Pandemi’yi kontrol altına almak ve bulaşmasını engellemek için alınan tüm önlemlere uymalıyız. Fedakarlık yapmalıyız. Bugün 1 Nisan, ancak yaşadıklarımız 1 Nisan şakası değil... Herhangi bir ülkede, ekonomist olmayanlar ve tabii yeterli bilgiye sahip olmayanlar, devlet yapısı içinde ekonomiyi kriz dönemlerinde yönlendiren hükümetlerin hangi kriterlere göre önlemler aldığını bilemez. Ancak, hiç kuşkusuz, ekonomist olmadan da mağdur olan sektörleri görmek olası... KKTC’de mağdur olan sektörler ses verdi. Hükümetin ekonomik paketi büyük tepkilere yol açtı. Hükümet, ekonomik paketi bir daha gözden geçirip hemen bazı sektörleri destekleme kararı almalı. Krizin büyümemesi için bu yol izlenmeli.

Unutulmaması gereken iki noktayı vurgulamak gerekir. 1. 36 yıllık KKTC Devleti hala tanınmamış bir devlettir ve tanınmamışlığın getirdiği sorunlarla boğuşmaktadır. 2. KKTC Devletini resmen tanıyan tek ülke Türkiye Cumhuriyeti’dir. KKTC’nin güvenliğine, ekonomisine büyük destek veren de Türkiye Cumhuriyeti’dir. Peki, bu iki gerçeği göz önünde tutarsak, 36 yıllık KKTC Devleti’nin “Coronavirüs”den önce ekonomik gelişmeyi başarabildiğini söyleyebilir miyiz? Ve, şu anda, “ Coronavirüs “ dalgasından etkilenen bir devletcik, toplumcuk, elindeki mali kaynağa göre ekonomi paketi ile tüm kesimleri rahatlatacak bir formül bulma şansına sahip miydi? Ülkemizdeki ekonomi uzmanları bu soruların yanıtlarını mutlaka bulmuşlardır veya bulacaklardır. Bu köşemde yıllardır sadece daha fazla bilgi sahibi olduğum “Kıbrıs Sorunu”, uluslararası ilişkiler, dış politika ve özellikle tanınma konularına odaklandığım için, ekonomide, belli başlı ana konular dışında daha fazla yorum yapmak istemiyorum. Bunu ekonomi uzmanlarına bırakmak lazım. Ancak devletin gelirleri sınırlıysa, olması gereken mali kaynak yoksa veya yeterli değilse, ekonomik paketlerle gerçekleştirebilecekleriniz de sınırlıdır. Şu anda, pandemi’den dolayı en çok birlik olmamız gereken bir süreç içindeyiz. Bu süreci, her yönden, en az kayıpla geçmek durumundayız. Sakın ama sakın, hükümetin ekonomi paketi yüzünden çatışma ortamı yaratılmasın. Ülkede kaos yaşanmasın...

İlginç bir not daha var: Kıbrıs Türk İş İnsanları Derneği’nin açıklamasının kısa özetini veriyorum: “AB Covid-19 mücadelesi için Rum kesimine 800 milyon, KKTC’ye 5 milyon Euro layık gördü. Hükümet bunu reddetmeli. AB ve Rum komşularımızı muhatap almayacağımızı kamuoyumuza saygılarımızla bildiririz. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.” AB’nin “Kıbrıs Sorunu”na ilişkin politikası ortada. Pandemi’de bile KKTC’ye gösterdiği ilgi ve yaptığı yardım da ortada. AB’ye göre biz Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuzey bölgesinde yaşayan azınlık “Türk toplumuyuz.” Başka söze gerek var mı?..