Ekonomik sıkıntıdaki
Ekonomik sıkıntıdaki Kıbrıs Rum Hava Yolları da (Cyprus Airways), Kıbrıs Türk Hava Yolları (KTHY) ile aynı kaderi paylaştı. İki hava yolu da, yönetim ve yapısal sorunlar, siyasilerinşirketi arpalık olarak kullanması gibi sorunlardan dolayı adım adım kapanmaya gitti. KTYH çalışanları, Kıbrıs Rum Hava Yolu çalışanlarına göre daha şanslı. Çünkü, KTHYnin bir Anavatanı var, işsiz kalan tüm KTHY çalışanları devlette işe alındı. Son kalan 68 kişinin de devlette işe alınması için, yine Anavatanın desteği ile geçen hafta Mecliste karar alındı. Yani KTHY çalışanlarından açıkta kalan kimse kalmıyor. Ne gariptir ki, özelleştirme kapsamındaki geçici bir düzenleme ile devlette işe alınmaları öngörülen KTHY çalışanları, geçen haftaki Meclis kararının ardından, Meclis bahçesinde zafer işareti yaparak, kararı kutladı. Sendika temsilcileri de oradaydı. Kendilerine bu hak, Ercan Havaalanının özelleştirilmesi kapsamında geçici bir maddeyle verildi. Dolaylı olarak özelleştirmeyi kutlamış oldular. Demekki özelleştirmenin böyle olumlu yanları da varmış! Her fırsatta Ankara karşıtı eylem yapan sendikaların, KTHY çalışanlarının Ankaranın desteği ile devlette işe alındığını dabilmeleri gerekir. İşe alınacak KTHY (CAS) çalışanları, eski özlük hakları ile devlette işe başlayacaklar. Hiç birine sözümüz yok. Bu insanlardan kamu, istediği verimi alabilecek mi? Örneğin Su İşleri Dairesinde bir mühendise ihtiyaç varken, eski KTHY çalışanlarından hangisi bu kadroya haiz olacak? Devlette işe alım kadrosu doldurulduğu için, acil personel gereksinimi olan yerler ne olacak? İhtiyaç olduğu halde 5 yıldır polise istihdam yapılmıyor. Sağlıkta hemşire ve diğer personel ihtiyacı var. Ama noluyor, kamuda elzem olan yerler için personel alımı yapılması gerekirken 2-3 yıldır, devletteki münhallerin tamamına yakınıeski KTHY çalışanları ile dolduruluyor. Bu ülkenin yeni mezun gençleri de iş bekliyor. Sonra sendikalar, “göç yasayı” diye eylem yapıyor, alın size “göç” nedeni. İş bekleyen yeni mezun gençlerin yerine, kötü yönetimden dolayı batırılmış kurumun çalışanları, siyasi çıkar sağlamak adına, kamuda işe alınırsa, bu gençler nerede iş bulacak? Kimse işsiz kalmasın ama burada ciddi bir haksızlık var. Özel sektör çalışanları ne olacak? Bu, haksız rekabet değil mi? Özel sektördekiler ne yapacak? Şirketi batan, kapanan özel sektör çalışanlarını kim, nerde işe alacak? Devlet, işsiz kalan özel sektör çalışanları için de bir fırsat penceresi açacak mı? Ayrı bir konu da, KTHY çalışanlarına yapılan ödemeler. KTHY için bugüne kadar, satılan biletlerden dolayı 25 milyon TL taşıma gideri; KTHY batmadan önce izin kullanamayan çalışanlara da 10 milyon TL civarında para ödendi. Son ödeme ise iki hafta önce yapıldı. Miktarı açıklanmadı. KTHY çalışanları ayrıca, 30 milyon TL civarında da ihbar tazminatı istiyor. Nedir ihbar tazminatı, biri adam akıllı çıkıp da bunun izahınıyapsın. Bir insana, işten çıkarmak için ihbar verilir. Şirketin iflas etmesiyle ilgili bir ihbar nasıl söz konusu olabilir ki? İhbarın amacı, “ben seni şu kadar sonra işten çıkaracağım, tedbirini al, başının çaresine bak” demektir. Kaldı ki, KTHY çalışanlarının tümü devlette işe girmişse (68 kişi için de karar alındı), bu kişiler işisiz değil artık. İhbar tazminatı da nerden çıkıyor. Yasaları siyasi çıkarlara göre yorumlamamak gerekiyor. Hem işsiz kaldı diye ihbar parası ödeyeceksin, hem devlette işe alacaksın, dünyanın neresinde böyle bir uygulama var. Seçim kazanılıcak diye devletin kaynakları daha fazla çarçur edilmesin. Sonra, “evlatlarımız göç ediyor” diye feryat figan ediliyor… Şirketler Mukayyitliğinin, son olarak ne kadar ödeme yapıldığı ve ödenmelerin neyi kapsadığını kamuoyuna açıklaması gerekiyor. Hem devlette işe al, hem ihbar tazminatı öde, hiç etik değil, nerde bu yoğurdun bolluğu… Rumlar bu kadar şanslı değil! İşte Rumlar, KTHY çalışanları kadar şanlı değil. Ekonomik krizle boğuşan Rum kesiminde, soğuk kış gününde işsiz kalanlara Allah yardım etsin, zor bir durum. Rum çalışanların, hem küfredecekleri hem de başları sıkıştığında yardımlarına koşacak bir Anavatanları yok. Onlarda, ekonominin gereklerini uygulayan, yapısal tedbir koyan ve bundan taviz vermeyen Troykanın denetimi var. Devlette işe alınmaları şöyle dursun, kamunun şişkinliğinin azaltılması için personel eksiltilmesi, ancak 4 emekliye karşılık bir kişinin işe alınması için baskısı yapan bir Troyka var. Değil işe alınmaları, Troykanın bir bacağı olan Avrupa Komisyonu, Rum yönetiminin 2012 ve 2013 yıllarında şirkete destek için 100 milyon Euro vermesinin yasa dışı olduğuna ve şirketin bu parayı iade etmesi gerektiğine hükmederek, Rum yönetiminin şirkete yaptığı maddi desteği geri alması gerektiğini açıkladı. Ki, bu karar Rum hava yollarının sonu oldu. KTHYnin kurtarılması için Türkiyenin sağladığı destek paketleri ise siyasi çıkarlara heba edilmişti. Başpiskoposun tepkisi Kıbrıs Rum Hava Yollarının kapanmasıyla ilgili en eleştirel tepki Rum Başpiskoposu 2. Hrisostomosdan geldi. Hrisostomos, havayollarının çok uzun zamandır “acı çektiğini” ve 25 yıl öncesinden kararlar alınması gerektiğini söyledi. Hrisostomos, bugüne kadarki bütün Rumhükümetlerini, havayolu yönetimlerini ve çalışanlarını suçladı. Kuzeyde ise herkes, günah keçisi olarak İrsen Küçük hükümetine yüklendi. Başpiskoposun söylediğine göre, iyi yönetim için 25 yıldır bir önlem alınmamış. Ada piskolojisi midir nedir, nasıl bir rahatlık bu böyle... İki tarafta da göz göre göre hava yolları batırıldı. Rum tarafındaki sendikalar, işsiz kalan 550 çalışanın, yeni bir Rum havayolu şirketi kurulması ve işsiz kalanların ise bu şirkette yeniden istihdam edilmesi konusunda Rum hükümeti ile görüşme içerisinde Adalıyız Adalı, biz bize benzeriz… İki taraf da, yaşanılan bu tecrübeden acaba ders çıkarır mı!?