GKRY Lideri Anastasiadis ve çevresi; yıllardan beri anavatanımız Türkiye’nin 16 Ağustos 1960 tarihinde ilan edilen ve Kıbrıs Türk halkının da “Kurucu Ortak” olarak yer aldıkları Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nda yer alan “Garanti ve İttifak Anlaşması” çerçevesinde garantör olmasının “Artık çağ dışı olduğu” iddialarını dile getirerek , kaldırılmasını talep ederken Türk Silahlı Kuvvetlerinin derhal adayı terk etmesini istemektedirler..
Rum liderliğinin hedefi, Kıbrıs Türk halkını, anavatanımız Türkiye’yi, AB üyesi devletleri ve yöneticilerini, BM Güvenlik Konseyi üyeleri ve diğer büyük güçleri, “AB üyesi bir ülke için üçüncü bir ülkenin garantör olamayacağı” ve/veya “21.Yüzyılda garantörlük olmaz” felsefesi çerçevesinde kandırmaya çalışacaklar ve anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin iptali ve Türk askerinin Kıbrıs’tan derhal ayrılmasını talep edeceklerdir.
Bunun kabul edilmesi durumunda da 21 Aralık 1963 Kanlı-Noel saldırıları ile Akritas Planını devreye koyarak Megali İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’i gerçekleştirmek için saldırıya geçtikleri günlerde olduğu gibi “ Türkler İsyan Etti” yalanını dünyaya yaymasının ardından Kıbrıs Türk halkına saldırdıkları gibi yeniden saldıracaklar ve Kıbrıs’ın tümü üzerinde egemenliklerini ilan etme yoluna gideceklerdir. Kıbrıs Türk halkı bu oyuna asla gelmeyecektir…
Rum-Yunan ikilisi “21. Yüzyılda garantörlük olmaz” diyor ama daha yakın geçmişte 20 Aralık 2016’da Moskova’da Türkiye, Rusya ve İran arasında gerçekleşen toplantının ardından varılan ve de uluslararası geçerliliği bulunan; T.C Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu , Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in BM’in de onay verdiği anlaşma ile Suriye’nin toprak bütünlüğünün garantörleri oldular.
Rum liderliği, “AB üyesi olmayan üçüncü ülke Türkiye AB üyesi bir ülkeye garantör olamaz” diyor. Niçin olamazmış? Günümüzde, “ABD’nin 1945 yılından beri AB üyesi Almanya’nın garantörü olduğunu” Rum-Yunan yetkilileri bilmiyor mu?
Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskopos II. Hrisostomos’un da Rum Ulusal Konseyi’nin de, Rum siyasi liderliğinin ve de GKRY lideri Anastasiadis’in de tek hedefi Enosis’tir. Rum-Yunan ikilisinin stratejisi ve de tek hedefi Adanın Yunanistan’a ilhakıdır. Anastasiadis, Türkiye’nin garantörlüğü kalkmadan, Türk askeri çekilmeden ve büyük oranda toprak iade edilmeden çözüm olmaz” diyor.
Kıbrıs Türkleri ‘azınlıktır’, Kıbrıs Helen’dir diyen Anastasiadis bilmelidir ki, Kıbrıs Türk halkı anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden asla vazgeçmeyecektir…
Pazar akşamı New York’ta BM Genel Sekreteri Guterres , BM Genel Merkezinde KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı ve GKRY Başkanı Anastasiadis ile bir araya gelerek yemekli bir toplantı düzenledi. New York’taki üçlü Zirveden müzakerelerin devamına ve Cenevre’ye yeşil ışık çıktı. Dört saate yakın liderlerle görüşen BM Genel Sekreteri Guterres, “Kıbrıs Konferansı’nın, Cenevre’de Haziran’da yeniden toplanmasının ihtiyaç olduğu konusunda Akıncı ile Anastasiadis’in mutabık kaldığını” açıkladı.
Şimdilerde maalesef Rum-Yunan ikilisinin hedefi garantileri tartışmaya açmak ve Türkiye’nin olmadığı yeni bir garanti sisteminin oluşturulmasını; bunu başaramamaları durumunda mevcut garanti sistemini sulandırmak ve anavatanımız Türkiye’nin tek taraflı müdahale hakkını ortadan kaldırmak ve de Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmaktır.
Hatırlardadır, Girit’te de böyle olmuştu!.. İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya’nın yaptığı baskılar sonucu konu devletlerin garantörlüğünü kabul eden Osmanlı Devleti’nin 1897’de adadaki askerlerini çekmesi sonrası, 1909’da Girit Rumları, Girit’in Yunanistan’a ilhakını açıklarken buna karşı çıkmaları gereken garantör devletler sessiz kalarak askerlerini de Girit’ten çekiyordu. 1912’de Osmanlı Devletine ültimatom veren Yunan Başbakanı Venizelos Girit’in Yunanistan’la birleştiğini duyurmasının ardından 30 Mayıs 1913’te imzalanan Londra Anlaşması ile Girit Yunanistan’ın bir parçası oluyordu. Neticede o günde yaşanan katliamların ardından bugün Girit’te bir tek Türk bile kalmamıştır!...
O günde yıkılmak üzere olan bir Osmanlı Devleti vardı, bugün ise her gün güçlenen anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti vardır, bağımsız ve egemen devletimiz KKTC vardır. Bugün Kıbrıs’ı Girit örneğinden ayıran, Kıbrıs’ın ayni hazin sonuca ulaşmasını önleyen bu faktörler vardır.
Rum-Yunan ikilisi bilmelidir ki Kıbrıs asla Girit olmayacaktır!…