6-11 Ocak 1921’de I.İnönü  ve  23 Mart-1 Nisan 1921’de  II. İnönü Zaferi  kazanılarak Yunanlılara darbe indirilir. Albay İsmet İnönü  komutasındaki Türk ordusu; 31 Mart günü, karşı taarruza geçti ve düşmanı yenerek 31 Mart-1 Nisan gecesi  düzensiz bir şekilde  geri çekilmeye mecbur etti.  O günde  Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa;  Batı Cephesi Komutanı ve  Genel Kurmay Başkanı İsmet Paşa’ya  gönderdiği yazıda:

“Bütün dünya tarihinde, sizin İnönü Meydan Muharebelerinde   üzerinize yüklediğiniz görev kadar ağır bir görev yüklenmiş komutanlar pek azdır. Milletimizin İstiklal varlığı, dahice idareniz altında  görevlerini şerefle yapan komuta ve silah arkadaşlarınızın kalbine ve vatanseverliğine büyük bir güvenle  dayanıyordu.

Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin  makus talihini de yendiniz. İstila altındaki topraklarımızla birlikte  bütün vatan, bugün en ücra  köşelerine  kadar zaferinizi kutluyor. Düşmanın istila hırsı, azminizin ve vatanseverliğinizin yalçın kayalarına  başını çarparak paramparça oldu..

Adınızı tarihin şeref abidelerine yazan ve bütün  millete size sonsuz bir minnet ve şükran duygusu uyandıran  büyük gaza ve zaferinizi tebrik ederken, üstünde durduğunuz tepenin size binlerce  düşman ölüleriyle dolu bir şeref meydanı  seyrettirdiği kadar, milletimiz  ve kendiniz için yükseliş parıltılarıyla dolu bir geleceğin  ufkuna  da  baktığını ve hakim olduğunu söylemek isterim” diyordu.

Batı Cephesi Komutanı olarak gönderdiği teşekkür mesajında Albay İsmet İnönü:  “Zulüm ve zorbalık dünyasının en zalimce hücumlarına karşı yalnız ve şaşkın kalan milletimizin maddi ve manevi bütün kabiliyet ve kuvvetlerini ruhundaki ateşle toplayan  ve harekete getiren Büyük Millet Meclisi’nin Başkanı Mustafa Kemal Paşa!

Kahraman askerlerimiz ve subaylarımız adına, askerlerimizle avcı hatlarında  omu omuza vuruşan tümen ve kolordu  komutanları adına takdir ve tebriklerinize büyük bir iftiharla teşekkürlerimi arz ederim.”  demişti..

Yunan ordularının tekrar saldırıları üzerine  Mustafa Kemal   Paşa,    ordularına “Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Müdafaa Vardır. Bu Satıh Bütün Vatandır. Vatanın Her Karış Toprağı Vatandaşın Kanıyla Sulanmadıkça Terk 0lunamaz”    emrini vermişti.

23 Ağustos-12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan ve  Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan  Sakarya Meydan Muharebesi  Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak tarihe geçmiş ve   bu zafer sonrası TBMM tarafından Mustafa Kemal’e “Gazi” ünvanı ve “Mareşal” rütbesi verilmiştir.

Sakarya Meydan Muharebesinin ardından uluslararası toplumun özellikle de İngiltere’nin, TBMM güçlerine bakış açısı değişirken Yunanistan, İngiltere’nin desteğini kaybediyordu.   O günde İtalyanlar, işgal ettikleri Güney-Batı Anadolu topraklarını tamamen boşalttılar.

20  Ekim 1921’de Fransa ile Ankara Antlaşması imzalanmasının ardından   23 Ekim 1921’de İngilizlerle, esirlerin karşılıklı değiştirilmesini öngören bir antlaşma  yapıldı.  Diğer yandan Sovyet Rusya’nın aracılığı ile  13 Ekim 1921’de Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’la Kars  Antlaşması imzalandı.. O günde ABD Senatosu Ermenileri desteklemekten vazgeçerken  İtilaf Devletleri de barış teklifinde bulunmuşlardı.

Başkomutan Gazi  Mustafa Kemal Paşa, 17 Ağustos 1922’de gizlice Ankara’dan Konya’ya, oradan da, 18-19 Ağustos 1922’de Akşehir’deki Batı Cephesi karargahına gitti. Bu gidişi kamuoyundan gizlemek ve Başkomutanın Ankara’da olduğu izlemini vermek için de 20 Ağustos tarihli Hakimiyeti Milliye Gazetesi, 21 Ağustos Pazartesi  günü   Mustafa Kemal Paşa’nın  diplomatlara ziyafet vereceğini yazdı.

