“Mücadele ve Şehitler Haftası” münasebetiyle; canları ve kanları pahasına bu Yavru Vatan topraklarına “Özgürlük ve Barış” getiren aziz ve kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla selamlıyorum.
Bugünlere gelmemizde maddi ve manevi yardımlarını hiçbir zaman esirgemeyen Anavatanımızı, onun bağrından çıkan kahraman Mehmetçiklerimizi, yediden yetmişe kadınıyla, erkeğiyle mücadele veren Kıbrıs Türk Halkını, Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) mensuplarını, Mücahitlerimizi ve Mücahidelerimizi, saygıyla selamlıyorum.. 1571’de Kıbrıs’ı fetheden ve bu toprakları vatan yapan Atalarımızı, adsız kahramanlarımızı şükranla anıyorum..
Ulusların ve toplumların kaderinde unutulmaması gereken nice olaylar vardır. Kıbrıs Türk Halkının da yıllardan beri süren bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi zaman zaman belirli günlerde somutlaşmış ve toplumun hafızasında yer etmiştir.. 21 Aralık 1963 işte böyle günlerden biridir.
21 Aralık 1963’te başlatılan Rum-Yunan silahlı saldırılarının hedefi, birkaç gün içinde Kıbrıs Türk Halkını yok etmek, esir almak, adada Rum egemenliğine dayalı bir Helen Cumhuriyeti kurmak ve ardından Enosis’i gerçekleştirmeye yönelikti..
Kıbrıs Türk Halkı Varoluş ve Özgürlük Mücadelesini ; Anavatanımız Türkiye’ye güvenerek, Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’nin liderliğinde; yediden yetmişe, kadınıyla, erkeğiyle; Rum hakimiyeti altına girmemek, Batı Trakya Türk Halkı gibi ‘azınlık’ statüsüyle yönetilen acı ve dehşet verici bir duruma düşmemek, hele hele Girit örneğinde olduğu gibi çok trajik bir sonuçla karşı karşıya kalmamak için, Atatürk İlke ve Devrimlerinden aldığı ilhamla büyük bir azim ve kararlıkla direnişini yıllar boyunca kahramanca sürdürdü..
11 Şubat Zürih ve 19 Şubat 1959 Londra Antlaşmaları temelinde Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde 16 Ağustos 1960 Lefkoşa Antlaşmaları ile iki uluslu Kıbrıs Cumhuriyeti doğmuştu..
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda 19 Şubat 1959’da Zürih ve Londra Antlaşmalarını imzalamasının ardından 6 Mart’ta Kıbrıs’a dönüşünde konu edilen antlaşmaları imzaladığı için kendisini tenkit edenlere daha imzaladığı antlaşmaların mürekkebi bile kurumadan Makarios: “Ben bu antlaşmaları imzalamışsam bu antlaşmalar Enosis’e giden yolda bir sıçrama tahtası olacaktır. Kilisede ant içerek başlatmış olduğum Enosis davasından geri adım atmış değilim.” Demişti.
Yine o günlerde Zürih ve Londra Antlaşmalarını imzaladığı için Yunan Meclisinde tenkit edilen Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Averof: “Beyler Düşününüz Bir Kere, Enosis’e İngiliz Sömürge Yönetiminden mi? Yoksa Kıbrıs Cumhuriyeti’nden Mi Daha Kolay Gidilir? diyerek bu anlaşmaların Megali İdea çerçevesinde yer alan Enosis’in gerçekleşmesine giden yolu açacağına vurgu yapıyordu..
Yine konu antlaşmalarla ilgili olarak kendisini tenkit edenlere 1959 Zürih ve Londra Antlaşmalarının kendilerini Enosis’e götürecek bir araç olduğunu dile getiren Başpiskopos Makarios ; daha imzası kurumadan 13 Kasım 1959’da “Adanın idaresi 8 asırdan bu yana ilk kez Rumların eline geçmiştir” demişti..
Yine, EOKA’nın kuruluş günü kutlamalarında da 1 Nisan 1960’da Makarios: “ümit ve emellerimiz Zürih ve Londra Antlaşmasıyla tamamen gerçekleşmiş değildir. Fethedilen kalelerden nihai zafere doğru mücadeleye devam edeceğiz” diyerek hedeflerinin Enosis olduğunu çok açık ve net olarak beyan ediyordu..
19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları temelinde Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde 16 Ağustos Lefkoşa Antlaşmaları ile iki uluslu Kıbrıs Cumhuriyeti doğmuştu. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti egemenliğin ve bağımsızlığın bir diğer değişle Kıbrıs Türk ve Rum Halklarına ortaklaşa verildiği, fonksiyonel federatif bir ortaklık Cumhuriyeti idi. 1960 Anayasası bir halkın diğerine hükmedemeyeceği esasını da beraberinde getirmişti.
