Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea hayalleri çerçevesinde yer alan 21 Aralık 1963 Kanlı-Noel silahlı saldırılarının 60. Yıl dönümünde bu vatan topraklarını canı ve kanı pahasına koruyan, Aziz Şehitlerimiz ve Gazilerimizi , Mücahit Halkımızı, Türk Mukavemet Teşkilatı TMT mensuplarını, kahraman Mehmetçiklerimizi ve Gazilerimizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları temelinde Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde, 16 Ağustos 1960 tarihinde Lefkoşa’da Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edilir ve de Mağusa limanından 650 Türk Askeri ve 950 Yunan Askeri adaya ayak basarken Kıbrıs Türk halkı 82 yıllık bir ayrılıktan sonra Türk Askerine yeniden kavuşmanın mutluluğunu yaşıyordu.
Ama ne yazık ki 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti, Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea hayalleri nedeniyle uzun ömürlü olmayacak ve de Kıbrıs Türk Halkına karşı gerçekleştirilen 21 Aralık 1963 Kanlı Noel silahlı saldırıları ile yıkılırken 21-25 Aralık tarihleri arasında katliamlar gerçekleştirilmiştir.
Lefkoşa’da Türk direnişini çökertemeyen Rum-Yunan ikilisi silahlı saldırılarını ada geneline yayacaktı. Gerilere dönüp bakacak olursak;
21 Aralık gününün gecesi saat 2.00’de Lefkoşa’da Tahtakale semtinde otomobillerine ateş edilen Zeki Halil ve Cemaliye Emirali şehit edilirken arabadaki diğer Türkler de yaralanıyordu.
22 Aralık günü bu saldırıyı kınamak için kendi okul bahçelerinde toplanan Kıbrıs Türk Lisesi öğrencileri, devriye gezen EOKA’cı Rum Polisler tarafından yapılan silahlı saldırılar sonucunda 2 Lise öğrencisi yaralanırken ayni gün Lefkoşa’da Girne Kapısı’nda Atatürk büstü ve Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Muavini , Kıbrıs Türk Halkının lideri Dr. Fazıl Küçük’ün evi de kurşunlanıyordu.
Yine ayni gecede Lefkoşa-Girne yolu üzerinde Aspava Bar yanında pusu kuran Rum Polisleri Bir Türk’ü şehit ederken 5 Türk de yaralanıyordu.
Yine, 21 Aralık gününün gecesinde Türkeli (Ayvasıl) katliamı yaşandı. 14 günlük bebekten, 70’lik ihtiyarlara kadar 21 soydaşımız toplu çukurlara gömüldüler. Yine ayni gün Denya’lı 75 yaşındaki Bayram Dede traktörün arkasına bağlanarak sürüklenir ve şehit edilir.
Yine 22 Aralık günü TC Lefkoşa Büyükelçiliği ve Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf R. Denktaş’ın çalışma Bürosu kurşunlandı. Yine ayni gün Girne Kapısı’ndaki Atatürk heykeli kurşunlandı. Ayni gün Küçük Kaymaklı’ya ve Lefkoşa’da Kanlı Dere Bölgesinde Türklere karşı silahlı saldırılarda bulunurlar.
Yine ayni gün, Denya’lı 75 yaşındaki Bayram dede traktörün arkasına bağlayarak sürüklenerek şehit edildi.
Yine ayni günün gecesinde Türkel (Ayvasıl) katliamı yaşandı. 21 soydaşımız toplu çukurlara gömüldüler.
Türk Direnişinin ilk ateşi 22 Aralık gecesi Çetinkaya Spor Kulübünden açıldı. Rumlar Çetinkaya Kulübünü haritadan silmek istercesine direniş burcumuzu mermi ve roket sağanağına tuttular. Türk Mukavemet Teşkilatı TMT ilk şehidini (Salahi Şevket) orada verdi.
Yine 22 Aralık’tan beri K. Kaymaklı’ya düzenlenen saldırılar sonucu yaklaşık 5 bin kardeşimiz 25 Aralık’ta göçmen durumuna düştüler. Küçük Kaymaklı’da 6 şehit verdik. 550 yaşlı kadın-Erkek ve çocuk esir durumuna düştüler.