Başkomutan, 20-21 Ağustos’ta ordu komutanlarına Akşehir’de harita üzerinde   kesin taarruz emrini verdi. Türk planı baskın stratejisine dayanıyordu. Yunan kuvvetlerinin ağırlığı Afyon ile Dumlupınar arasındaydı ve Yunan ordusu saldırıyı Afyon’un kuzeyinden Emirdağ ve Eskişehir istikametinden bekliyordu.   Buna ilave olarak  Yunan ordusunun Afyon’un güneyindeki mevzileri, hem doğal engeller nedeniyle korunaklı, hem de tel örgülerle sıkı tahkim edilmişti. Yunan komutanlar  saldırıyı buradan beklemedikleri için burasını  daha az  birliklerle  koruyordu. Başkomutan, 14 Ağustos’tan itibaren askeri  birlikler gizlice geceleri Afyon’un güneyine kaydırılırken, Yunan birliklerinin    ağırlıklı konuşlanacağı  yerler karşısında çok az Türk kuvvetinin  kalmasıydı.. Yunan  ordusuna Ankara yolu  açılabilirdi.. Kaynak: Dr. Öğr.Üyesi Halil Özcan , Başkomutanın Meydan Savaşı ve Zafer Bayramı, Bütün Dünya, s. 11-12, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını,1 Ağustos 2019

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tarih önünde sorumluluğu üzerine aldığını söyledi ve emrin uygulanmasını istedi.   10  gün süresince her akşam Başkomutan, Türk birliklerinin belirlenen hedeflerine ulaşıp ulaşmadığı ile Yunan birliklerinde hareketlenme olup olmadığı ile  Yunan  birliklerinde hareketlenme olup olmadığının raporunu alıyordu…

… Her şey Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın planladığı gibi büyük bir gizlilik içerisinde gerçekleşti. Büyük taarruz, Mudanya’dan  Afyon’un Güneyine kadar geniş bir  cephede eş zamanlı yönetilecekti…

… 25 Ağustos’ta Suhut kasabasının yakınındaki Kocatepe’nin Güneybatısında  Başkomutan Çadırı kuruldu.  26 Ağustos 1922 günü sabahı saat 5.30’da Kocatepe’den topçu ateşiyle Büyük Taarruz başladı.  Yunan Komutanlar saldırıyı beklemedikleri için Türk askerinin tepelerin yamaçlarından gece gizlenerek gelmelerini bile fark edemedi..

..Neticede İngilizlerin altı ayda geçilmez dedikleri Yunan mevzilerinin ikisi hariç tümü birkaç saatte aşıldı..  Türk ordusu, olağanüstü  bir gayretle dört günde düşmanın önemli kuvvetini kuzeyden , güneyden ve batıdan  kuşatmak suretiyle imhaya uygun bir duruma  getirmişti.. Bunun bir sonucu olarak 30 Ağustos 1922 günü Dumlupınar’da , Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın yönettiği Meydan Savaşı ile  Yunan ordusunun etrafı iki Türk Ordusu tarafından sarıldı. Yunan kuvvetlerinin saldırı gücü tamamen ortadan kaldırıldı ve Yunan ordusu bozguna uğrayarak kaçmaya başladı. 

..Kaçan Yunan ordusunun toparlanmasına fırsat vermemek için Başkomutan, Türk ordusuna üç koldan  “Ordular!. İlk Hedefiniz Akdeniz’dir!. İleri” emrini verdi.  Başkomutandan ileri emrini alan  Türk ordusunun  önünde yaklaşık 400 km mesafe vardı.  Yunan ordusu kaçarken tüm köy, kasaba ve  şehirleri yakarak ilerliyordu…    

..Bu ortamda Türk ordusu , dağ, bayır demeden günde ortalama 40 km yol alıyordu. Esir alınanlar arasında bozulan Yunan ordusunun  Başkomutanı Trikopis  de vardı.. Öncü birlikleri olan Suvariler, 9 Eylül 1922’de , bir gün sonra da Başkomutan  Gazi Mustafa Kemal Paşa İzmir’e girdi.. Kaynak: Dr. Öğr.Üyesi Halil Özcan , Başkomutanın Meydan Savaşı ve Zafer Bayramı, Bütün Dünya, s. 12-14, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını,1 Ağustos 2019, Ankara

Başkumandan ve TBMM Başkanı Mustafa Kemal büyük zaferi, bir bildirge ile Türk ulusuna müjdeledi: Büyük ve asil Türk Milleti, Ordularımız 9 Eylül sabahı İzmir’imizi ve yine 9 Eylül akşamı Bursa’mızı kurtardılar. Bir gün sonra da Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa  İzmir’e girdi. 18 Eylül 1922’de Batı Anadolu’da bir tek Yunan  askeri kalmadı. 

Netice itibarıyla  Mustafa Kemal Paşa komutasındaki  Türk ordusu,  Yunan ordusunu Sakarya  Meydan Savaşı ile  durdurmuş; Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Savaşı ile  düşmanı  Anadolu’dan atmıştı. Ama sonrasında  zaferi, kendisinin değil, Türk milletinin başardığını söyleyen Gazi Mustafa Kemal Paşa:  “Arkadaşlarımız ve milletin bütün fertleri gibi, milli davamızda benim de emeğim geçmiş ise, bu çalışmada  iş yapma kuvveti ve başarı varsa, bunu şahsıma atfetmeyiniz.. Ben  milletin bu yüksek, manevi şahsiyeti içinde bir naçiz fert olmakla bahtiyarım .” demişti.. DEVAM EDECEK..