Türkiye de ve KKTC de bazıları aldırmaz davranabilir ama  bugün  Türkiye’nin güney doğu sınırlarında can pazarı yaşanıyor.

Aileler, arkasına Ambulansı takmış asker timinin şehit haberini vermek için kimin kapısında duracağını yaşlı gözlerle izliyor.

Kuzey Kıbrıs ta bu can pazarından azade yaşam içinde başka gaileler kol geziyor.

Hastane yangını, Anastasiadis in bazı sınır kapılarını Corona virüsünü ileri sürerek kapatma kararı, Arasta esnafının siftah yapmadan kepenk kapatması.

“Koyun can derdinde , kasap yağ derdinde” derler ya, işte öyle bir şey!

Mümkündür, makalem yayınlanmadan günden yine değişebilir, araya başka, başka tuhaflıklar  girebilir.

Geçtiğimiz gün hastane yangınını yazdım. “Yaşlanmış ve yıpranmış hastanenin bu halde olması sadece bu günün iktidarının sorumluluğunda değil” demiştim.

Bir yıl öncesinde de bu elektrik kabloları yorgundu. Yangın o günlerde de çıkabilirdi.

Piyango bu günün iktidarınınmış! Yaşananları bu ülkenin gerçekleri olarak görmemiz lazım.

İşin gerçeği o ki açılan yaraları sarmak hem de kimselere muhtaç olmadan sarmak zorundayız.

Sınır kapılarının kapatılmasına gelince!

Aralarından “innik, minik” yaparak seçildiği izlenimi veren, açık tutulan, ya da kapatılan kapıların, Corana virüsü ile alakalı olmadığı başından beri çok açıktı.

Virüsün hangi kapıdan geçeceğini kim bilebilir ki? Sonra araba içinde geçenlerin hastalıktan arınmış olmaları ne kadar mümkün olabilir?

 Kararın başka, başka amaçlar güden bir  tasarruf olduğu çok net bir  şekilde ortada. Sadece ekonomik amaçlı yaptırım olmadığını da düşünmek lazım!

Corona virüsünün milyarın çok üzerinde nüfusa sahip Çin de yol açtığı ölüm sayısını düşünün.

Keza İran için, İtalya için de de aynı şeyleri söylemek mümkün.

Güney Kıbrıs, hastalığın hüküm sürdüğü ülkelerden adaya gelen ziyaretçiler için ne gibi yaptırımlara gitti.

Örneğin İtalya dan gelen yolcular için bir kısıtlama ya da yasaklama söz konusu mudur?

Bir AB üyesi ülke olarak bunu yapabilmek Güneyin haddine mi düştü!

Direk uçuşların olmamasından dolayı iki filtreden geçerek KKTC ye gelen ziyaretçiler Corana virüsü bakımından Güneyi ziyaret edenlerden daha garantili değil mi?

Bu tasarrufun gerçek amacı Türkiye’nin Suriye sınırında bir savaş halinde bulunmasıdır. Milyonları bulan göçmen sorunlarıyla boğuşuyor olmasıdır.

Türkiye’nin sınır kapılarını Yunanistan a doğru açmasına misilleme amaçlıdır!

Fırsattan istifade Kıbrıs adasında egemen olduğunu kanıtlama sevdasıdır!

Rum İç İşleri Banının söylediği gibi kapatma kararı bir haftadan çok daha uzun zaman sürebilir, çok uzun zamana da yayılabilir.

“Siftah yapamadan dükkan kapattık “kıvranışları güneye haz vermektedir!

Önemeli olan niyettir!

Rumlar geçişleri kısıtlamakla tepki çektiklerini sezinlemiş olacaklar ki, bu kez kapı kapamayı uluslararası toplumları kandırmaya yönelik olarak mülteci geçişlerini engellemeye dönük önlem olarak gösterme çabalarına girdiler.

Böylesine uzlaşmaz ortamları hiç çekinmeden sergilemekten çekinmeyen güney Kıbrıs la yeniden masada oturup federasyon görüşmek toplum olarak bizleri aşağılamaktan başka bir şey değildir.

Artık anlaşılmalıdır ki, Güneyle Kuzeyin bir federasyon çatısı altında uzlaşı arayışları zaman kaybıdır, boşuna çabadır.