmeye ve önerilerine olumlu yaklaşmaya davet eden KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar; BM, AB ve ABD ile diğer güçlere ise referandum sürecinde vermiş oldukları sözleri yerine getirmeleri, Kıbrıs konusunda ayrımcı ve Rum yanlısı tutumlarına son vermeleri çağrısında bulundu.
Yine 23 Nisan 2024 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan açıklamasında KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu: “Gökten Allah İnse Kimse Bize Annan Planı’nın Doğru Bir Plan Olduğunu Kanıtlayamaz. Annan Planı Felaket Bir Plandı” dedi..
..KKTC Dışişleri Bakanı sayın Tahsin Ertuğruloğlu, Meclis’te söz alarak, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’a yanıt verdi. Yıllar önce üst düzey İngiliz Diplomat David Hannay ile tartışırken, kendisine “Birleşik Krallığın Kıbrıs Türkü’ne yaptıkları hiç de adil değil” dediğini ifade eden sayın Tahsin Ertuğruloğlu diplomatın buna karşılık “Size Kim Dedi Ki Siyasette Adalet Diye Bir Mevhum Vardır” yanıtını aldığını söyledi. Bize en büyük kötülüğü yapmış AB’ye, BM’ye Güvenmiyoruz” diyen KKTC Dışişleri Bakanı sayın Tahsin Ertuğruloğlu “BM nezdindeki statümüz nedir?” diye sordu..
.. Tanınmamış olmanın, devletin olmadığı anlamına gelmediğini ifade eden sayın Tahsin Ertuğruloğlu, KKTC’nin anavatan Türkiye tarafından tanındığını, diğer devletler tarafından tanınmadığını kaydetti..
..Avrupa Birliği’nin verdiği hiçbir sözü tutmadığını dile getiren sayın Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkı üzerinde ciddi bir oyun oynandığını söyledi. Dışişleri Bakanı sayın Tahsin Ertuğruloğlu “Gökten Allah inse kimse bize Annan Planı’nın doğru bir plan olduğunu kanıtlayamaz. Annan Planı felaket bir plandı” dedi.
Gelinen noktada Rum liderliği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ve de tanınma yolunda ilerleyişini kabullenemiyor. Nitekim 13 Nisan 2024 tarihli yerel yazılı basımıza yansıyan açıklamasında GKRY Dışişleri Bakanı Kontandinos Kombos “Egemen Eşitliği Kabul Edecek Tek Bir Kıbrıslı Rum Bulunamaz” dedi..
Rum Dışişleri Bakanı Konstandinos Kombos, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in bugün bile Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüşmeye hazır olduğunu söyledi..
Fileleftheros Gazetesinin haberine göre; hükümetin ilk yılında Dışişleri Bakanlığında yapılan işlerin sunumunun yapıldığı etkinlikte konuşan Kombos, BM Genel Sekreteri’nin kişisel Danışmanı Maria Angela Holguin’in adaya yapacağı ziyaretten beklentilerini anlattı ve Kıbrıs sorunuyla ilgili açıklamalarda bulundu..
..Habere göre Kombos, Holguin’in adaya, BM Güvenlik Konseyinin belirlediği çerçevede nasıl ilerleyebileceklerini duymak için geleceğini kaydederken, özlü müzakerelere devam etme iradelerine bağlı olduklarını; ancak Türk tarafından hala daha hiç de yapıcı olmayan sözler duyduklarını öne sürdü..
..Kombos, her şeye rağmen, uluslararası meşruiyetin koyduğu ve talep ettiği çerçevede ellerindeki tüm imkanları kullanacaklarını söyledi..
..Habere göre Kombos, “Rum tarafının Kıbrıs sorununu egemen eşitlik veya eşit koşullarda çözecek bir prosedüre girmesini isteyen herhangi bir Rum bulunduğunu düşünmediğini” kaydetti. Kombos, böyle bir çözüm zemini için yapılacak müzakerelerin sonucunun daha başlamadan belli olduğunu ve gerek ülke, gerekse tüm Kıbrıslılar açısından yıkıcı sonuçlar doğuracağını belirtti..
..Kıbrıs Türk tarafının, liderlerin sosyal içerikli görüşmesi için bile önkoşullar koyduğunu öne süren Kombos, kendilerinin saklayacak bir şeyi olmadığını ve özlü müzakerelere gidecek yol için yöntem bulmaya çalıştıklarını ifade etti. Kombos, esas arzularının siyasi eşitlik çerçevesindeki iki toplumlu ve iki bölgeli Federasyon çözümü olduğunun altını çizerek , orta yol mantığının çıkmazın aşılması mantığı olamayacağını vurguladı..
..Gazet Holguin’in adaya Mayıs ayında geleceğini ve gelmeden önce, bazı Avrupa başkentlerinde temaslarda bulunacağını yazdı.
Sonuç olarak; Kıbrıs Türk halkı bugünlere hiç de kolay gelmedi. Kıbrıs Türk Halkı büyük mücadeleler vererek bugünlere geldi. Bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin temellerinde, Mücahit halkımızın, kahraman Mehmetçiklerimizin, aziz şehitlerimizin canı ve kanı vardır.
Rum liderliğinin hedefi olası bir siyasi çözümle birlikte Kıbrıs Türk halkını ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyetine ‘azınlık’ hakları ile yamalamaktır, Enosis’e giden yolu açmaktır. Bunun için de olası bir siyasi çözümde öncelikle “Garanti Anlaşmaları İptal Edilmeli Türk askeri Adadan Gitmeli, Rum göçmenler Kuzey Kıbrıs’taki malına mülküne dönmeli” diyor başka bir şey demiyor.
Kıbrıs Türk halkı olarak biz de diyoruz ki; Kıbrıs’ta olası bir siyasi çözüm için Rum liderliği öncelikle iki bölgeli, siyasi eşitliğe ve egemenliğe dayalı bir siyasi çözümü ve dahası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını, Garanti Antlaşmalarını, Türk Askerinin Kıbrıs’taki varlığını kabullenmelidir.
Kıbrıs Türk halkına düşen görev; bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..