Yakın geçmişte müzakere süreci ile ilgili olarak  yaptığı açıklamada KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı:   “…Müzakere  sürecinde  tüm konularda  uzlaşıya  varılmadan  hiçbir konuda  anlaşılmış  sayılmaz.  Bu nedenle uzlaşılan  konular  teker tekeraçıklanmıyor…yönetim, güç paylaşımı, ekonomi  ve  Avrupa Birliği başlıklarında  pek çok anlayış  ve beraberlikler  sağlandı…47 yıldır sağlanamayan  ilerleme  beş ayda sağlandı.   Eğer iki  taraf da  bu şekilde devam ederse ‘Kıbrısta çözüm, yıllar değil  aylar içinde de olabilirsözünün  arkasında olduğunu” söyledi.

Müzakere sürecinde  ilerleyen aşamalarda  somut açıklamalar  yapmak istediklerini  belirten Akıncı, hedeflerinin  Mayıs ayından önce  bir referandum olduğunu  ve  bunun  sadece Kuzeyin değil, güneyin  de çok istediğini  aktardı.

28 Kasım 2015 tarihli Kıbrıs Postası Gazetesinin  6ncı sayfasında yer alan Filiz  Seyisin haberinde :Eski Müzakereci Osman Ertuğun , Ada TVde Gözde Akbenin   hazırlayıp sunduğu  Günaydın Ada  programına   konuk olarak  “Kıbrıs sorunu ve müzakere  sürecinde  yaşanan  gelişmelere dair değerlendirmeleri” yer aldı.Eski Müzakereci Osman Ertuğ , Cumhurbaşkanı  Mustafa Akıncının  müzakerelerde  47  yılda sağlanamayan  ilerlemenin  5 ayda sağlandığı  yönündeki  açıklamasını sorguladı .  Ertuğ Akıncıya  , “Nedir 47  yılda olmayıp 5 ayda olan  ilerlemeler?” diye soran ve müzakereleri sorgulayan  Osman Ertuğ :

“Eğer süreçte  garantiler  konusu  öne alınmak isteniyorsa  , o zaman  5li  bir toplantı   gerekmektedir. Bizim için net olması gereken  konular; iki kesimlilik, güvenlik, iki kurucu devlet   eşitliği , dönüşümlü   başkanlık  gibi   konulardır… Mülkiyet konusunu  bireye  indirgemek  bence bir hataydı. Mülkiyeti bireye indirgemek ayni zamanda  iki kesimliliğe  de zarar verir…” dedi.

Yakın geçmişte ELAM örgütünün   Kıbrıslı Türklere yönelik saldırıları da değerlendiren Ertuğ, “yaşanılan  olaylar garantisiz  bir ortamda  Kıbrıslı Türkleri  nelerin beklediğini göstermek açısından  önemlidir.Güvenlik en  temel insan haklarıdır; bundan vazgeçmemek Kıbrıslı Türkler için  son derece önemlidir… Olay “3-5 fanatiktir bunlar” demekle geçiştirilmemeli, geçmişte EOKA da 300-400  kişilik bir gruptu” şeklinde konuştu.

28 Kasım 2015 tarihli Star Kıbrıs Gazetesinin  7nci sayfasında yer alan  “Kıbrıs Türkü açısından  olumlu gelişme göstermiyor” başlıklı haberde UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatarın  yapmış olduğu yazılı açıklamaya yer verildi.

Müzakerelerle ilgili olarak   Rum ve Yunan  yetkililerinin   açıklamalarının  Kıbrıs Türkü açısından   hiç de olumlu  gelişmeler  olduğunu göstermediğini  ifade eden ve yazılı açıklamada bulunan UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar :

“Yunanistan  Dışişleri Bakanlığı  resmi internet sayfasında  yer alan konuşmasında Koçaş , Kıbrıs  konusundaki  görüşmelerde  ilerleme olduğunu iddia etti ve bunu  sayın Mustafa Akıncının  bir Türk, ya da  Kıbrıslı Türk değil, Kıbrıslı olmasına bağladı. Bana göre  Koçasın  bu konuşması mutlaka gerektiği gibi yanıtlanmalı ve sayın Akıncı kendisinin  KKTC Cumhurbaşkanı  olduğu gerçeğini  Yunan  Cumhurbaşkanına  mutlaka  anımsatmalıdır” dedi.Tatar , Yunan Dışişleri Bakanının   ayni konuşmasında  , Türkiyenin   etkin ve fiili  garantisine de  şiddetle saldırdığını ve asla  devam edemeyeceğini  öne sürdüğünü belirtti.

Rum lider NikosAnastasiadis gibi Yunan Dışişleri Bakanının da iki bölgeliliğin  asla  serbest dolaşım, serbest  yerleşim  , serbest  mülk edinme  ve serbest iş kurma   haklarının   engellenemeyeceğini  , doğal olarak  da  Kıbrıs Türk Kurucu Devleti sınırları içinde  yaşayan Rumların ,  bunlara  Yerel Kuruluş Organları dahil,  tüm seçimlerde  seçme ve seçilme haklarına sahip  olacaklarını ileri sürmekte  olduğuna değinen  Tatar şunları kaydetti:

“Bu da demektir; Rumlar olası bir anlaşmada  fiiliyatta  Güney Kıbrısta tamamen  Rumlardan oluşacak  bir devlet sahibi olmalarının  yanı sıra  Kuzeyde de  önemli bir ekonomik  , sosyal  , siyasal  güce sahip  olma hakkını  elde edecekler . Yani  , gün gele  egemenliklerini  tüm adaya  yayma  şansına  sahip olacaklar. Yani hayal ettikleri  gibi  1974 öncesine  dönüş için  kapıyı açmış olacaklar”  dedi.

Tatar , Cumhurbaşkanı Akıncıyı “yalpalamayı bırakarak , Türkiyenin  etkin ve fiili  garantisinin devamı  , iki kesimlilik ,  varılacak açıklamanın  Avrupa Birliği Hukuku  haline geleceği, yönetim ve güç  paylaşımı, mülkiyet, toprak  gibi  konuların Kıbrıs Türkünün  Adadaki varlığını  ve güvenliğini  en küçük bir şekilde  tehlikeye atmayacak  biçimde  sonuçlandırmaya  çalışıldığını halka açıklamaya” davet etti.

 

Sonuç olarak; Rum-Yunan ikilisi, siyasi çözümün “Kıbrıs Cumhuriyeti” temelinde ve çatısı altında bir anayasa değişikliği ile  gerçekleşmesini ve de  tek egemenlik , tek vatandaşlık , tek uluslararası temsiliyetistiyorlar. Bu da ilk etapta KKTCnin  varlığının sona  erdirilmesi demektir.Rum-Yunan  ikilisi Türkiyenin  Kıbrısta olan bağlarını tamamen  ortadan kaldırmayan,  Enosise giden yolu açmayan  hiçbir çözüm şeklini kabul etmiyor ve etmeyecektir….