Son günlerde “Kıbrıs Sorunu” müzakerelerinde anlaşılması zor bir sessizlik hüküm sürmektedir. En son, bir BM yetkilisinin “çözüme çok yaklaşıldığı” gibi
Son günlerde “Kıbrıs Sorunu” müzakerelerinde anlaşılması zor bir sessizlik hüküm sürmektedir. En son, bir BM yetkilisinin “çözüme çok yaklaşıldığı” gibi bir açıklama yapmasının ne kadar anlamsız olduğu da ortada. Bu esasında gerçeklerle bağdaşmayan bir açıklama. Her neyse, biz BM yetkililerinin bu tür “iyimser” açıklamalarına alıştık. Ancak bu tür açıklamaların gerçekleri yansıtmadığı da ortada. Peki, nedir bu “sessizliğin” nedeni? Kuşkusuz “sessizliğin” birinci nedeni “Kıbrıs Sorunu” müzakerelerinin içinden çıkılmaz bir hal ile karşı karşıya kaldığından dolayı kendini açıkca göstermesidir. Rum lideri ikide bir “dikenli” sorunların ortada durduğundan söz ederken, KKTC Cumuhurbaşkanı Sn. Akıncı sessizliğini sürdürmektedir. Rumların akıl almaz ve kabul edilemez istekleri karşısında Akıncı ne yapabilir ki? Sn . Akıncı bu sessizlik durumundan yararlanıp, 32 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devletinin bağımsız, egemen statüsünün kabul edilmesinden söz edebilir mi? Bilemiyoruz... Kuşkusuz, bu tür müzakerelerde fırsatları iyi değerlendirmek lazım. “Kıbrıs Sorunu” müzakerelerinde çıkmaz belirgin bir biçimde ortada. Bu çıkmazın aşılması hangi politika ile gerçekleşebilir? Bunu konuşmak lazım. Biz Rumların çok istediği federal çözümü” sanki ta baştan kabul edip müzakere masasına oturmuşuz gibi bir imaj yaratılmıştır. İlk olarak bu imajı ortadan kaldırmak gerekir. Müzakerelerde ille de “federal çözüm” diye ısrarlı bir biçimde bu çözüme yönelmek yanlış olur. Bize göre, “çıkmaz”ın ortadan kalkması için KKTC Devletinin bağımsız, egemen statüsünün gündeme gelmesi lazım. ( KKTCnin statüsü ta baştan masada olmalıydı, neyse zararın neresinden dönersek kardır...) Böyle bir öneri masaya gelirse, Rumların paçaları tutuşacak ve bu öneriyi ortadan kaldırmak için yeni bir yol izleme mecburiyetinde kalacaklardır. Rumlar böyle bir durumda büyük protestolarla müzakere masasından çekilebilirler de (inşallah öyle de olur)... Rumlar istedikleri kadar protesto etsinler. KKTC bağımsız, egemen devleti değişmeyecek bir gerçektir. Bu gerçeği hem masaya yatırmak, hem de dünyaya duyurmak lazım. Bunu yapabildiğimiz takdirde, “Kıbrıs Sorunu” hem çok daha değişik bir çizgiye oturacak, hem de çözüm için KKTCnin tanınması gündeme gelecektir. KKTCnin bağımsız, egemen devlet statüsünü masaya koyabilirsek, böyle bir girişim dünyada büyük yankı uyandıracak ve “Kıbrıs Sorunu”nun bambaşka yeni bir yola girdiğine tanık olacağız. Sessizliği bununla bozalım lütfen... Bu, Uluslararası Hukuk altında en tabii hakkımız...