19 Mayıs Atatürk’ü Anma , Gençlik ve Spor Bayramınız Kutlu Olsun.
Bugün, 103. Yılını kutlamakta olduğumuz 19 Mayıs 1919 tarihi, Türk milletinin, özgürlüğü ve bağımsızlığa ilk adımı attığı gündür.
19 Mayıs 1919, Mustafa Kemal ve dava arkadaşlarının Samsun’a ayak bastığı gündür.  Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolun ilk durağı kabul edilen bu olay, Türk tarihindeki dönüm noktalarından biridir.
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ilk defa 1926 yılında Gazi Günü adı altında Samsun’da kutlanmış, 24 Mayıs 1935’te Atatürk Günü adı altında resmiyet  kazanmıştır.. 
.. Beşiktaş’ın  girişimleriyle  Fenerbahçe Stadı’nda kutlanan bu ilk 19 Mayıs , Galatasaray ve Fenerbahçe’li yüzlerce sporcunun da katılımıyla bir spor günü haline gelmiştir.  Bu organizasyondan  bir süre sonra gerçekleşen Spor  Kongresi’nde  söz alan  Beşiktaş Kurucu  Üyesi Ahmet FetgeriAşeni kutlanan Atatürk Günü’nün tüm gençliğe mal edilmesi için “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı” adı altında her yıl yapılmasını teklif etmiştir.  Kongrede oylanan bu öneri kabul edilmiş ve  Atatürk’ün de onayıyla yasalaşmıştır. 20 Haziran 1938 tarihli kanunla  “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan bu ulusal bayramın adı 12 Eylül  1980 darbesinden sonra “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” adını almıştır. Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yasam/2021/05/19/19-mayista-ne-oldu-19-mayis-1919-ataturku-anma-genclik-ve-spor-bayrami-tarihi-ve-onemi
30 Ekim 1918 Mondoros Ateş-Kes  Antlaşmasının imzalanmasının ardından İtilaf Devletleri Donanması, 7 Kasım 1918’de yardımcı gemileriyle  beraber mayınları temizlemek bahanesiyle Çanakkale Boğazı’ndan Marmara’ya giriş yapmışlardı. 13 Kasım 1918 günü İtilaf Devletlerinden 61 parça Harp Gemisinden müteşekkil bir donanma İstanbul önlerine gelip demir atmışlardı.    Bu donanmada 15 Muharebe Gemisi, 11 Kruvazör, 29 Muhrip ve 6 Denizaltı Gemisi bulunuyordu.  13 Kasım 1918’de İtilaf Filosundan  2616 İngiliz, 540 Fransız ve 470 İtalyan askeri olmak üzere toplam 3626 asker karaya çıkarılmıştır. Kaynak: Zekeriya Türkmen, İstanbul’un İşgali ve İşgal Döneminde Uygulamalar, 13 Kasım 1918
Diğer yandan ayni anda Mustafa Kemal Atatürk’ün Adana’dan bindiği Tren, 13 Kasım 1918 Çarşamba günü saat 12.45’te Haydarpaşa’ya varıyordu. Atatürk, Haydarpaşa’da Trenden inerken 61 parçalık İtilaf Devletleri Donanması da İstanbul’u adeta işgal ediyordu..
..Kaderin cilvesine bakınız ki işgalciler ve o işgalcileri ilerleyen yıllarda kovacak olan Atatürk de ayni gün ayni saatlerde İstanbul’a gelmişlerdi!..
..Düşman Donanmasının Boğaz’a giriş töreni nedeniyle Boğaz trafiği durdurulmuştu. Tören sırasında bir Osmanlı Devleti Heyeti de Amiral Gemisine giderek  işgalcilere “Osmanlı Hükümeti adına hoş geldiniz” diyordu..
