1877-1878 Osmanlı-Rus Harbinin ardından  4 Haziran 1878 tarihinde İstanbul’da Yıldız Sarayı’nda gizlice imzalanan  ve Kıbrıs’ın İngiliz idaresine  geçmesini sağlayan anlaşma ile Kıbrıs Adası İngiltere’ye kiralanıyordu..
Bu antlaşmaya göre eğer Rusya, Kars ve son muharebede Ermenistan’ı da  zapt etmiş olduğu diğer yerleri Türkiye’ye iade edecek olursa, Kıbrıs adası da İngiltere tarafından boşaltılacak ve 4 Haziran 1878 tarihli antlaşma  da hükümsüz kalacaktı. Kaynak:  Ahmet Gazioğlu, İngiliz İdaresinde Kıbrıs, s.11
22 Temmuz 1878 günü beraberinde çok sayıda İngiliz ve Hint askeri olduğu halde “Himalaya” adlı savaş gemisiyle Larnaka’ya varan İngiltere Yüksek Komiseri SirGarnetWolseley, ayni gün orada yapılan  bir törenle “Kıbrıs Yüksek Komiseri ve Başkomutan” ilan edilerek en yüksek idareci olarak “Mutasarrıfın yerini alıyordu.  General SirGarnetWolseley, Larnaka’ya ayak bastığı gün  Kıbrıs halklarına  hitap eden bir bildiri yayınlıyordu.
23 Temmuz 1878’de , ilk İngiliz Yüksek Komiseri SirGarnetWolseley’i karşılayan KitionPiskopos’uKyprianos konuşmasında :  “İyonya Adaları için yaptığınız gibi Kıbrıs’ın da  doğal olarak bağlı olduğu anavatan Yunanistan ile birleşmesine yardım edeceği hususunda Büyük Britanya’ya güvendiğimiz içindir ki, bu yönetim değişikliğini kabul ediyoruz.” Demişti. Kaynak:  Prof. Dr. Abdulhaluk Mehmet Çay, 35. Yıl Armağan Kitabı, s. 138, İstanbul, 2020
O günde yapmış olduğu konuşmada İngiltere’nin daha önce Ege  Adalarını Yunanistan ile Birleştirdiği gibi Kıbrıs’ı da Yunanistan ile birleştireceklerini umut ettiğini söyledi.  Böylece İngilizler adaya geldikleri günlerden itibaren Enosis  fikrinin Kıbrıslı Rumlar açısından vazgeçilmeyen bir gerçek olduğunu görmüş oldular.
 İlginçtir ki İstanbul’daki İngiliz Büyükelçisi Henry Layard da 1 Ağustos 1878’de İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Salisbury’e gönderdiği raporda “Rumlar Türkleri her şeyden yoksun bırakmak ve adadan kovmak gayesiyle büyük bir çaba harcayacaklardır.  Bütün Kıbrıs topraklarını elde etmek için her türlü sahtekarlığı yapacaklar ve böylece Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak isteyeceklerdir”  şeklinde  Kıbrıslı Rumlar ile ilgili görüşünü ve adanın geleceği ile ilgili kaygılarını iletmişti. Kaynak: Osmanlı İdaresinde Kıbrıs Nüfusu, Arazi Dağılımı ve Türk Vakıflar, Ankara; Başbakanlık Devlet  Arşivleri Genel Müdürlüğü, s. 20-21, 2022
18 Ekim 1910’da iktidara  gelen Yunan Başbakanı Venizelos : “Büyük Yunanistan Programı” adını verdiği stratejisinde: “Ege Denizi Yunan Denizi olacak. İki kıtaya  (Avrupa-Asya)  uzanan ve 5 denize açılan  Yunanistan  kurulacak, Bizans-Grek İmparatorluğu yeniden yaratılacak” diyordu. Bu çerçevede 1830-1913 döneminde ancak 63 bin km kare olan Yunan toprakları Balkan Savaşları    sonunda 1913 Bükreş Anlaşması ile tam bir kat büyüyerek 120 000 km kareye çıktı. Balkanlarda en büyük Türk kenti olan Selanik’i de ele geçirdi. Yunan Başbakanı Venizelos   Bükreş Anlaşmasından sonra o zamanki İçişleri Bakanı Emanuel Repulis’e “Şimdi artık gözlerimizi doğuya çevirme zamanı geldi” derken hedefleri Ege, Doğu Anadolu ve Kıbrıs idi..
.. Venizelos, 3 Şubat 1919’daki  Onlar Konseyi Toplantısında “Kıbrıs Adası konusunda niçin kesin bir talepte bulunmadıklarını Venizelos  şöyle özetlemişti:  “En önemli nedeni 50 yıl önce İyonya Adalarını vermek suretiyle Yunan Krallığının büyümesine yardım eden ilk devlet niteliği kazanan ve harp sırasında Kıbrıs’ı Kral Konstantin’e teklif etmiş olan İngiltere’nin lütufkar davranacağına inanmakta oluşumuzdur. Kısacası Yunanistan; Kıbrıs, Rodos, Meis, On İki Adalar, İmroz, Bozcaada olmak üzere Doğu Akdeniz Adalarını istemektedir. Kaynak: Mehmet Sait Dilek, Paris Barış Konferansı’nda Yunan Talepleri ve Büyük Güçlerin Tutumu, s.35; http://www.karam.org.tr/makaleler/700368309_004dilek.pdf
Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin, milli davamızın ve Kıbrıs uyuşmazlığının temelinde Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea hedefleri çerçevesinde Enosis hayalleri vardır.  Rum-Yunan ikilisinin  Enosis hedefi 1796 yılında yayınlanan Megali-İdea haritası ile başladığı bilinmektedir. Rum-Yunan ikilisi  örgütlü ve dış destekli Enosis mücadelesine karşı  Kıbrıs Türk Halkı da bir örgütlenme  sürecine girerek direniş göstermiştir. O günde  Kıbrıs Türk halkı sadece Rumlara karşı bir mücadele yürütmemiş ayni zamanda 1950’li yıllarda İngiliz Yönetimine karşı da büyük mücadeleler vermiştir.
EOKA tedhiş örgütü, Kıbrıs Türk Halkını etkisiz hale getirerek adayı Yunanistan’a bağlamak için  diğer bir değişle Megali-İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’i gerçekleştirmek için kurulan bir terör örgütüdür. EOKA için ilk gizli görüşmeler 2 Temmuz 1952’de Atina’da Makarios’un  başkanlığında yapılmıştı.
Bu toplantıların ardından 7 Mart 1953’te bir “İhtilal Konseyi” kurulmuş ve bu konseyin kurucuları Enosis için şu yemini etmişlerdir:  “Enosis davası hakkında bildiklerimi ve bundan böyle bileceklerimi işkence altında ve canım pahasına bile olsa  bir sır olarak gizli tutmaya Tanrı huzurunda yemin ederim. Bana verilen emirlere sorusuz olarak itaat edeceğim”..
..Bu gelişmelerin ardından 1954 yılının ilk aylarında Yunanistan hükümetinin bilgisi dahilinde Kıbrıs’a gizli silah sevkiyatı başladı.  Grivas 9 Kasım 1954’te gizlice adaya çıktı.  Kaynak: https://www.kozanbilgi.net/e-o-k-a.html
Bir süre sonra ise Yunan Dışişleri Bakanı Stefanopulos’un direktifi ile 1 Nisan 1955’te EOKA tedhiş örgütü ilk bombalarını patlatarak  resmen eyleme geçerken EOKA’nın hedefi öncelikle İngilizleri adadan atmak, ardından da  top yekün bir imha hareketi ile  Kıbrıs Türk halkını yok ederek Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamaktı.
EOKA tedhiş örgütü eylemlerine öncelikle İngilizleri hedef almasının ardından kısa bir süre sonra 21 Haziran 1955 tarihinden itibaren  silahlı ve bombalı saldırılarını Kıbrıs Türk halkına yöneltecekti. 1955-1958 yılları arasında Kıbrıs Türk halkı Rumların silahlı ve bombalı saldırılarına maruz kaldı.
Hatıralarında  EOKA tedhiş örgütü lideri Grivas; 22 Kasım 1954’te  Makarios’un  kurduğu PEON adlı Gençlik Örgütünü eğitip silahlandırması için karar aldığını yazmakta, böylece EOKA’nın gerisinde Makarios’un olduğunu vurgulamaktadır.
Nitekim Grivas, Makarios’un kendisini 27 Mart 1955 tarihinde çağırıp eyleme geçmesi emrini bizzat Makarios vermiştir. 1 Nisan 1955’te bombalarını patlatarak   faaliyete geçen EOKA tedhiş örgütünün esas hedefi Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea hayallerinden kaynaklanan Enosis’in gerçekleşmesini sağlamaktı. 
 EOKA tedhiş örgütü lideri Grivas ile Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskopos’uMakarios’un işbirliği ile 1 Nisan 1955’te faaliyete geçen EOKA’nın  mücadelesi her ne kadar da ilk aşamada İngilizleri hedef alıyor görünüyor idiyse de  EOKA tedhiş örgütünün lideri  sıfatıyla yayınladığı  ilk bildiride Grivas: “Hedefimiz, ENOSİS’tir. Karşımızda İki Düşman Vardır: İngilizler ve Türkler. Her iki Düşmanla Da Savaşacağız ve Enosis’i Gerçekleştireceğiz” demişti.
EOKA tedhiş lideri Grivas, 04.06.1959 tarihli bir mektubunda  Makarios’un kendisini  EOKA’yı yönetmek  üzere Kıbrıs’a çağırdığından söz etmekte ve tedhiş örgütüne silah alınması için para yardımında  bulunduğunu açıklamaktadır.
O günde Makarios’unEOKA’nın  siyasi lideri olduğunu öğrenen İngiliz Yönetimi 9 Mart 1956 tarihinde Makarios’u   tutuklayıp Şeysel Adalarına sürgüne göndermişti. Nitekim 27 Mart  1955 tarihinde de Grivas’ı çağırıp , eyleme geçmesi emrini bizzat Makarios vermiştir. https://www.kozanbilgi.net/e-o-k-a.html
Gerçek şu ki; eylemlerde bulunduğu süre içerisinde EOKA tedhiş örgütü, yüzlerce Türk yanında yüzlerce İngiliz katlederken 30 Türk köyünü yakıp yıkmış ve bu köylerde  yaşayan  Türk halkının göç etmelerine neden olurken Kıbrıs Adası kan ve ateş altında boğuluyordu.. DEVAM EDECEK..