Büyük bir azim, sabır, sebat ve dayanıklılık göstererek kurduğumuz devletimizde bugün değer verilmiyor insanlarımıza.
Değer verilen şey şöhret para, işte baktıkça ben bunlara ağlamak istiyorum ağlayamıyorum.
****
Anladım artık insanlık ölmüş,
Başını sallayanlar köşeyi dönmüş,
Neyleyim gözlerimin yaşı donmuş
Ağlamak istiyorum ağlayamıyorum.
****
Geçenlerde Rum yönetimi 2600 Türkün Rum kesiminde çalışmakta olduğunu açıkladı. Toplumu rencide eden bu meseleyi şimdiye kadar neden çözemedik, ben anlamış değilim. Acaba çözmemek için elimizi bağlayan mı var?
Aziz şehitlerimiz, bize bu cumhuriyeti gençlerimizi Rumların hizmetkârı yapmak için mi bıraktı?
***
Toplumun bu işsizlik meselesini çözmesi buna bir çare bulması zannedildiği kadar olmasa gerek.
Atatürk ve İsrail devletinin “Yerli istihdam, yerli üretim” sloganı ile bir seferberlik başlatmak suretiyle Devlet Üretme Çiftlikleri gibi çiftlikler kurarak çözmesi çok kolay olacaktır diye düşünüyorum.
****
Evlatlarımızın yurt dışında yabancı ülkelerde ve Rum kesiminde geçimlerini aramalarına mecbur bırakılması basite indirgelenemez. Kadirşinas halkımız onlara onurlu bir yaşam bırakmaya çalışıyor ama kaygılarını bir türlü gideremiyor. Çünkü imkanları kısıtlı olduğu için yetersiz kalıyor.
Gençlerimizin kendi ülkelerinde hayal kuramadığını ve umutlarını yitirdiklerini görünce de ruhları kararıyor ve derinden ağlıyor. Devlet babanın onlar için bir şey yapmadığını anlayınca da kahroluyor.
Gençlerimizi milliyetçilik ülküsünden uzak tutarak yetiştirilmeleriyle onların milli meselelere ve moral değerlere olumsuz bakmalarına sebep olanlar kimlerdir? Devleti yönetenler, eğitim sistemimiz ile oturdukları koltukların hakkını vermeyenler değil midir?
Bakın bir gencimiz ne diyor?
Politikacı kovar ben gidemem
Toprağımı terk edemem
Elimden tutan yok
Ne yapayım ben bilemem.
Çaresizim gelmez dile
Reva görüldü her çile
Bilmeyerek değil bu
İnan bana bile bile…
Üzgün küskün insanlar
Yarını belirsiz anlar
Kader kurbanları mıdır?
KKTC’mde bunlar?
Bugün dünyanın taa uçsuz bucaksız diğer ucunda Avustralya’da yaşayan bir vatandaşımız da bakın ne diyor:
Ah Avustralyam Ah
Avustralya’da kazancımı ben her geçen gün artırdım
Çalınır korkusuyla paralarımı gidip bankaya yatırdım.
Türlü tehlikelere karşı her şeyimi sigorta yaptırdım.
Evimin etrafını bile, Alarmlar taktırdım
Herşeyi korudum sanırken, Avustralya sende ben evlatlarımı kaptırdım.
Bendeki manevi değerleri bana bir bir sattırdın
Özgürlük adı altında, kurulu yuvalarımızı yıktırdın.
Hasretliği gurbeti, lokma lokma yutturdun
Haykırmak istedikçe beni, Dolarlarınla konforunla kandırdın.
Saygıdeğer muhterem yöneticilerimiz ne olur, lütfen ülkemizin geleceği olan gençlerimizi, daha düne kadar kanlı bıçaklı olduğumuz insanların insafına terk etmeyiniz. Gurbet diyarlarında perişan olmalarına neden olmayınız.
Onların kendi ülkelerinde başları dik onurlu bir şekilde iş ve aş sahibi olarak yaşamalarını sağlayınız.
***
Ey Kıbrıs’ın şafak yüzlü gençleri her şeye rağmen ‘ne olursa olsun’ şunu bilin ki siz Kıbrıs Türk gençliğinden ayrı değilsiniz. Karşınızda büyük hedefler ve ağır görevler durmaktadır.
Onu taşıyacak güç sizde mevcuttur, damarlarınızdaki kudretli kan her zorluğun üstesinden gelmenizi sağlayacaktır.
***
Artık partiler, martiler yetmez size. Sizin çıkış yolunuz, umut ışığınız sadece ve sadece Atatürk’ün gösterdiği yoldur. Bunu asla unutmayınız.
Yan gelip yatmak yok. Ümitsizliğe kapılmak yok. Rumun kölesi olmak yok. Biraz daha sabrediniz, ülkemizin çağlayan sesi olacağınız günler uzak değildir.
Göreceksiniz, eninde sonunda sabır çiçekleri gibi kazanan taraf siz olacaksınız.
Günün sözü:
Bir yerde insanların büyük gölgeleri varsa, o yerde güneş batıyor demektir.
(Konfuçyus)