23 Aralık’ta Lefkoşa Devlet Hastanesi’nden 25 Türk Hasta yatağından kaybolurken 3 günlük lohusa kadın da çocuğu ile birlikte Lefkoşa Devlet Hastanesi penceresinden atılarak öldürülür.
Yine ayni günde Larnaka’da Türkler Rumların silahlı saldırılarına uğrarlar.
24 Aralık 1963 akşamı 150’den fazla silahlı Rum, Türklerin ölü bölge diye savunma önlemi almadıkları Lefkoşa’da Kumsal bölgesinde silahlı saldırıya geçerler. Yine ayni gecede Kumsal’da İrfan Bey Sokak’ta 2 nolu evde ikamet eden Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nda görevli Başhekim Bnb. Dr. Nihat İlhan’ın evine baskın düzenleyen Rumlar Bnb. Dr. İlhan’ın 37 yaşındaki eşi Mürüvvet Hanım, 6 yaşındaki oğlu Murat, 4 yaşındaki oğlu Kudsi, 6 aylık oğlu Hakan banyo Küvetinde şehit edilirken yine ayni evde misafir olarak bulunan ev sahibi Feride Hanım şehit olurken eşi Yusuf Güdem, akrabası Ayşe hanım ve kızı Işıl ve teyzesi Növber hanım yaralanmışlardı.
25 Aralık 1963’de Lefkoşa’dan Ankara’ya yapılan yardım çağrısında son mermilerimizi atıyoruz, “Vatan Sağ Olsun” deniliyordu. Bu çağrının arkasından Kıbrıs Türk Alayı Garnizonundan çıkarak mevzilere yerleşirken diğer yandan Türk Savaş Uçakları yaptıkları uyarı uçuşu ile Rum saldırılarını susturuyordu. Bu ihtar uçuşunun hemen ardından Ateş-Kes ilan edildi.
21-25 Aralık 1963 tarihleri arasında cereyan eden ve tarihe Kanlı Noel olarak geçen bir hafta içinde 92 şehit ve 473 yaralı verirken kayıpların sayısı ise belirsizdi.
25 Aralık’ta yapılan Ateş-Kes uzun sürmedi. Bu arada Rum-Yunan silahlı saldırıları tüm adaya yayıldı.
Netice itibarı ile 22 Aralık’tan beri K. Kaymaklı’ya düzenlenen saldırılar sonucu binlerce kardeşimiz 25 Aralık’ta göçmen durumuna düşerken K. Kaymaklı’da 6 şehit vermiştik.
25 Aralık 1963 tarihinde Lefkoşa’dan Ankara’ya yapılan yardım çağrısında “Son Mermilerimizi Atıyoruz, Vatan Sağ Olsun” deniliyordu. O günde Türk Savaş Uçakları bir mermi bile atmadan yapmış oldukları uyarı uçuşu ile Rum-Yunan silahlı saldırıları susturuluyordu.
O günde ilan edilen ateş-kes uzun ömürlü olmayacak ve Rum-Yunan silahlı saldırıları ada geneline yayılacaktı. Nitekim 5 Şubat 1964’te Arpalık’ta, 11-13 Şubat 1964’te Limasol’da, 20 Şubat’ta Serdarlı ve Gönendere’de, 23 Şubat’ta Mağusa, Poli ve Malya’da, 4 Mart’ta Girne kasabasına bağlı Ozanköy ve Zeytinlik’te, 9 Mart’ta Baf’ta, 19 Mart’ta Çamlıköy ve Gaziveren’de, 15 Kasım 1967’de Geçitkale ve Boğaziçi’nde Kıbrıs Türk Halkına karşı büyük güç kullanarak saldırdılar. Bu silahlı saldırılar ve katliamlar yetmiyormuş gibi bazı soydaşlarımız da evlerinden, bahçelerinden, otobüslerden toplanarak kuşuna dizildiler.
