Makalemi kaleme aldığım sıralarda UBP Kurultayında oy verme işleminin sonuna yaklaşılıyordu. Dün gün boyunca binlerce UBP li üyenin oy kullandığı Kurultayın ilk günü salonun yeteri kadar dolu olmamasına bakarak atılan başlıkları gözlerimin önüne getiriyorum da! En çarpıcı olanlardan bir tanesi “UBP de üye çok, katılım az” olanıydı. Cumartesi kürsüye çıkıp konuşanların da değindikleri bu azlık, çokluk işinde gözden kaçırılan bir husus vardı. Siyasi partiler yasasının bir gereği olarak siyasi partilere resmi devlet dairelerinde çalışan vatandaşlar üye olamazlar. Bu durumda üye sıfatını alanların çoğu özel sektörde çalışanlar oluyor. Cumartesi sadece açılış ve aday konuşmalarının yapılacağı, faaliyet ve mali raporların aklanacağı duyurusuyla birlikte serbest çalışan, ya da işi gücü olan üyeler “nasıl olsa Pazar günü oy kullanmaya gidilecek bir de bu gün niye gideyim “düşüncesiyle işine gücüne odaklanıyor ve Kurultayın ilk gününe ilgi göstermiyor! Böylelikle bunu fırsat bilenlere gün doğuyor! Üye yaklaşımının bu doğrultuda olduğunu anlatmaya çalıştıklarım nedense bunu kabullenmeye yanaşmamışlardı. Ne var ki Pazar günkü katılım haklı olduğumu ortaya çıkardı! Olanaklarımızı zorlayarak baskıya girme saatimizi elden geldiğince ileri atarak sonuçları sizlere duyurmaya çalışacağız, başkanlık seçim sonuçlarını vermeye çalışacağız. Ne var ki UBP Parti Meclisi üyeliklerinin bu günün sonuna doğru ancak belli olacağını düşünüyorum.. Dünkü seçim organizasyonunu ve düzenlemesini yapanları içtenlikle kutlamak istiyorum. Hazımsızlıktan kaynaklanan bazı davranışların dışında, karmaşıklığa neden olmadan, okus-pokusculuğa olanak yaratmadan ve disiplinli bir ortamda yapılan oy kullanma işlemi örnek alınacak boyutta başarılıydı. Geçmiş Kurultaylardaki oy verme ortamlarını hatırlıyorum da demek ki istenildiği zaman olabiliyormuş! KKTCnin en güçlü siyasi yapısı konumundaki UBP dün zorlu bir demokrasi sınavı vermiş bulunmaktadır. Dilerim sonuçları da aynı olgunluk içinde karşılanır ve yara alınmadan bu süreç de neticeye vardırılmış olur!