ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı NASA, ilk kez tanımlanamayan uçan nesne (UFO) ve tanımlanamayan hava fenomeni (UAP) ile ilgili halka açık basın toplantısı düzenledi. Ancak, NASA Araştırma Ekibi Başkanı David Spergel’in, “Uzaylı yok ama arıyoruz.” açıklamasında, 1947 Rosewell olayından bu yana, yıllarca Uzay ve UFO araştırmacılarının yüzde yüz kanıtlanmış olarak bilinen UFO’ların dünyayı ziyaretlerini anlatan olaylara yer verilmemesi büyük şaşkınlık yarattı. Dünya genelinde 800’den fazla UAP’nin sadece yüzde 2 ile 5 arasındakilerinin “muhtemel anormal” kategorisinde olduğunu aktaran NASA’nın bulgusu da genel olarak inandırıcı bulunmadı.
Hiç kuşkusuz gerek Kuzey Amerika, gerekse Güney Amerika ve aynı zamanda Avrupa, Orta-Doğu ve Uzak-Doğu’da da görülen, fotoğrafları ve filmleri çekilen uzaylıların UFO’larının şüphe götürmeyen gerçekler olduğu bilinirken, NASA’nın bu ilk UFO açıklaması, sadece bu kuruluşun uzaya gönderdiği uzay araçlarının herhangi bir uzay uygarlığının UFO’ları ile karşılaşılmadığını vurgulayan bir açıklama olarak kabul edilebilir. Ancak, yeryüzündeki insanların defalarca yaşadıkları “Close Encounters of the Third Kind” yani “Üçüncü Derecede Yakın Karşılaşmalara” bu ilk basın toplantısında NASA’nın yer vermemesi de anlaşılır gibi değil. Sadece geçen sene filme alınan, kaydedilen bir metalik küreyi gösteren bir görüntü paylaşılarak bunun ne olduğunun tesbit edilemediği açıklanmıştı. Tabii ki, NASA’nın resmi bir kuruluş olarak yaptığı işin, dünya dışında herhangi bir biçimde yaşam aramak olduğunu bildiren açıklamasını normal karşılamak lazım. Anormal olan ve genel olarak kabul görmeyen ise, uzay uygarlıklarının UFO’larının dünyayı sürekli ziyaret ettikleri ve en azından bu olayların bir bölümünün gerçek olduğundan hiç söz edilmemesi. Gerçeklerin ne zaman açıklanacağı henüz bilinmiyor. NASA belki de uzayda aradıklarını dünyada bulacak...