Bir haftaya yakın bir süredir ada da yoktum.
Uzun zaman önce gazeteci kimliğimle dolaştığım yerleri dünya gözü ile bir kez de hanımla dolaşmak istedim!
Hatay, İskenderun, Gaziantep, Urfa, Mardin, Mityat, Hasankeyf, Diyarbakır, Adıyaman dolaştık durduk.
Hem de ne dolaşma! Adına kültür turu diyorlar ama değil!
Görülmesi gereken öylesine güzellikler, tarih dolu sayfalar var ki, anlatamam ama uygulamalarla bu güzelliklerin tadını kaçırıyorlar!
Kafile olarak biri küçük, diğeri büyük iki araca dolduk.
Büyük olan araçtakiler şanslı olanlardı, küçük araç şansızlığını yaşayanlar ise tam anlamıyla “yanmıştı”.
Bırakın rehbersiz dolaşıp durduklarını, o kavurucu sıcakta içecek suları bile yoktu.
Bunları neden yazıyorum bilir misiniz, firma adı vererek polemiğe girmeyeceğim ama KKTC den tur düzenleyenlerin zavallılığını gözler önüne sermek için. Bizdeki turizm işletmelerine itibar etmiyorlar, çünkü iş hacimleri küçük.
Seçilen otellerdeki yemekler alakart olduğundan, hele öyle yemeklerinde tercihe zorlanan lokantaların arsız tavrından çoğu vatandaş yurda mide spazmlarıyla dönmek zorunda kaldı.
Alış veriş için yönlendirilen mağaza ve dükkanlardan atılan kazıklar adeta göklere uzandı!
Hiç mi güzel şeyler olmadı? Hem de nasıl!
Türkiye’nin her yanından adeta tarih fışkırıyor, zenginlik akıyor ama kıymetini bilen yok. Herkes kısa yoldan zengin olmanın peşinde, giden turist adeta kurbanlık koyun olarak algılanıyor!
Bölge asırlar boyu farklı kültürlerin ve dinlerin egemenliğinde kalmış bir bölge. Her gelen kalıcı eserler bırakmış.
Harran Üniversitesini ve evlerini yıllar önce görmüştüm. Bu kez bizi Harran evlerine benzetilen ticarethanelere götürdüler.
Göbekli tepenin insanlık tarihine ışık tutan duruşunu ağzımız açık izledik. Batmanda petrol sondajlarını uzaktan seyrettik. Siverek te, Gerger de Türkiye’nin su zenginliğinin haşmetinin, Kahta da Cendere köprüsünün, Nemrut dağının tarih fışkıran kalıntıları karşısında adeta kendimizden geçtik.
Bozova’daki Atatürk barajının haşmetini gururla seyrettik.
Ne var ki turist e kolaylık değil zorluklar yaşatılması karşısında da hüzünlendik.
Turizmin çağdaşlaştırılması konusunda ciddi adımlar atılmaması turizmin aynı yerde sayması demek. Örneğin, Nemrut gibi çetin bir mahalle teleferik uygulamasının yapılmaması, bölge esnafının turisti yolunacak kaz olarak tanımlaması, rehberlerin tüccar zihniyeti içinde olması, yiyecek ve içecek konusunda sıkı denetimlerin yapılmaması aklıma ilk gelen başlıklar.
Kültür turu düşünenlere, hele KKTC üzerinden bunu gerçekleştireceklere tavsiyem, bir değil iki kez düşünün!