Sedat Simavi 1896’da İstanbul’da doğdu. Babası Samsun mutasarrıfı Hamdi Bey’di. Anne tarafından dedesi eski sadrazamlardan Saffet Paşa’dır. Orta ve Lise tahsilinin bir kısmını  Kadıköy’deki Saint-Joseph Fransız Lisesinde okuduktan sonra geçtiği    Galatasaray Lisesi’nde tamamlayan Sedat Simavi, 1912’de Galatasaray Lisesinden mezun oldu. Galatasaray Lisesi’nde tarih öğretmenliği yaptı..                                                                                                                                                                                            
Daha sonra 1916 yılında haftalık olarak çıkardığı Hande dergisiyle yayın hayatına başladı. İnci, Diken, Karikatür gibi dergiler yayınladı. 1917’de Pencere ve Casus isimli ilk, konulu Türk filmlerini yönetti. Mizah alanında da eserler veren   Simavi’nin en ünlü haftalık dergisi olan Yedigün’ü çıkarmış, böylece Türk basın hayatına mecmuacılıkta büyük yenilikler getirmiştir…
...1920’de Dersaadet adıyla günlük bir gazete çıkardı. Kurtuluş Savaşı yıllarında yayınladığı Güleryüz isimli mizah dergisiyle Kuvayyi Millicileri destekledi. 1921-1930 yılları arasında Hanım, Hacıyatmaz, Yıldız, Meraklı Gazeteci, Yeni Kitap, Arkadaş gibi çok sayıda dergi yayımladı..
.. Sedat Simavi devrinin en ünlü haftalık dergisi olan haftalık “Yedi Gün’ü  1933-1950 yılları arasında  çıkarttı.  1935’te devraldığı Karagöz isimli  dergilerin yayımını uzun yıllar sürdürmüştür.. Böylece Türk basın hayatına  mecmuacılıkta büyük yenilikler getirmiştir.  1948’de de Hürriyet Gazetesi’ni kurarak, basın hayatında ileri bir hamle sağladı. Hayatının sonuna kadar da gazetecilik dışında da çeşitli eserleri vardır. “Fuji-Yama” adıyla bir roman, “Ceza” ve “Hürriyet Apartmanı”  adıyla 2 piyes yazmıştır. “Hürriyet Apartmanı” 1945’te filme de çekilmiş ve Talat Artemel başrolü oynamıştır…
… Sedat Simavi , 1946’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin  kurucuları arasında yer almış ve 1949’a kadar başkanlığını yürütmüştür. Ölümünün ardından  Sedat Simavi Vakfı tarafından verilen Sedat Simavi Ödülleri, daha sonra kurucusu olduğu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından verilmeye başlanmıştır..
…Sedat Simavi, 1 Mayıs 1948’de Hürriyet Gazetesini kurdu ve baş yazarlığını yaptığı bu gazeteyi Türkiye’nin en çok okunan gazetesi durumuna getirdi. Hayatının sonuna kadar da gazeteci olarak “Hürriyet”te başmakaleler yazdı.. Kaynak: https:www.turcebilgi.com/sedat_simavi
“KKTC’nin Tanınması Sağlanmalı” adlı kitabında Neval Sevindi;  rahmetli Sedat Simavi’nin ve Hürriyet Gazetesinin 1950’de Kıbrıs’a gelişini şöyle anlatıyor: 
“1950’de Kıbrıs’a Kıbrıs’a giden  Sedat Simavi’ye yaşlı bir Türk anısını anlatır: Ahaa şurda … Rumlar Türklerin azınlıkta olduğu  yerlerde müthiş baskı yapıyordu.  Anavatandan  umudunu yitiren köy halkı, “Urum” oldu, imam da papaz iyi mi? Köyün camisini de kilise yaptılar…
Bunu dinleyen Sedat Simavi, hüngür hüngür ağlamıştır. “Bu insanları yapayalnız  Rum’un insafına  bırakamayız ki…” demişti..
İşte Hürriyet’in  Kıbrıs kavgası böyle başlamıştır. 1952’de Necati Zincirkıran’ın Kıbrıs yazı dizisi birinci sayfada 10 gün boyunca verilir. İlk Türk Gazetecisidir Zincirkıran  Kıbrıs’a giden. “Rumlar bizi dilim dilim doğramak yok etmek istiyor” der sokaktaki insanlar, gerçek ortadadır. Şımarık Rumlar tıpkı bugünkü gibi arkalarında emperyalist güçler azmışlardır..
Ama gerçek bir lider vardır adada: Dr. Fazıl Küçük.. Onunla tanışınca çok şey değişir.  Atatürkçü, vatansever Dr. Fazıl Küçük,  Rauf Denktaş’ın   yetişmesini sağlamıştır. Hürriyet Gazetesi artık adaya gidecektir, bir muhabir vardır sıcak haberler anavatana akacaktır..
Sedat Simavi, Kıbrıs’ta, Rodos’ta, Batı Trakya’da öyle sevilecekti ki, bir çok çocuğun adı Sedat olacaktı. İşte halen Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin    verdiği Sedat Simavi ödüllerini bugün de değer yapan da arkasındaki bu kimlik, kişiliktir.
