Birileri bizlere doğruları söylemiyor ama dişimizi sıkmaktan başka çare yok!

Bekleyip, göreceğiz!

Rum yönetimi, 28 Hazirana kadar güvenlik ve garantiler konusunda ortak belge hazırlanmadığı takdirde Cenevre ye gidilmeyeceğini duyurdu.

BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide harıl, harıl bu belgeyi hazırlamaya çalışıyor.

Belgenin mahiyeti “Güvenlik ve Garantiler”

AB ise garantörlükler konusunda görüş ortaya koyarak, hiçbir AB ülkesinin topraklarında tek taraflı garantörlük haklarına müsaade edemeyeceği tezini ileri sürüyor.

Sayın Akıncı Cenevre görüşmesinin önkoşulsuz gerçekleştirileceğini söylemişti.

Geçen günler içinde Eidenin hazırlamakta olduğu ve taraflara imzalatmak istediği belge öyle anlaşılıyor ki önkoşulun ta kendisi.

Rum kesimi 28 Hazirana kadar belge hazırlanmadığı takdirde Cenevre ye gitmeyeceğiz diyorlar ya!

Bundan açık ve net koşul mu olur?

Eide “güvenlik ve garantiler” konularında kılavuzluk yapacakmış!

“Kılavuzu karga olanın burnu b.k’tan kalkmazmış” ata sözümüzü gel de anımsama!

Eide tarafların görüşlerini alacak, bu görüşleri ne kadar birbirine yakın hale getirebilirim le uğraşacak ve “belge” masanın üzerine konacak.

İki ayrı salonda sürdürüleceği söylenen görüşmeler bir tarafta garantör ülkeler, diğer salonda iki lider ve heyetleri bulunacak.

Rum kesimi zaman kazanmak için değil, güvenlik ve garantilerin etki konusunu ne kadar zararsız ve de etkisiz hale nasıl getirebilirim yaklaşımları içinde hareket ediyor!

Gelecek için niyetleri kötü olmasa “garantiler ve güvenlik” konularına bu kadar takarlar mıydı?

Senaryo bildik senaryo!

Üç yıl, bilemedin beş, ya da on yıl sonra olası Anayasanın maddelerinde oynamaya kalkacaklar, buna rıza göstermeyen Türklerin tepesine balyozu oturtacaklar.

İşte bu balyoz oturtma döneminde başta Türkiye olmak üzere kimselerin rahatsızlık çıkarmamasını sağlama almaya çalışıyorlar.

Bütün mesele bu! Yoksa iyi niyetli bir gelecek için çalışmış olsalar, garantör ülke durduğu yerde bir müdahaleyi niye düşünsün.

1963 Aralığından 20 Temmuz 1974 e kadar geçen 11 yıla yakın sürede Türkiye Kıbrıs ın garantörü olduğu halde adaya müdahale edebildi mi?

Nihayet Yunan Cuntasının ve Eokanın başlattığı 15 Temmuz darbesi bardağı taşıran ve bir müdahaleyi kayıtsız, şartsız haklı kılan bir hale getirdi.

Aramızda her şeyi toz pembe gören ve de gösterenlere bir kez daha hatırlatalım adamların niyeti kötü, niyeti!