..Atatürk, Yaveri Abbas (Gürer) ve kendisini karşılamaya gelen arkadaşı Rasim Ferit (Talay) ile birlikte Haydarpaşa Garı’nın köşesindeki Çayhanede, kafasında bin türlü düşüncelerle 2-3 saat boyunca düşman donanmasının Boğaz’a yerleşmesini seyretmek zorunda kaldı.  O Donanmayı 3 yıl kadar önce 19 Şubat-18 Mart 1915 günlerinde Çanakkale’de düşmanı durduran Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Atatürk, o günde düşman donanmasının serbestçe İstanbul’u işgaline tanık oluyor  ve de arkadaşlarına dönerek: “Hata ettim!. İstanbul’a gelmemeliydim. Bir an önce Anadolu’ya dönmenin çaresine bakmalıyım” demişti. Kaynak:https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/sinan-meydan-ataturkun-bagimsizlik-yolu-2-istanbuldaki-altı-ay-477181/
Ayni gün eski küçük Kartal İstimbotu ile Boğaz’dan karşıya geçen Mustafa Kemal; İngiliz ve Fransız bayraklarının dalgalandığı işgal donanmasının arasından geçerken Kartal İstimbotun güvertesinden ufka doğru bakıp “Geldikleri Gibi Giderler” demişti..
..30 Ekim 1918 Mondoros Ateşkes Antlaşmasının  7. Maddesine göre “Karışıklık çıkan yerler İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecekti.” Nitekim, İtilaf Devletleri bu maddeye  dayanarak bir çok yeri işgal etmişlerdi.  Mondoros Ateş-Kes  Antlaşmasından  sonra Samsun ve civarında karışıklık yaratan Rum çetelerine karşı  Türk direnişi İngilizlerin dikkatini çekiyordu.  Azınlıkların bu isyanları kurdukları cemiyetlerle  yönlendiriyor, İtilaf Devletleri de destekliyordu..
..İngiliz Amiral Caltthorpe ve Amet, Kasım 1918 sonlarında  “Samsun’da Mütareke Hükümlerinin henüz uygulanmamış olduğunu ve Hristiyanları toptan öldürmek için Müslüman Ahalinin silahlandırıldığını” iddia etmişlerdi.  Ocak 1919’da AmericanTobaccoCompany, Londra’ya gönderdiği bir raporda “Bütün Müslümanların, özellikle köylülerin silahlandırıldığını” bildirmişti. Kaynak:https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/sinan-meydan/ataturk-samsuna-direnis-baslatmasi-icin-gönderilmedi-5820165/
O günde 25 Nisan 1919’da bizzat Sadrazam Ferit’i  ziyaret ederek ayni istekleri tekrarlamıştı.  İngiliz yetkililere Damat Ferit, “Hükümetin halkı silahsızlandırarak” bu sorunu en kısa zamanda çözeceğini bildirmişti. İngilizlerin isteklerini yerine getirmek için İstanbul Saray Hükümeti Samsun’a bir “Umumi Müfettiş” göndermeye karar verdi. Dahiliye Nazırı Mehmet Ali Bey, Sadrazam Damat Ferit’e , bu görevin Atatürk’e verilmesini önerdi. Ayrıca Fevzi (Çakmak) Paşa da İngilizlere , Atatürk’ün “İttihatçılara karşı olduğunu” söyleyerek bu görevlendirmeye zemin hazırladı.  Bunun üzerine Sadrazam Ferit, birkaç  kere Atatürk’le özel görüşerek bu görevi ona verdi. Atatürk’ün İstanbul Saray Hükümetindeki asker-sivil tanıdıklarının telkinleri, Atatürk’ün Alman karşıtı olması, İttihatçı olmaması, Padişah’ın “Fahri Yaverliğini” yapması, Çanakkale başarısı ve Atatürk’ün ifadesiyle “İstanbul’dan uzaklaştırılmak istenmesi” gibi nedenler onun “Müfettişlik” görevine getirilmesinde etkili oldu.                                               Kaynak:https://www.szcu.com.tr/2020/yazarlar/sinan-meydan/ataturk-samsuna-direnis-baslatmasi-icin-gonderilmedi-5820165/
19 Mayıs 1919, Türk Milletinin bağımsızlığa, çağdaşlaşma ve demokratikleşmeye giden yolun ilk adımıdır.  Şu bir gerçek ki; Mustafa Kemal ve dava arkadaşlarının Samsun’a ayak basışı ile birlikte  Türk Kurtuluş Savaşı da fiilen başlıyordu.
Geriye dönüp bakacak olursak; 1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşına dünyanın belli başlı devletleri katılmıştı. I.Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletleri: İngiltere, Fransa, Rusya, Sırbistan, İtalya, Yunanistan, ABD, Japonya, Romanya, Brezilya ve Portekiz’den oluşurken İttifak Devletleri: Almanya, Avusturya, Macaristan, İtalya, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan’dan oluşuyordu.
