I.Dünya Savaşı sonunda, Limni Adası’nda İtilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında 30 Ekim 1918’de Mondoros Mütarekesinin saat.20.03’te imzalanmasının ardından Sadrazam Ahmet İzzet Paşa, mütarekeyi Osmanlı ordularına 31 Ekim 1918 günü öğleden sonra geçerli olmak üzere, İtilaf Devletleri’yle Mütareke imzaladık. Osmanlı Devleti’nin murahhasları, durumu Bulgaristan, Suriye ve Irak’ta bulunan Ordu Komutanlarına tebliğ etmişlerdir. Mütareke şartlarına kesinlikle uyulması ve tebliğin alındığının bildirilmesi lazımdır. Teferruat ayrıca bildirilecektir.” Şeklinde tebliğ etmiştir. Kaynak: ..
İtilaf Devletleri açısından bakıldığı zaman, Mondoros Mütarekesi ; Osmanlı Devletinin savaşta yenildiğini tescilleyen bir antlaşma idi ve Osmanlı Devleti kayıtsız şartsız teslim olmalıydı ve de yapacakları tüm uygulamaları peşinen kabul edilmeliydi!..
Mustafa Kemal Paşa, Mütarekenin akabinde 31.10.1918’de atandığı Yıldırım Ordular Grup Komutanlığını devralırken Alman subaylarının “Artık Harp Bitmiştir. “ şeklindeki sözlerine karşın “Onlar İçin Harp Bitmiş Olabilir. Bizim İçin Yeni Başlıyor” diyerek bakıma Türk milli mücadelesinin fitilini ateşliyordu..
Nitekim, 30 Ekim 1918 tarihinde Mondoros Mütarekesinin imzalanması ile başlayan günlerde memleket ve milletin nasıl bir geleceğe sürüklenmekte olduğunu gören Mustafa Kemal Paşa buna engel olmak için derhal girişimlerde bulunmaya başlamıştır.
I.Dünya Savaşı sonunda İtilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında 30 Ekim 1918’de Mondoros Mütarekesinin imzalanması sonrası bu anlaşmaya dayanarak başta İstanbul olmak üzere Anadolu işgal edilmeye başlar ve Yunan askerleri de İngiltere’nin desteğinde 15 Mayıs 1919’da İzmir’e ayak basıyordu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 tarihlerinde gerçekleşen Samsun yolculuğunun Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda önemi büyüktür.. Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışı Türk Milleti için bir dönüm noktası ve Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı olacaktı.. Türk yurdunun bütün yönlerden düşman saldırısı ile karşı karşıya kaldığı günlerde 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda iç ve dış engelleri aşmayı başaracaktı..
Bu süreç içerisinde 21-22 Haziran 1919’da yayınlanan Amasya Tamimi’nde “Vatanın Bütünlüğü , Milletin İstikbali Tehlikededir”, “Milletin İstiklalini Yine Milletin Azim ve Kararı Kurtaracaktır” denilirken 23 Temmuz-07 Ağustos 1919 Erzurum Kongresi’nde, “ Ulusal Sınırlar İçinde Vatan Bir Bütündür, Parçalanamaz”, “Manda ve Himaye Kabul Edilemez” deniliyordu. 4-11 Eylül 1919 Sivas Kongresi’nde “Milli Sınırlar içinde Vatan Bölünmez Bir Bütündür, Parçalanamaz”, “Kuvay-ı Milliye’yi tek Kuvvet Tanımak ve Milli İradeyi Hakim Kılmak Temel Esastır” denilirken alınan kararlar yeni bir Türk Devletinin kuruluşuna temel olacaktı.
Mustafa Kemal Paşa, “Tek egemenlik vardır, o da Milli Egemenliktir. Ülkeyi Yine Ulusun Kendisi Kurtaracaktır” diyordu.