Kıbrıs, bugün onun sayesinde  elimizdedir. Kıbrıs’ta  34 yıllık bağımsız ve  egemen  devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti  vardır.  Çok iyi bilmeliyiz ki  Rumlar bu denge  bozulur bozulmaz kan dökecekler ve Enosis’e giden yolu  açmak isteyeceklerdir..                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                         Bundan   sonra tek hedef olmalıdır. Dünya , Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını kabul etmeli ve de tanımalıdır..                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                      
…Yunanlıların  kötü niyetini  herkesten önce gören Sedat Simavi, Kıbrıs davası için  öyle cansiperane çalışmıştır ki, Hürriyet’in efsane  Genel Yayın Yönetmeni Necati Zincirkıran anılarında onu “İlk Kıbrıs Şehidi” olarak  belirtir. Kaynak: Kıbrıs ve Sedat Simavi ile ilgili bilgiler Hürriyet eski Genel Yönetmeni Necati Zincirkıran’ın   anılarını içeren “Genel  Yayın Müdürü/Epsilon Yayınları” adlı kitabından derlenmiştir. Neval Sevindi, KKTC’nin Tanınması Sağlanmalı, 06.03.2017; https://www.aydinlik.com.tr/ozgurluk-meydani/2017-mart/kktc-nin-taninmasi-saglanmali 
Gazeteci, Karikaturist yazar Sedat Simavi Hürriyet Gazetesi’nin kurucusudur.. Kıbrıs sorununu  Türk kamuoyuna ve Anavatanımız Türkiye Hükümetlerine mal eden  ve Kıbrıs konusunun  ulusal bir dava haline  gelmesine  en büyük desteği veren Hürriyet Gazetesi ve Kurucusu Sedat Simavi olmuştur..
Kıbrıs Türk liderliği ile  Türkiye’ye giden Kıbrıs heyetlerinin görüşmelerine ve Kıbrıs’taki gelişmelere büyük yer veren Hürriyet gazetesi, öncelikle Türk gençliğinin Kıbrıs davasına sahip çıkmasını sağlamıştır.
Bu çerçevede bir gençlik teşkilatı olarak Türkiye Milli Talebe Federasyonu 24 Temmuz 1954’te  yaptığı bir toplantıda bir Kıbrıs Komitesi kuruyor ve sorunu gündemde tutmak için yaygın mitingler örgütlemeye  başlıyordu..
Türkiye Milli Talebe Federasyonu’nun, 24 Ağustos 1954 tarihinde  basın, gençlik ve üniversite temsilcilerinin katıldığı bir kongre toplanması ile  yeni bir takım oluşumların ortaya çıktığı biliniyor.. Bu oluşumlar içinde en önemlisi 4 saat süren uzun bir toplantıdan sonra kurulan “Kıbrıs Türktür Komitesi”dir.
Dr. Hüsamettin Canöztürk, Orhan Birgit, Ahmet Emin Yalman, Dr.Ziya Somer , Nevzat Karagil, Kamil Önal ve gazeteci Hikmet Bil’den oluşan bu komitenin  ardından , bütün Türkiye’de ayni isimle bir çok komitenin oluşturulduğu gözlenmektedir..
Bunun ardından İngiltere’de de bir “Kıbrıs Türktür Komitesi” oluşturulurken, Kıbrıs’ta ise Dr. Küçük’ün başkanı bulunduğu Milli Parti’nin ismi “Kıbrıs Türktür  Partisi”ne dönüştürülmüştü..
“Kıbrıs Türktür Komiteleri”nin eylemlerinin ve yaptıkları yüzlerce  mitingin en önemli  sonuçları, sorunun Türkiye hükümetleri tarafından   da Ulusal bir dava  olarak ele alınmasını sağlamak, Türkiye kamuoyunu harekete geçirmek, tüm dünyaya Kıbrıs’ta ayrı bir Türk Halkı bulunduğunu , bu  halkın Enosis’e karşı çıktığını ve  Kıbrıs’ın geleceği üzerinde  söz sahibi olduğunu göstermek olmuştur.. Kaynak: https://eyvatan.wordpress.com/2007/10/20kibris-gercegi-1950-enosis-plebisiti-nedir/
1896’da İstanbul’da doğan , Melek hanımla evlenen ve Haldun Simavi ve  Erol Simavi adlı iki oğlu olan;   Anavatanımız Türkiye’de  yüksek tirajlı gazeteciliğin temellerini atan gazeteci, yazar ve karikatürist Sedat Simavi  11 Aralık 1953 tarihinde  henüz 57 yaşında iken İstanbul’da  vefat etmiştir.
Günümüzde Kıbrıs’ın  Rum-Yunan ikilisinin tarihin derinliklerinden gelen  Enosis krizine takıldığı  bu günlerde  Anavatanımız Türkiye’nin  çok değerli ismi Sedat Simavi’yi  vefatının 67’nci yıl dönümünde saygıyla  ve rahmetle anıyorum.