11 yıl boyunca Rum mevzilerinden çalınan “Bekledim De Gelmedin” şarkılarıyla Kıbrıs Türk Halkının moralinin bozulmasını bekleyenler yanılacaklardı!..
Bu şarkılar; Kıbrıs Türk halkının Varoluş ve Özgürlük mücadelesinde bizi birbirimize bağladı, Kıbrıs Türk Halkının direnişini artırdı. Kıbrıs Türk halkı 11 yıl boyunca Lefkoşa’da, Mağusa’da, Limasol’da, Larnaka’da, Lefke’de, Erenköy’de Mağusa’da, Beşparmak dağlarında, diğer kent ve köylerde Türk Mukavemet Teşkilat TMT’nin liderliğinde yediden yetmişe, kadınıyla, erkeğiyle Rum-Yunan hakimiyetine girmemek, Batı Trakya Türk Halkı gibi azınlık statüsüyle yönetilen acı ve dehşet verici bir duruma düşmemek, hele Girit örneğinde olduğu gibi çok trajik bir sonuçla karşı karşıya kalmamak için, Atatürk ilke ve devrimlerinden aldığı ilhamla büyük bir azim ve kararlılıkla direnişini kahramanca sürdürdü.
11 yıl boyunca Kıbrıs Türk Halkı adanın her yanında Rum-Yunan ikilisinin silahlı saldırılarına ve katliamlarına uğradı. 15 Temmuz 1974’e gelindiği günde Yunan Cuntası desteğinde RMMO ve EOKA-B’nin Makarios’a karşı düzenledikleri darbenin esas hedefi Enosis’in bir an önce gerçekleşmesini sağlamaktı.
Darbeden sağ kurtulan ve İngilizler vasıtasıyla adadan çıkmayı başaran ve de ABD’ye giden Makarios BM’de yapmış olduğu konuşmasında Makarios; “Kıbrıs Cumhuriyeti Yunan Cuntası’nın işgali altındadır, Kıbrıs’ta Türklerin de Rumların da hayatları tehlikededir” demişti.
Bu gelişmelere Anavatanımız Türkiye’nin seyirci kalması asla ve asla mümkün değildi . Nitekim, Kıbrıs Türk Halkı, Anavatanımız Türkiye’nin gerçekleştirdiği 20 Temmuz 1974 Barış Harekatının mutluluğunu yaşadı. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’ta iki bölgelilik oluştu. Kıbrıs Türk Federe Devleti ilan edildi.
Yıllarca devam eden görüşme sürecinden olumlu bir sonuç alınamamasının ardından 15 Kasım 1983’te bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilmiştir.
Ne mutlu bize ki; bugün anavatanımız Türkiye’nin desteğinde bayraklarımız altında hür ve egemen bir halk olarak yaşıyoruz ve de geleceğe güvenle bakıyoruz.
“Kıbrıs’ta Ben De Varım ve Var Olmaya Devam Edeceğim” diyen Kıbrıs Türk Halkının sesi olan Türk Mukavemet Teşkilatı TMT; bu amansız mücadelenin sonunda 1950’li yıllarda Kıbrıs’ın İngiliz Sömürge idaresinden Yunanistan’a ilhakını önlemiş, Kıbrıs’ta Türklüğün onur ve şerefini çiğnetmemiş, Kıbrıs’ta Türklüğe bir vatan ve de bağımsız ve egemen bir devlet yaratmıştır.
Kıbrıs Türk Halkı, güvenliğin önemini, özgürlük ve egemenlik kavramlarının ne anlama geldiğini çok iyi bilmektedir. Kıbrıs Türk Halkı; 21 Aralık 1963 Kanlı-Noel katliamlarıyla yeniden karşı karşıya gelmemek için geçmişte yaşanan zor günleri ve yılları asla unutmadı ve de unutmayacaktır.
Sonuç olarak; Kıbrıs Türk Halkı Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm istemektedir. Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm de ancak ve ancak bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Rumlar tarafından tanınması ile mümkündür..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..