Rum liderliği dün olduğu gibi bugün de Kıbrıs’ta olası bir siyasi çözümde Megali-İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’e giden yolu açmayı ve de Kıbrıs Türk halkını Girit misali yok etmeyi hedefliyor.
Bunun için de olası bir siyasi çözümde “Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli, Türk askeri adadan gitmeli, Rum göçmenler mallarına mülklerine dönmeli” diyorlar. Ama ne yazık ki hala daha aramızda Federasyon gibi bir siyasi çözüm peşinde koşanlar vardır. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti de bir tür federasyondu ama Rum-Yunan ikilisi bu antlaşmaları Enosis’e bir sıçrama tahtası olarak görmüşlerdi. Nitekim 21 Aralık 1963 Kanlı Noel silahlı saldırıları ile yıkarken hedefleri Kıbrıs’ı Yunan Adası haline getirmekti..
Şimdilerde de Rum-Yunan ikilisi farklı düşünmüyorlar. Kıbrıs’ta olası bir siyasi çözümü, ‘sözde’ federasyonu Enosis’e sıçrama tahtası olarak hedefliyor. Bu nedenle de Garanti Antlaşmalarının iptalini ve de Türk Askerinin adadan çıkmasını hedefliyorlar.
Gerilere dönüp bakacak olursak 30 Mart 2022 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan açıklamasında “Rumlar, Kıbrıs’ı Helen Adası Yapmak İstiyor” diyen KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, Ukrayna’da yaşananların, Kıbrıslı Türkler için Türkiye’nin garantisinin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini, “Artık Garantilere Gerek Yok Diyenlerin” bile Ukrayna’daki durumu gördükten sonra farklı düşünmeye başladıklarını dile getiriyordu!..
Yine geçmişe dönüp bakacak olursak KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, GKRY Lideri Nikos Anastasiadis’in, Rum siyasetçilerin ve Yunanistan Büyükelçisinin Osmanlı İmparatorluğu’na karşı ayaklanmasının ve 1 Nisan 1955’te EOKA’nın silahlı tedhişe başlamasının yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamalara tepki gösterdi..
..Rum liderliğinin EOKA’nın yaptıklarını onaylayan ve Helenizm vurgusu yapan mesajlar verdiğine işaret eden KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar “Bizim bütün iyi niyetimizle, eşitlik temelinde bir anlaşma anlayışımıza karşı onların anlayışı her zaman Kıbrıs’ın bir Helen adası olması için kapının açık bırakılmasıdır. Verdikleri mesaj tamamen budur” şeklinde konuştu. Sayın Ersin Tatar, “Eğer O Anlaşma İçinde İki Eşit, Egemen Devlet dersen o kapı onlar için kapalıdır demektir” dedi.
Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşla değişen jeopolitik durum ve konjektür nedeniyle Doğu Akdeniz’deki Hidrokarbonların daha da önem kazandığını belirten sayın Ersin Tatar, meselenin Türk tarafının Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını da koruyarak ele alınması gerektiğini kaydetti..
..KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar “Sen hala daha 1821’deki retoriği tekrar ediyorsan, Helenizm taraftarlarını mutlu edecek mesajlar veriyorsan, ben senin iyi niyetinden şüpheliyim. Belli ki senin aklındaki anlaşma, Helenizme kapıyı açık bırakan, Kıbrıs Türklerinin eşitliğine saygı duymayan bir anlayıştır” şeklinde konuştu..
..Yunanistan’ın Güney Kıbrıs’taki Büyükelçisinin de söz konusu yıl dönümünde “Garanti Sistemi Kaldırılmadan ve Türk Askeri Tamamen Çekilmeden Uzlaşılacak Bir Çözümün Bir Anlamı Olmayacağını Savunduğunu” hatırlatan sayın Ersin Tatar: “Bu kazanımlar bizim buradaki hakkımızın, hukukumuzun, egemenlik temelinde verdiğimiz mücadelenin özünü oluşturmaktadır” dedi..
