Her ne kadar Türkiye hariciyesi Türk –Rus ilişkilerinde son zamanlarda yaşananları “kısa sureli bir karmaşa”olarak değerlendirmesine karşın,
bunun...
Her ne kadar Türkiye hariciyesi Türk –Rus ilişkilerinde son zamanlarda yaşananları “kısa sureli bir karmaşa”olarak değerlendirmesine karşın, bunun altında yatanın, Rusların sıcak Akdenize inmeyi başardıktan sonra bunun kalıcı olabilmesi için her kurnazlığa tevessül edebileceği gerçeğidir! Defalarca yapılan uyarılara rağmen ısrarlı bir şekilde Türkiyeye karşı hava sahası ihlalinde, önceden hazırlanmış bir senaryonun parçası olduğu doğrultusunda görüşler olduğunu söylemeliyim! Daeş le mücadele kapsamında Suriyeye gelen Rus savaş uçakları bu gün Daeş mevzilerini değil Esed e muhalif guruplara ait sivil yerleşim yerleri de dahil, buğday ambarlarını, sivil araç konvoylarını bombalamakta, nitekim Hamas, Humus, Halep ve İblib te bulunan Esed rejimine muhalif kesimlerin elinde bulunan yerleşim yerlerine ateş yağdırmaktadır! 300 sivilin bu saldırılarda öldüğü ifade edilmektedir. Terör örgütü DAEŞ e karşı mücadele maskesi altında Suriyeye yerleşen Ruslar, Daeş in dışında her yere saldırıyorlar! Bunun hesabını soran çıkıyor mu? Türkiyenin bu konudaki hassasiyeti de uçak düşürme olayından sonra ikinci plana inmiş durumda! Hele S400 füzelerinin koşullandırılması tamamıyla doğu Akdenizin hakimiyetine yönelik bir davranış! Bunu soran çıkıyor mu? Yaşanan yeni gelişmelerle birlikte Türkiyenin batamaz gemi konumundaki Kıbrıstan elini kolunu sallayarak çıkmasını, terk etmesini bekleyebilirmisiniz? Hele garantörlüğün sulandırılmasına razı olabileceğini düşünebilirmisiniz? Ya da İngilterenin üslerin bir kısmından bile olsa, vaz geçmesini düşünebilirmisiniz? Görülen o ki önümüzde farklı boyutta gelişmelerin olacağı söz konusu! Bu gelişmelere başta ABD olmak üzere AB nin kayıtsız kalmayacağını da ekleyebiliriz! Fare kapanına kıstırılmış konumdaki Kıbrıs ise Kuzeyiyle, Güneyiyle ateşin tam göbeğinde! Ne diyebiliriz ki, bekleyip göreceğiz! ************* Yıllar once Zeytin ağacından düşüp belimi kırma becerisini göstermiştim! Çelik korse içinde çok sıkıntılı aylar geçirdim. Hala daha zaman, zaman ağrılar nüksetse de halime şükrederim, Ölebilirdim, ölmediğime şükrederim! Yaşadığım sıkıntılara rağmen yine de zeytin ağacını sevmekten, onlara yakın olmaktan vaz geçmedim. Malum içinde olduğumuz aylar zeytin hasadının yapıldığı aylar. Rolanti modunda olmakla birlikte, Pazar gün 11.00 sıralarında Meriçte aileme ait bir kaç bölgedeki zeytin tarlasından birindeydim. Birden ambulans sesiyle irkildim. Zira yıllar once geçirdiğim kazadan sonra beni ambulansla hastaneye kaldırmışlardı. Bunu anımsadım! Ovada her ambulans sesi işittiğimde sıkıntı yaşarım. Kısa sure sonra ambulansın geliş nedenini öğrendik. Değerli dostum, köylümüz Yaşar Alışkan çok sevdiği zeytinlerinin yanı başında son nefesini vermiş, Hakkın rahmetine ermiş. Değerli dostuma Tanrıdan rahmet, yaslı ailesine başsağlığı dilerim.