AB, Rum politikalarına destek vermeye devam etmekte. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Vivial Loonela, Komisyonun Kapalı Maraş’ın yerleşime açılması planlarından haberdar olduğunu ve bu konuda BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarını rehber almaya devam edeceğini söyledi. Loonela, AB’nin Maraş’ın statüsü konusunda BM Güvenlik Konseyi’nin 550 ( 1984 ) sayılı kararını rehber almaya devam ediyormuş... AB, Türkiye’nin “Kıbrıs Sorunu”nun dış yönleri de dahil BM çerçevesinde, Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarına uygun ve AB ilkelerine saygılı şekilde çözümünü taahhüt etmesi ve katkı koymasının hayati öneme sahip olduğunu defalarca vurgulamışmış efendim... AB, bu konuda Türkiye’ye bu mesajı vermeye devam edecekmiş... Tarafların, BM’nin desteğiyle adanın iki bölgeli, iki toplumlu, Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararında belirlediği siyasi eşitliğe sahip federasyon zemininde AB içerisinde yeniden birleşmesi hedefiyle çözüm müzakerelerinin yeniden başlatılması için bir yol araması aciliyetini koruyormuş...
Buyurun işte AB “Kıbrıs“ politikası. Bir düşünün ve inceleyin, bu politikanın Rum politikasından ne farkı var ki?... Hiç bir farkı yok. Tamamen aynı... Bu AB adlı kuruluşun “Kıbrıs Sorunu” politikalarını inceledikten sonra, KKTC Başbakanı Sn. Tatar’ın açıklaması çok yerinde bence... Sn. Tatar diyor ki : “Rum ne diyor ? Türkiye’nin garantörlüğü asla olmayacak, sıfırlanacak. Güzelyurt, Maraş, Güney Mesarya dahil pek çok yerimiz kendilerine verilecek. Yönetimde veto hakkımız bulunmayacak. Görüşmelerde kalınan yer, Kıbrıs Türkü için çok ciddi tavizler verilen, egemenliği, güvenliği, ekonomik yapıyı tehlikeye atan bir yer. Masaya oturulur. Ancak olmazsa olmazlarımızı bilecekler ve artık iki devletli çözüm de masada olacak. “
KKTC Başbakanı Sn. Ersin Tatar’a hak vermemek mümkün mü? Herşey ortada. Rumlar “iki devlet çözümü” ve “KKTC” kelimeciklerini duymak bile istemez. Rumlar, KKTC’yi ayrı devlet olarak asla kabul etmez. Bu durumda, KKTC bir adım daha ileri gidip, iki ayrı devlet çözümünde ısrar etmelidir. Tekrar “müzakere sürecine“ girmek, iki devlet çözümünün ortadan kalkması ve yine daima olduğu gibi “federasyon çözümünün “ görüşülmesi anlamına gelir. Bunu unutmayalım. KKTC halkı tekrar bu berbat kısır döngüye girmemeli. İki devletli çözümde ısrar etmeli.