Enosis, Rum-Yunan ikilisinin Megali idea hedefi çerçevesinde Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhak edilmesini ifade etmektedir. Kıbrıs’ta Rumların Enosis mücadelesi ile Kıbrıs Türk Halkının Enosis’e karşı mücadelesi köklü bir geçmişe dayanmaktadır.

Rigas Ferreros adlı milliyetçi bir Yunanlı Şair tarafından 1791’de Bükreş’te hazırlanan ilk Megali İdea Haritası 1796 yılında Viyana’da basılmış ve daha sonra Yunan yayılmacılığının temel belgesi haline gelmiştir. Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı Megali İdea hedefleri çerçevesinde 1791 yılından itibaren gündemde olan bir konudur.

Megali İdea’nın öngördüğü temel fikir; Bizans İmparatorluğu ile Pontus Rum devletinin yeniden ihyası, hatta bir Makedon olmasına karşın ısrarla Yunanlı saydıkları Büyük İskender’in fethettiği tüm yerleri yeniden fethederek Büyük Helen İmparatorluğu’nun kurulmasıdır. Yine bu büyük imparatorluğun başkenti de ısrarla “Konstantinopolis” diye adlandırdıkları İstanbul olacaktı. Kaynak: F.Kürşat-M.Haşim Altan-S.Egeli, Belgelerle Kıbrıs’ta Yunan Emperyalizmi, s.28-29; İstanbul, 1978

Megali İdea çerçevesinde hazırlanan bu program doğrultusunda 25 Mart 1821 Yunan isyanı başlatılmış ve Yunanistan 1830 yılında bağımsız bir devlet haline gelmiştir. Yunanistan’ın daha sonra yukarıda belirtilen bölgelerin “ilhakı” için uyguladığı stratejisi “Enosis” sloganı çerçevesinde sürdürülmüştür..

Yunan bağımsızlığının kazanıldığı 1830’da 1 milyondan az nüfusu ve 50 bin km kare civarında toprağı olan Yunanistan; Megali idea hayalleri çerçevesindeki yayılmacı politikası sayesinde yüz yıldan az bir zamanda bugünkü toprakları işgal ederek kat kat büyümüştür. 15 Ocak 1840’ta Yunan Meclisi’nde yapmış olduğu konuşmasında Yunan Başbakanı Kolettis: “Hedefimiz Türkleri Avrupa’dan Söküp Atmaktır” diyerek bu amacı çok net olarak ortaya koymuştur.

Megali İdea’yı gerçekleştirmek için 1814 yılında Rusya’nın desteğinde Rusya’nın Odessa kasabasında kurulan Filiki Eterya adlı gizli bir örgütün başına getirilen Rus Çarı I. Aleksandros İpsilantis’in desteğinde 1821 Mora isyanı başlatılacaktı..

25 Mart 1821’de “Mora İsyanı”nın fitili çeken Filiki Eterya ve Fener Rum Patrikhanesi olmuştur. Bir ay içinde on binlerce Türk öldürüldü. Ayaklanma Ege Adalarına da yayıldı. Megali İdea çerçevesinde hazırlanan bu program doğrultusunda Yunanistan 1830 yılında bağımsız bir devlet haline gelmiştir. Yunanistan’ın daha sonra yukarıda belirtilen bölgelerin “ilhakı” için uyguladığı stratejisi ‘Enosis’ sloganı çerçevesinde sürdürülmüştür.

1821 yılında Yunanistan’da Mora isyanının başlamasından sonra, Kıbrıs’taki Milliyetçi Rumların başını çeken Rum Ortodoks Kilisesi, bir isyan hazırlığına girişir. Fakat dönemin Osmanlı Valisi Küçük Mehmet, Rumların isyan planlarını bir ihbar üzerine öğrenmesi sonucu isyancıların bir kısmını idam eder, bir kısmını da sürgüne gönderir. Sürgüne gönderilen bu

kişiler 1821 yılı sonlarında Roma’da toplanarak ilk Enosis bildirisini yayınladılar. Tüm Hristiyan Krallarına çağrıda bulunarak Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı için yardımcı olmalarını isterler.

1821 Mora İsyanı, Enosis için Kıbrıs’ta ümit yaratacaktı. Nitekim 19 Haziran 1821’de Filiki-Eterya’nın liderlerinden Konstantin Kanaris Kıbrıs’a gelerek isyanın propagandasını yapar, bildiriler dağıtır, Yunanistan’daki isyancılara götürmek üzere para, silah, yiyecek toplar..

Bunun ardından , Başpiskopos Kiprianos, Kiliseleri silah deposu haline getirir. Ayaklanma için çeşitli bölgelerdeki kiliselere mektuplar gönderir, ayaklanmanın nasıl olacağını anlatır.. Bu ziyaret sonrasında Kıbrıs Başpiskopos’u Kiprianos ayaklanma hazırlığına girişti. Ancak, Ayanni (Aydın) köyünden Dimitri adlı bir Rum bu hazırlığı Kıbrıs Valisi Küçük Mehmet’e ihbar etti..