27 Aralık 1919’da Ankara’ya ulaşan Mustafa Kemal Paşa; bütün yörelerden gelen halkın temsilcileriyle 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Milet Meclisi’ni açarak bütün dünyaya karşı yayınlamış olduğu beyanname ile “Egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğunu” ve “Büyük Millet Meclisi’nin üzerinde hiçbir makam bulunmadığını” ilan ettiği o günde Büyük Millet Meclis ,Mustafa Kemal Paşa’yı başkan seçerken ve Atatürk’ün önderliğinde İstiklal Savaşı da başlıyordu
23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile yeni bir Türk Devleti kurulmuştu.. Millet egemenliğine dayandığı ve demokratik bir yapıya sahip olduğu için, devletin isminin “Cumhuriyet” olması gerekiyordu. Ancak o günkü siyasi ortamın uygun olmaması nedeniyle rejimin adı açıklanmamış, iç ve dış düşmanların bunu bölücü amaçla kullanmalarına meydan verilmek istenmemişti. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı , elçi kabul etme ve atama , yasaları uygulatma, devleti temsil etme yetkilerine sahip olduğu halde , kendisine “Devlet Başkanı” anlamına gelen bir unvan verilmemişti. Bu nedenle devlet başkanlığı boş gibi görünüyordu…
..Gerçekte , rejimin değişeceği ve kişisel yönetime son verileceği Amasya Genelgesi’nde ilk kez şu şekilde belirtilmişti: “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” Rejimin değişeceği konusu daha sonra , Erzurum ve Sivas Kongrelerinde de ifade edilmiştir.. Kaynak: http://www.ataturkdevrimleri.com/yazi-742-cumhuriyet-bayraminin-anlam- ve-onemi..
Bir yandan Efeler, dadaşlar , Seğmenler bulundukları yörede düşmana karşı koyarken diğer yandan düzenli ordularımız tarafından 11 Ocak 1921’de I. İnönü Zaferi ve 1 Nisan 1921’de II. İnönü Zaferi , 23 Ağustos-12 Eylül 1921 tarihinde Sakarya Meydan Muharebesi, 26 Ağustos-30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Muharebesi kazanıldı .
Milli Mücadele’nin önderi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa , Büyük Taarruz emrinde “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir! İleri” demiş ve 9 Eylül 1922’de İzmir’e ulaşarak Milli Mücadeleyi zaferle sonuçlandırmış, 11 Ekim 1922 Mudanya Mütarekesi ile Doğu Trakya’yı teslim almıştır. 24 Temmuz 1923 Lozan Anlaşması ile Milli Mücadele’nin tüm kazanımları güvence altına alındı. 13 Ekim 1923’de Ankara başkent oldu.
23 Nisan 1920’de açılan TBMM, 24 Nisan 1920 günü kabul ettiği ilk kararla, “TBMM’nin Türk milletinin gerçek temsilcisi olduğu, TBMM’nin üzerinde başka bir güç tanınmadığını” belirtmişti. Bu, cumhuriyet idaresinin başlangıcı demekti..
TBMM, 1 Nisan 1923’te yeni seçimlerin yapılmasına karar verdi. Yapılan seçimler sonucu, ikinci TBMM 11 Ağustos 1923’te toplandı. TBMM kısa bir süre sonra , 24 Temmuz 1923’te Lozan barış Antlaşmasını onayladı. Lozan Barış Antlaşması, Kurtuluş Savaşı’nı tamamlayan siyasi bir zafer oldu..29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet ilan edildi.. Kaynak: http://www.ataturkdevrimleri.com/yazi-742-cumhuriyet-baraminin-anlam- ve-onemi..
28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya’da yemeğe çağıran Mustafa Kemal Atatürk onlara, “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” dedi. 29 Ekim 1923 günü Mustafa Kemal Atatürk, milletvekilleriyle görüştükten sonra İsmet İnönü ile birlikte taslağı hazırlanan Anayasa değişikliğinin onayı ile Türkiye Cumhuriyeti ilan edildi ve Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı seçiliyordu..
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk , Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanının 10.Yıldönümü kutlamalarında 29 Ekim 1933’de verdiği Nutku’nda bugünü, en büyük bayram olarak nitelemiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, “ Cumhuriyet, Türk ulusunun yaradılışına ve yaşantısına en uygun olan yönetim şeklidir” demiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ten en büyük miras olan ‘Cumhuriyet’, Türk milletinin gücü ve sesidir. Ulu Önder Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ebedidir..” demişti
Sonuç olarak; Türkiye Cumhuriyeti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten en büyük mirastır. Büyük Türk milletine güvenen Atatürk, “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” demişti”.
Türk milleti , kendine emanet edilen Türkiye Cumhuriyeti’ni canı ve kanı pahasına yarınlara taşıyacak; Atatürk ile ve devrimlerine her zaman ve her konumda sahip çıkacaktır…
Bu vesileyle ulu önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını ve vatan toprakları için canlarını seve seve veren tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla selamlıyorum….
29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun..