Bir tarih göçtü… Kıbrıs Türk Halkının Özgürlük Mücadelesinin Lideri Dr. Fazıl Küçük’ün eşi, Kıbrıs Türk Halkının “İlk First Lady”si Süheyla Küçük’ü kaybettik. Acımız büyüktür.

Kıbrıs Türk Halkının milli mücadelesine tanıklık eden, Kıbrıs Türk kadınına örnek olan, 1953’te kurulduğu günden itibaren Kıbrıs Türk Kadınlar Birliği’nin uzun yıllar Genel Başkanlığını yürüten, Atatürk İlke ve Devrimleri doğrultusunda Kıbrıs Türk Kadınlarının aydınlanması çalışmalarında en önde görev alan, her koşulda kadınların yanında yer alan ve kadın haklarının savunucusu olarak mücadele veren; örnek kişiliği ve mütevaziliği ile herkesin saygı ve hayranlığını kazanan Süheyla Küçük’e Allahtan rahmet; başta Küçük ailesi olmak üzere tüm sevenlerine ve Kıbrıs Türk Halkına başsağlığı diliyorum. Ruhu Şad, Mekanı Cennet Olsun…

--------------------------------------------------------

23 Nisan 1920’de Hacı Bayram Camisi’nde Cuma namazı kılınıp, kurbanlar kesildikten sonra ilk TBMM, İttihat ve Terakki Kulübü olarak yapılan binada açıldı. Cumhuriyet’e giden yolda büyük adımlar atılmasını sağlayacak olan TBMM’nin 23 Nisan 1920’de açılması, Türk Kurtuluş Savaşı’nın en önemli safhalarından birisi olmuştur..

23 Nisan 1920’de Türk milleti, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açarken yeni bir Türk devletinin de temelleri atılıyordu. 23 Nisan 1920 sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş günü değil; ayni zamanda Türkiye’de demokratik parlamenter rejimin temellerinin de atıldığı bir gündür.. 23 Nisan 1920, egemenliğin Hanedandan alınıp Türk milletine devredilişinin resmen başlangıcını oluşturan bir devrimin tarihidir. Böyle bir devrimin gerçekleşmesi yüzlerce yıl hayal bile edilememişti..

23 Nisan 1920’de Ankara’da TBMM’nin açılması ile Milli Mücadele çok daha güçlenecek ve yeni bir devletin temelleri atılacaktı.. Meclisin amacı, bir taraftan düşmana karşı Kurtuluş Savaşını gerçekleştirerek ülkenin bağımsızlığını sağlamak, diğer taraftan her türlü sömürgeciliğe karşı çıkmaktı. TBMM’nin açılmasıyla ilk olarak meclis hükümeti sistemi kuruldu. TBMM’nin kurulması, Türkiye’de Cumhuriyet ve demokrasinin gerçekleştirilmesi için atılan önemli bir adımdır.

TBMM, 24 Nisan günü yapmış olduğu 2. Toplantısında Mustafa Kemal Paşa’yı başkanlığa seçti. Mustafa Kemal Paşa, kendi öncülüğünde kurulan TBMM’nin başkanlığını, Cumhurbaşkanı olarak seçildiği 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürecekti..

2 Mayıs 1920’de; TBMM’de Bakanlar Kurulu’nun seçilmesi hakkında yasa çıkarıldı. 11 bakandan oluşan “Meclis Hükümeti”, 5 Mayıs’ta TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında ilk toplantısını yaptı. 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıyla birlikte, milli egemenliğe dayalı yeni Türk devleti doğmuş oluyordu..

I.Dünya Savaşı sonrası 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondoros Mütarekesinin ardından İtilaf Devletlerinin ısrarı ile Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında 10 Ağustos 1922’de

imzalanan Sevr Antlaşması ile Osmanlı Devleti fiilen sona eriyordu. Sevr Antlaşması’na, Osmanlı Parlamentosu da onay vermemişti. Sevr Antlaşması; TBMM ve Türk halkı tarafından kabul edilmediği için yürürlüğe girmemişti.. TBMM, 19 Ağustos 1920’de yapmış olduğu toplantıda Sevr Antlaşmasını imzalayanları ve onaylayanları vatan haini olarak ilan etmişti..

