UBP

UBP  20 ci Olağan Kurultayında ikinci turun ortaya çıkmasıyla birlikte, uzayıp giden sayım sürecinden yorgun düşen Kurultay Divanı almış olduğu bir kararla Parti Meclisi seçim sayımını ikinci turun seçim gününe   erteledi.

Divanın böyle bir karar alma yetkisi var mı, yok mu? Tartışabiliriz, ne var ki bu kararın alınmasında Genel Başkan ve Başkan adayı Özgürgünün her hangi bir girişimi ve de etkisi olduğunu söylemek insafsızlık olur!

Unutulmamalıdır ki bu bir hafta boyunca  UBPnin en yüksek karar organı Divan dır!

Sandıklar Genel Sekreterlik odasında kilit altında ve anahtarları da divan Başkanlığında sayımın yapılacağı saati beklemektedir!

Gelelim Kurultayın ikinci günündeki izlenimlerime:

Daha önce de yazdım, düzen karmaşaya fırsat vermeyecek şekilde düzenlenmişti!

Ancak oy kullanan üyelerden bazılarının sadece kendi bölgesindeki Parti Meclis üyeliklerini işaretledikleri, uzayıp giden diğer bölgedeki adayların tercihlerini yapmaya pek de itibar etmediklerini gözlemledim!

Oy kullanma kabininden “niye bu kadar erken çıktığını” sorduğum ahbapların verdiği cevap “hiç birini tanımam” olmuştur.

Bir de, isim vermeden, polemiğe neden vermeden yazmış olayım, bazı Başkan ve Parti Meclisi adaylarının oy kullanma kabinlerinin çok yakınlarına kadar ulaşabilmeleri, tüm uyarılara, Divanın ikazlarına rağmen bu uyarılara itibar etmeden hareket etmeleri pek de hoş değildi.

Dışarıda sergilenen cümbüşe, birbirine girmiş seslere pek girmek istemiyorum. Hele Parti Meclis adaylarının kart yarışını “giden paralara yazık” diye değerlendiriyorum.

Binlerce aday kartının yerlerde, çöplerde savrulmuş hali pek de iç açıcı değildi.

Sonuçta ilk kez tabana kadar inilerek bir Kurultay gerçekleştirildi.

İlk olmasına rağmen esasa yönelik kaygı verici, sorun yaratıcı bir durum gerçekleşmedi.

İnşallah bundan sonraki Kurultaylar daha sağlıklı, eksiklikler en aza indirilmiş şekli ile gerçekleşir.

Şu gerçeği vurgulamadan makalemi sonlandırmak istemiyorum,

UBP de tabanın sesine kulak veren bu tüzük değişikliği Kıbrıs Türk siyasi yaşamında bir dönüm noktası olmuştur.

 

UBP dışındaki tüm siyasi yapılar bu uygulamayı programlarına, tüzüklerine almak zorunda kalacaklar, aksi takdirde  çağ dışı kalmış olacaklardır!