Biliyorsunuz, Eylül ayı ortalarında KKTC gündemine bomba gibi düşen bir gelişme yaşandı.
Yapılan incelemeler sonrasında KKTC de bazı doktor ve eczacıların düzenli bir şekilde Sosyal Sigortalar sistemine fazladan reçete girişi yaparak, satışını yapmadıkları ilaçların parasını tahsil ettikleri ortaya çıktı.
Ülkede 440 eczane olduğu ifade ediliyor. Bunların 291 i, ihtiyari olan SSD sistemine kayıtlı. Buna karşın ülkedeki 950 serbest çalışan doktordan 92 sinin SSD sistemine kayıtlı olduğu belirtiliyor.
Başta Lefkoşa olmak üzere Gazi Mağusa , İskele ve Güzelyurtta toplamda 70 civarında Eczacı ve Doktor sorguya alındı, haklarında tahkikat yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor.
Girne bölgesinden bu güne kadar henüz bir koku çıktığı yok. Sahte reçete konusuyla ile ilgili olarak bir tahkikat yapıldığı doğrultusunda açıklama yapılmadığını da belirtmiş olalım!
Söz konusu SSD sistemi ne?
Eczaneler ve serbest çalışan doktorlarla Sosyal Sigortalar dairesi arasında yapılan anlaşma ile sigortalı ya da sigorta emeklisi indirimli ilaç alabilme imkanına sahip olabiliyor.
(Malum sigorta emeklisinin aldığı emekli maaşı tabir yerinde ise kuşa çevrilmiş durumda)
Alınan ilacın %20 sini sigortalı ödüyor (reçete yazılımı için de cüzi bir rakam ödeniyor) % 80 ise Sigorta Dairesi tarafından eczanelere ödeniyor.
Haliyle sigortalı ve emeklisi indirimli ilaç alabilme imkanına sahip olabiliyordu.
KKTC de reçete skandalı patlak verdikten sonra sistem durduruldu!
Sigortalı indirimli ilaç almaktan yasaklı. Bu nedenle en elzem ilaç alımlarını bile tereddüt içinde yapmak zorunda bırakıldı.
Eski sistemin boşlukları mı giderilecek, yoksa yerine başka bir sistem mi ikame ettirilecek belli değil.
Gel gör ki bazı sigorta emeklisi aldığı sigorta maaşının yarısını eczanelere ödemek zorunda bırakıldı.
Bu sürecin devam ettirilmesi, hele tasarruf zihniyetinin hakim olduğu söylemlerinin ayyuka çıktığı şu günlerde kabul edilebilir değildir.
Bölge ayırımı yapılmaksızın sahte reçete uygulayıcılarının cezalandırılması toplumun en halisane dileğidir. Gel gör ki kurunun yanında yaş olanında ateşe atılması, her şeyden önemlisi sürecin uzun tutularak neticelendirilmesi önce kamu vicdanını yaralar.
İlgililerin sigortalıyı cezalar nitelikteki uygulamalara en kısa zamanda son vermesi en halisane dileğimiz.
Hayat pahalılığının tavan yaptığı bir dönemde böylesi bir uygulama dayanılır olmaktan çok uzaktır.
Yine de uygulayıcıların keyfi bilir!