27 Aralık 1919’da, Mustafa Kemal Paşa bir kısım arkadaşları ve Heyet-i Temsiliye üyeleri ile beraber Ankara’ya gelmişti. Artık Milli Mücadele Ankara’dan yönetiliyor, İstanbul’daki asker ve sivil bir çok vatansever, Bağımsızlık Savaşında görev almak üzere Ankara’ya geliyordu. Bir süre sonra , 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul, İtilaf Devletleri tarafından fiilen işgal edildi; şehir yabancılar tarafından tamamen askeri kontrol altına alınmıştı. Bu şartlar altında Meclis de faaliyet gösteremeyeceğini anlayarak dağıldı; zaten bu sıralarda milletvekillerinin bir kısmı da İngilizler tarafından tutuklanmış bulunuyordu. Kaynak:www.mucahit.net/liderimiz/ataturk/aspx

23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ve milli bir hükümetin kurulması üzerine Padişah ve İstanbul Hükümeti de milli mücadeleyi daha geniş ölçüde baltalama yollarına sapmıştı.

Diğer taraftan 15 Mayıs 1919’dan itibaren İzmir’e çıkmaya başlayan Yunanlılar da Anadolu içlerine doğru taarruza hazırlanıyordu. 30 Ekim 1918 Mondoros Mütarekesi ile ordu resmen dağıtılmış, silahları alınmış olduğundan, işgal altındaki yörelerde düşmana ancak mahalli kuvvetler ve gönüllü müfrezeler karşı koymaya çalışıyordu.

Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’un üzerine Valiliklere ve Kolordu Komutanlıklarına talimat vererek Ankara’da toplanacak fevkalade salahiyete sahip bir meclise yeni temsilciler seçmelerini bildirdi. Seçimler süratle sonuçlandı. Nihayet 23 Nisan 1920’de yurdun her bölgesinden gelen millet temsilcileriyle Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı.. Mustafa Kemal, millet iradesini ve egemenliğini temsil eden bu Meclis’e ve hükümetine de başkan seçilerek , artık Türk bağımsızlık mücadelesinin her bakımdan , askeri, siyasi ve sosyal lideri oldu. Ama memleketin içinde bulunduğu şartlar, kendisinin omuzlarına yüklenen görev gerçekten çok ağırdı. Tarihten silinmek istenen bir milletin ölüm kalım savaşının, İstiklal mücadelesinin liderliğini yapıyordu.. Kaynak: www.mucahit.net/liderimiz/ataturk/aspx

Sonuç itibarıyla; 23 Nisan 1920’de Anadolu’nun her yanından gelen millet temsilcileriyle Ankara’da TBMM açıldı.. Mustafa Kemal, Türk milletinin iradesini ve egemenliğini temsil eden bu Meclise ve onun hükümetine de başkan seçilerek artık Türk bağımsızlık mücadelesinin her bakımdan , askeri, siyasi ve sosyal lideri oldu. Mustafa Kemal Atatürk, tarih sahnesinden silinmek istenen bir milletin, ölüm kalım savaşı veren bir milletin , istiklal savaşı mücadelesi veren bir milletin liderliğini yapıyordu..

Ancak ne var ki; Ankara’da TBMM’nin açılması, milli bir hükümetin kurulmasını kabullenemeyen Padişah ve de İstanbul Hükümeti milli mücadeleyi baltalama yoluna sapacak ve Anadolu’da bin bir fedakarlıkla oluşturulan milli kuvvetlere karşı Halife ve Padişah orduları kurulurken 11 Mayıs 1920’de İstanbul Divanı Harbi, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Ali Fuat Cebesoy ve Halide Edip’i idama mahkum edecek ve de Padişah bu kararı 24 Mayıs 1920’de onaylayacaktı.. DEVAM EDECEK…