..Ukrayna’da yaşananların, Kıbrıslı Türkler için Türkiye’nin garantisinin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini dile getiren KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar “Artık Garantilere Gerek Yok” diyenlerin bile Ukrayna’daki durumu gördükten sonra farklı düşünmeye başladığını belirtti..
..Rum siyasi partilerinin Helenizm mesajlarının ve törenlere katılan Rum öğrencilerin taşıdıkları “Sınırlarımız Girne’de Biter. Geri Döneceğiz” gibi gerginliği tırmandırıcı pankartların dikkatten kaçmaması gerektiğini kaydeden KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar “Biz Eşitlik Temelinde Sonuna Kadar Türk Varlığının Sürdüğü, Türkiye’nin Garantörlüğüyle Barış, Huzur ve Güvenliğin en iyi şekilde korunabileceği bir ortamın, bir anlaşmanın olabilmesi için siyasetimizi sürdürmekteyiz ve sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Gerilere dönüp bakacak olursak; 14 Eylül 2022 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan açıklamasında GKRY Savunma Bakanı Kıbrıs adasını bir Helen Adası olarak gördüğünü ve Kıbrıs Türklerini şehir ve köylerinden çıkarmayı hedeflediklerini çok açık ve net olarak dile getirmektedir. KKTC, iyi komşuluk ilkeleri temelinde, egemen eşit iki devlet arasında yapıcı iş birliği ilişkisi kurulmasını şiar haline getirmiştir. Buna mukabil, Rum tarafı son dönemde adayı bir silah deposuna çevirmeye hız vermiştir. Silahlanma çabalarını örtmek isteyen mesnetsiz iddialarla, anavatan Türkiye’ye mal etmeye çalışmaktadır.
GKRY’nin Fransa ile saldırı Helikopterleri satış anlaşması imzaladığı, füze sistemi, radar sistemleri ile diğer başka askeri malzeme temin etmeye yönelik çabalarını arttırdığını ve Rum ordusu, Adadaki sınır hattına ağır silah mevzisi yerleştirmeyi de sürdürmektedir. Silahlanma faaliyetlerini artırarak devam ettiren GKRY ada ve etrafındaki gerginliğin tırmanmasının tek müsebbibi olduğu aşikardır diyen KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar; “İyi komşuluk ve huzur ortamının sağlanması için yürüttüğümüz bir politikamız vardır. Ancak, GKRY’nin tehditleri karşısında hak ve menfaatlerimizi, anavatanımız Türkiye ile birlikte muhafaza etme kararlılığımızdan asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatırız” dedi
Kıbrıs Türk Halkı her vesile ile bağımsız ve egemen devletimiz KKTC anavatanımız Türkiye’nin desteğinde tanınma yönünde adımlar atmaya devam ediyor. Gerilere dönüp bakacak olursak 11.01.2023 tarihli Halkın Sesi gazetesinde yer alan haberde KKTC Meclis Başkanı sayın Zorlu Töre, Antalya’da katıldığı Asya Parlamenterler Asamblesi Genel Kurul toplantısında bir çok ülkenin Meclis Başkanları ile bir araya geldi, önemli temaslarda bulundu..
..Toplantıya 27 ülkenin Meclis Başkanları veya yardımcıları yanında 400’e yakın siyasi temsilcileri katıldı. KKTC Meclis Başkanı sayın Zorlu Töre, toplantı çerçevesinde bir çok ülkenin Meclis Başkanları ve Yardımcıları ile bir araya geldi. Sayın Zorlu Töre; Asya Parlamenterler Asamblesi 13. Genel Kurul toplantısı kapsamındaki temasları çerçevesinde TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile Antalya’da bir araya geldi..
..TBMM Başkanı Şentop, KKTC’nin her açıdan kendi ayakları üzerinde durabilen uluslararası toplumun tanınmış saygın bir üyesi haline gelmesi için var güçleri ile gayret gösterdiklerini ifade etti. Şentop, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Tanıyın” çağrısını hatırlatarak kendilerinin de TBMM olarak KKTC’nin uluslararası alanda görünürlüğünü, Parlamenter toplantılar bağlamında da arttırmaya gayret gösterdiklerini dile getirdi..
..Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na (TDT) anayasal ismi ile “Gözlemci Üye” statüsü ile katılmasının önemli bir başlangıç olduğunu ifade eden Şentop: “Ayni Şekilde KKTC’nin Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi’ne Katılımını Da Kuvvetle Destekliyoruz” dedi..
..Türkiye ile KKTC arasında çok derin ilişkiler olduğunu, mavi vatanın da eklenmesiyle birlikte yürütülen milli dava Kıbrıs meselesinin daha da geniş bir boyut aldığını kaydeden KKTC Meclis Başkanı sayın Zorlu Töre: “Bu Dava Ancak Türkiye İle Birlikte Yürütülebilir. Özne Milli Davadır. Sadece Kıbrıs Türk Halkı Değildir, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Müşterek Hareketi İle Bu Meseleler Yürütülür. Türkiyesiz Zaten Olmaz” dedi.
.. Türk milleti güçlü olursa, Türkiye güçlü olursa, Kıbrıs Türk halkının da bundan mutlaka fayda edeceğine işaret eden sayın Zorlu Töre: “Bizim devletimiz ve milletimiz güçlüdür. Türk ordusu Kıbrıs’tadır ve güvence altındayız. Kıbrıs Türk halkı bugün bir devlet sahibidir. Devletten vazgeçmemiz mümkün değildir” dedi..
Gelinen noktada dün olduğu gibi bugün de Rum liderliği olası bir siyasi çözümde Rum liderliği “Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli, Türk Askeri Adadan gitmeli, Rum göçmenler evlerine, mülklerine dönmeli” derken hedefleri Kıbrıs Türk Halkını Girit misali yok etmektir, Kıbrıs’ı Yunan adası yapmaktır. Kıbrıs Türk Halkı ve anavatanımız Türkiye bu oyuna asla gelmeyecektir. Rum-Yunan ikilisi çok iyi bilmelidir ki; Kıbrıs Türk Halkının siyasi eşitliği ve egemenliği tanınmadan görüşme masasına oturması söz konusu olamaz.
Nitekim 31 Ocak 2024 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan açıklamasında KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar; BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’a “Kıbrıs’ta taraflar arasında müzakerelerin başlayabilmesi için Kıbrıs Türk Tarafının Egemen Eşitlik ve Eşit Uluslararası Statüsünün Teyit Edilmesi Gerektiğini İlettiğini” söyledi..
..Kıbrıs Türk Halkının pozisyonunun “Açık” ve “Net” olduğunu vurgulayan KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Bugünkü görüşmede Holguin’e esas mağdur tarafın Kıbrıs Türk halkı olduğunu ifade ettiğini” söyleyerek “Hala ambargolar, hala izolasyon var, hala direkt uçuş yok. Doğrudan ticaret yok. Bir futbol maçını oynayamayan bir Türk halkı var. Bunun eşitliği nerede, bunun insanlığı nerede, bunun dostluğu nerede” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar yıllarca süren müzakerelerde federal temelde bir çözüm bulabilmek için yapılan uğraşların boşa çıktığını belirtti. Karşı tarafın adanın zenginliklerini ve yönetimini Kıbrıs Türk Halkı ile paylaşmak istemediğini kaydeden sayın Ersin Tatar: Annan Planına Kıbrıslı Türkler ‘Evet’ derken ‘Hayır’ diyen Kıbrıs Rumlarının tek taraflı olarak AB’ye alınmasının uluslararası antlaşmalara aykırı olduğunu belirtti.
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, “Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma olabilmesi için mutlak surette Kıbrıs Türk Halkının egemenliğinin ve siyasi eşitliğinin kabul edilmesi gerekmektedir” dedi.
Sonuç olarak; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vardır ve var olmaya devam edecektir. Kıbrıs Türk halkına düşen görev bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..