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Antlaşmalarında Kıbrıs Türk Halkının hayati çıkarlarını ilgilendiren konularda ‘veto’ hakkı olması, Temsilciler Meclisi’nde 15 Türk Milletvekilinin en az 8’inin onayının gereksinmesi yanında Yüksek Anayasa mahkemesinde eşit temsiliyetin olması, Kıbrıs Türk Halkına güven veriyordu.. Yine Bakanlar Kurulunda 7 Rum 3 Türk Bakan vardı ve de 3 Türk Bakandan en az 2’nin olumlu oyu şarttı ve de Makarios Kıbrıs Türk Halkının bu siyasi eşitliğini kabullenememişti..
Anayasada Türk ve Rum Cemaat Meclislerinin kendi sahalarında yasama ve yürütme yetkileri vardı.. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasında amaç; Adada din, dil, kültür, ırk ve ulusal kimlik yönünden tamamen farklı olan iki ayrı halkın, politik, eşitlik ve ortaklık esasına dayalı bir Cumhuriyet altında birlikte yaşamalarını sağlamaktı..
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Antlaşmalarının Kıbrıs Türk Halkı açısından sağladığı en önemli husus; Kıbrıs Türk Halkının iki egemen halktan biri olduğu; yine ayni antlaşmaların ortaya koyduğu diğer önemli bir husus ise Kıbrıs Türk Halkının Rumlarla eşit bir halk olduğu hususudur..
1960 Anayasasının en önemli maddelerinden biri de Adanın tümünün veya bir kısmının başka bir ülke ile birleşmesine kapalı olması idi.. Diğer bir değişle 1960 Antlaşmaları, Enosis önünde bir engeldi..
15 Ağustos 1962’de Kyko Manastırında yapılan bir törende Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios: “Kıbrıslı Rumlar, EOKA’cılar tarafından başlatılmış bulunan İstiklal mücadelesine devam etmeli ve onların başlattığı işi tamamlamalıdırlar. Mücadele şimdi yeni bir şekilde devam ediyor ve hedefimize ulaşıncaya kadar devam edecektir” demişti..
.. Yine başka bir demecinde Makarios: “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasını temin eden Zürih ve Londra Antlaşmaları, o zamanda hüküm süren şartların bir sonucudur. Kıbrıs mücadelesinin gayesi bir cumhuriyet kurmak değildi. Antlaşmalar sadece temeli kurdular” şeklindeki bir açıklama ile Makarios, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne temel teşkil eden antlaşmalara ve cumhuriyet anayasası hükümlerine itibar etmediği ve esas maksatlarının hala Yunanistan’a bağlanmak olduğunu ortaya koymuştu. Kaynak: Hande Erol, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kuruluş Süreci, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, s. 297, sayı 17, yıl:3
Makarios’un 22-26 Kasım 1962 tarihleri arasında 4 gün süren Ankara ziyaretinin ardından 26 Kasım 1962’de Kıbrıs’a dönmüştür. Makarios’un Ankara temaslarının en önemli sonucu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Zürih ve Londra Antlaşmalarına aykırı düşecek bir düzenlemeye Türkiye’nin hiçbir şekilde izin vermeyeceğinin ortaya çıkmasıydı..
Nitekim Enosis’in önündeki engelleri kaldırmak isteyen Makarios; 30 Kasım 1963’te Kıbrıs Türklerine hayat veren 13 maddelik anayasa değişiklik önerilerini 3 garantör ülke ile Kıbrıs Türk liderliğine ayni anda sundu. Ankara ve Liderimiz Dr. Fazıl Küçük; bu önerileri 6 Aralık’ta reddetti.
Anayasa değişiklik önerilerinin reddi üzerine önceden hazırlıklarını tamamlayan Makarios’un emriyle 21 Aralık 1963’de Kanlı Noel saldırılarıyla Enosis amaçlı Akritas Planı devreye konulurken hedefleri Lefkoşa’da Kıbrıs Türk Halkını 8 saat içerisinde teslim almaktı ama bunu başaramayacaklardı. O günde Rum saldırıları Yunanistan’ın Adaya göndereceği yaklaşık 15 000 askerle kısa sürede tüm adaya yayılırken 11 yıl boyunca yapılan mezalim dünden bugüne yıllar geçse de unutulamayacaktı!.. DEVAM EDECEK ..