Dimitri’nin mektubunda şunlar vardı: “Paskalya gecesi saat altıda Lefkoşa’da top atışı olacaktır. Başpiskopos Kiprianos, Rumca yazılmış mektubunu kendi adamına vererek adı geçen köyde Ayanni (Aydın) okutmuştur. Bu mektuba göre, top atışı duyulduğu vakitte, bütün Hristiyanlar harp silahları ile Lefkoşa’ya hücum edeceklerdir. Tüm adayı almak için birlikte hareket etmelerini öneren Başpiskopos’a göre Hristiyanlar Lefkoşa’yı ele geçirdikten sonra, bütün Müslümanları katledip ortadan kaldıracaklardır.. Bu konuyu Hristiyanlara kesin olarak bildirip tenbih eden adı geçen mektubu diğer köylere de yollayıp okutmuştur.” Kaynak: Sabahattin İsmail, 150 Soruda Kıbrıs Sorunu, s.7, Kastaş Yayınevi, İstanbul, Ağustos 1998

Vali Küçük Mehmet bu ihbar üzerine kiliseleri basarak, Filiki Eterya’ya ait çok miktar silah ve mühimmat ve diğer saldırı aletlerini ele geçirdi. Bu gelişmenin ardından isyan hazırlığının öncüsü Başpiskopos Kiprianos ve isyanın diğer elebaşısı olarak tespit edilenlerin bir kısmı idam edildi, bir kısmı sürgüne gönderildi, bir kısmı hapse atıldı..

Vali Küçük Mehmet’in sürgüne gönderdiği bir kısım papazlar ise 1821 sonlarında Roma’da toplanarak ilk Enosis bildirisini yayınlıyorlar ve tüm Hristiyan Krallarına çağrıda bulunarak Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı için yardımcı olmalarını istiyorlardı.

1830’da Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından Yunan ordusu içinde Etniki Eterya adlı bir başka örgüt kurulmuş ve bu örgüt Girit’in Yunanistan tarafından ilhakında önemli bir rol oynamıştır.

Neticede her iki örgüt de esas hedef olarak Megali İdea’yı benimsemiş ve tüm çalışmalarını, bu hedefe ulaşılması için Osmanlı toprakları üzerinde gizli ayaklanma hazırlıklarına yönelmiştir..

15 Ocak 1840’da Yunan Meclisi’nde yapmış olduğu konuşmasında Yunan Başbakanı Kolettis. “Hedefimiz Türkleri Avrupa’dan söküp atmaktır” diyerek Megali İdea’nın amaçlarını ortaya koymuştur..

Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından Megali İdea’nın resmen ve açıkça bir milli strateji olarak dile getirilmesi 1844 yılında olmuştur. Ocak 1844’te Yunan Meclisinde konuşan Milletvekili Yanni Koletti: “Yunan Krallığı Yunanistan değildir. Sadece Yunanistan’ın en küçük ve en fakir bir parçasıdır. Yunanlı sadece krallık ülkesi halkı değildir. İyonya, Selanik, Serez, Edirne, İstanbul, ya da Trabzon ve Girit, Sisam adası ve yörelerde yaşayan halklardır. Elenizmin iki büyük başkenti vardır, Atina, krallığın başkentidir. İstanbul ise büyük başkent, tüm

Yunanlıların ümit ve hayallerinin kentidir.” Kaynak : Nurettin Türsan, Yunan Sorunu, s.29,Ankara, 1978

18 Ekim 1910’da Yunanistan’da iktidara gelen Yunan Başbakanı Venizelos ise, “Büyük Yunanistan Programı” adını verdiği stratejisinde şu hususları öngörmekteydi: Ege Denizi , Yunan denizi olacak. İki kıtaya uzanan (Avrupa-Asya) ve beş denize açılan Yunanistan kurulacak ve Bizans-Grek İmparatorluğu yeniden yaratılacak .

Bu çerçevede 1830-1913 döneminde ancak 63 bin km kare olan Yunan toprakları Balkan Savaşları sonunda 1913 Bükreş Anlaşması ile tam bir kat büyüyerek 120.000 km kareye çıktı. Yunanistan, Balkanlarda en büyük Türk kenti olan Selanik’i ele geçirdi. 2 milyonluk nüfusu 4.5 milyona çıktı. Halbuki Savaşlarından önce Balkanlarda 5 milyon Türk yaşamaktaydı. Venizelos, Bükreş Anlaşmasından sonra , o zamanki İçişleri Bakanı Emanuel Repulis’e “şimdi artık gözlerimizi doğuya çevirme zamanı geldi” derken , hedefi Ege, Anadolu ve Kıbrıs’tı.. Kaynak: Sabahattin İsmail, Kıbrıs’ta Yunan Sorunu, (1821-2000) s.13, Akdeniz Yayınları 5, İstanbul, 2001

Yunanistan’ın Osmanlı İmparatorluğu aleyhine yayılma stratejisi, Türk Kurtuluş Savaşından ve daha sonra 2. Dünya Savaşından sonra Türkiye’yi kuşatma stratejisi olarak gelişmiştir.

Bu nedenledir ki, 12 adalar, Girit ve Rodos, bin bir entrika ile Yunan egemenliğine sokulmuş ve Türkiye, bir yay gibi Ege Denizi’nden kuşatılmıştır.. Kuşatmanın Akdeniz’den tamamlanması için Kıbrıs’ın da Yunan egemenliğine girmesi ve yayın Güneyinin de tamamlanması gerekmekteydi.. İşte Kıbrıs’ta “Yunan Sorunu”nun temel nedeni budur ve Yunanistan da , bu yayılma stratejisini, Megali İdea adını verdiği Milli bir hedef çerçevesine oturtmuş bulunmaktadır..

Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını bir diğer değişle ilhak edilmesini ifade eden Enosis, Rum-Yunan ikilisinin Megali İdea hayallerinden kaynaklanan bir sorundur.. Rum-Yunan ikilisinin Enosis hayalleri var oldukça da Kıbrıs sorunu var olmaya devam edecektir.. DEVAM EDECEK..