I.Dünya Savaşı sonunda İttifak  Devletlerinin yenilmeleri üzerine savaş kuralları gereği  Osmanlı Devleti de yenik sayılmıştı. 30 Ekim 1918 Mondoros Mütarekesi ülkenin üzerine  karabasan gibi çöküyordu.   Osmanlı Devleti; imzaladığı Ateşkes Anlaşması ile  boğazların hakimiyetini, yeraltı kaynaklarının kullanım haklarını ve donanma ile ordu üzerindeki tüm emir haklarını ve  donanma ile ordu üzerindeki tüm emir haklarını İtilaf Devletleri’ne  devretmişti.
Osmanlı DevletininI.Dünya Savaşı’ndaki yenilgisini belirleyen 30 Ekim 1918 Mondoros Ateş-Kes Antlaşmasının 7. Maddesine göre İtilaf Devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durumu bahane ederek istedikleri  bölgeleri işgal edebileceklerdi..
Nitekim, Mondoros Mütarekesinin hemen ardından işgaller başladı. Boğazlar İngilizlerin kontrolüne geçti . İngilizler Çanakkale, Musul , Batum, Antep, Konya, Maraş, Urfa ve Kars’ı işgal önemli istasyonlarını  , Dörtyol, Mersin, Adana ve Afyon istasyonunu işgal ettiler..
..İtalyanlar da Antalya, Kuşadası, Bodrum, Fethiye ve Marmaris, Konya ve Akşehir’i  işgal ettiler..
..Mondoros Ateşkes Anlaşması’nı takiben İzmir Yunanlılar, Adana Fransızlar, Antalya ve Konya İtalyanlar tarafından işgal edilmişti. Bunların yanında Urfa, Maraş, Antep, Merzifon ve Samsun’a İngiliz askerleri çıkmış, İstanbul’da ise Kraliyet Donanması demirlemişti..
..Mütareke sonrası gerçekleşen işgaller karşısında halk perişan ve şaşkın bir duruma düşmüştü. Mondoros Mütarekesinden  sonra Yunanlılar Megali-İdea doğrultusunda Batı Anadolu üzerindeki siyasi ve askeri faaliyetlerini hızlandırmışlardı. Nitekim Venizelos propaganda çalışmalarını derhal başlatmış ve hemen 2 Kasım 1918 I. Dünya Savaşı’na girmeleri karşılığı İngilizlerce kendilerine vaat edilen Türk toprağı Batı Anadolu’nun bir kısmının Yunanlılara terkini istemişti..
..Neticede Yunanistan Başbakanı Venizelos’un Paris Barış Konferansı nezdinde yürüttüğü girişimler İtalya’nın muhalefetine karşı; İngiliz, Fransız ve ABD’nin desteğiyle netice verdi ve İzmir’in Yunan askeri birliklerince işgali 6 Mayıs 1919’da İtalyanların toplantıda bulunmadığı bir sırada kararlaştırıldı. İngilizler bu durumu Türklere 14 Mayıs 1919’da haber verdiler. Nitekim 15 Mayıs 1919 sabahı İtilaf Devletleri donanması kontrolünde Yunan Askeri birlikleri İzmir’e çıkmaya başlıyordu.Bilahare Yunan işgal harekatı İzmir Sancağı Manisa ve Ayvalık yöresini içine alan Akhisar ve Milne Hattı adı verilen hatta kadar genişleyecekti. Kaynak: altaylı.net/mondoros-mütarekesi-sonrasi-turkiye’nin-isgaline-karsi-milli-direnis-kuvayy-i-milliye-1918-1921-htmlt
Bu gelişmelerle, Doğu’da bir Ermeni Devleti kurulması hedeflenirken, Batı Anadolu da Yunanlılara verilmek isteniyordu. Nitekim, I.Dünya Savaşı’ndan sonra Paris’teki uluslararası barış konferansı sonrasında İzmir  şehrinin 15 Mayıs 1919 tarihinde İngiltere’nin desteğinde Yunanlılar İzmir’i işgal etmeye başlarken, Gazeteci Hasan Tahsin’in Yunan Askeri Kuvvetlerine  ilk kurşunu sıkmasıyla birlikte Türk direnişi başlıyordu. YARIN DEVAM EDECEK…