Sırası geldiğinde yaygın olarak kullanılan “tüfek icat oldu mertlik bozuldu” ifadesi var ya, mahalli seçimlerin gelip çattığı şu günlerde hep bu sözcüğe takıldım kaldım.
Yıllar öncesinin muhtarlarını hatırlayın.
Genç kesimler pek bilmez!
O yörenin en itibarlı adamları ancak muhtarlığa soyunabilirdi.
Rivayet o ki Osmanlının adada hüküm sürdüğü, hatta İngiliz sömürge dönemlerinde “ipten adam alırdı” yakıştırması yapılan muhtarlar bile vardı.
Muhtarlarda aranan başlıca özellikleron beş – yirmi senesine kadar hep aynı kaldı.
Arşivimi karıştırırken karşıma çıktı.
Bundan tam 28 yıl önce Taşkınköy muhtarı Arif Aktaş ın öncülüğünde ve 25 muhtarın katılımıyla ilk muhtar örgütlenmesi hayata geçirilmiş.
Muhtar Arif Aktaş girişimci kişiliğini yine konuşturmuş ve etrafına topladığı muhtar arkadaşlarıyla “Muhtarlar Birliği” olarak anılan oluşumu meydana getirmiş.
As Başkanlığa Güven Yücener, sekreterliğe Tahsin Görgüner ve birliğin diğer görevlerine farklı bölgelerden muhtarlar getirilmiş.
Bu yapı oluşturulurkenamaç muhtarları bir çatı altında bir araya getirmekmiş.
Geçen 28 yıl zarfında muhtarlar oluşturulan birlikteliği iyi kullanmışlar ve muhtarlık görevlerine karşılık devletten az veya çok bir maaş bağlatmayı başarmışlar.
Eskilerde atama ile göreve gelen muhtar bölgenin varlıklı ve itibarlı kimselerinden seçilirdi. Birçok harcamayı cebinden karşılardı. Vatandaşa verdiği hizmet karşılığında her hangi bir ücret de talep etmezdi.
Verdiği hizmetler bu günkü kadar yoğun da değildi. İkamet belgesi, araç devir belgesi, birliktelik belgesi ve bunlara benzer belgeler verilmezdi.
Geçen süreler zarfında köprülerin altından çok sular akıp geçti. Bölgede seçmen değilsen verilen muhtarlık hizmetlerinin artık bir bedeli var. Hepsinden önemlisi konuma bakılmaksızın devletten her ay gelen bir maaş var!
Muhtarlığın maddi getirileri kimilerine o denli cazip geldi ki gerçekleştirilecek mahalli seçimlerde muhtarlık en çok cazip adaylık konumunda ilk sıralarda.
Muhtarlığı vatandaşa hizmet aracı olarak değil de bir geçim kaynağı olarak gören zihniyet maalesef çok belirgin bir şekilde kendini gösterdi.
Gönüllülük esasları, vatandaşa hizmet anlayışı tarih oldu, ortadan kalktı.
Düşünüyorum da, böylesi bir yaklaşım biçimi sadece muhtarlıkla mı
sınırlı kaldı ?