Üç yılı aşkın zamandan beri çalıştırılmayan bir mekanizmanın, hele bakımı yapılmamış, uykuya terk edilmiş bir oluşumun yeniden çalışır hale getirilmesi hiçte kolay olmayacak.
Tam iki kez, adadaki Türk varlığını süreç içinde yok edecek kapsamlı çözüm modellerine hayır diyen Rum ve Yunan tarafı temelde bizlere çok büyük iğliklerde bulundular.
Hele Annan planına hayır demekle, idam fermanımıza engel tavır koymakla alternatif B planlarına kapı araladılar.
İşte “İKİ EŞİT EGEMEN DEVLET” temelinde görüşme masasına dönme görüşü Rum ve Yunan tarafının uzlaşmaz tutumlarının oluşturduğu bir meyvedir.
Elli yılı aşkın zamanlardan beri adeta köşe kapmaca kovalamacasına dönen Kıbrıs görüşmeleri BM lerin ve de beş daimi üye ile AB nin başını çeken ülkelerin yanlı tutumları sonrasında bu duruma gelinmiştir.
Rumlar şımardıkça şımarmış, iştahları kabardıkça kabarmış, anavatan Türkiye yi ve de KKTC yi çaresiz bırakacakları fikrine kapılmışlardır. Çaresiz duruma düşen kendileri olmuşlardır.
Şimdi “bu meyveyi yiyemeyiz” diyorlar!
TC ve KKTC çizmiş olduğu rotada ısrarcı olmaları halinde bu meyve dalında asılı durmaya devam edecektir.
TC Cumurbaşkanı Erdoğanın Yunanistan a yapmış olduğu ziyaret ne Kıbrıs sorunuyla alakalıdır, ne Ege kıta sahanlığıyla ne de 12 adaların silahsızlandırılmasıyla alakadardır. Tamamıyla iki ülkenin ekonomik iş birlikleriyle ilgilidir.
Boşuna beklenilmesin Kıbrıs konusunda esasa yönelik bir sürecin devreye konması bu gün için hayalden ibarettir.
MB Genel Sekreterinin de son dönemlerde Kıbrısla ilgili olarak başlatmış olduğu girişimler aslında asılı duran “iki devletli çözüm” meyvesini dalından aşağıya indirme çabalarından başka bir şey değildir!
Federal sitemde bir çözüm modeli hele Rum liderliğinin ileri sürdüğü şartlarda Federal çözüm modeli asla kabul edilebilecek bir model değildir.
KKTC muhalefetinin bir türlü kavrayamadığı önemli ayrıntı Federasyona dayalı çözümün içeriğidir. Yukarıda da vurguladığım gibi elli yılı aşan süreçte Kıbrıs Cumhuriyetinin uluslararası olanaklarını gasp etmenin verdiği avantajlarla süreci Kıbrıs Türklerinin dayanma mecaline dayandıran Güney Kıbrısın bu tutumuna karşın yeni bir B planının ortaya konması bir hak konumuna gelmiştir.
İki devlete dayalı çözüm modeli doğru bir başlangıçtır ama bu modeli ortaya atarken icaplarını da yerine getirmek inandırıcılık açısından bir zorunluluktur.
Nedir bu icap edilmesi gereken başlıklar.! Hepsini bir başlıkta vurgulamak gerekirse ekonomik olarak ayakları üzerinde durabilen bir yapının idamesi olarak özetlenebilir!
Refah düzeyinin yukarılarda seyretmesi , üretim kapasitemizin artırılması, devletin yükünün hafifletilmesi, ülkenin tabir yerinde ise” sorma gir hanı” olmaktan çıkarılması, yasalara dayalı uygulamaların günlük yaşamı da sarmalına alması hayata geçirilmesi hem de acilen hayata geçirilmesi zorunluluk olarak görülmelidir.