Başbakan, son zamanlarda tekliyor.
Çatır, çatır konuşması değil tekleyen.
Konuşmalarının içeriği.
Bütünlüklü değil.
Anlatmak ve izahtan çok savunma içeriyor.
Ancak, özellikle döviz konusunda durum vahim.
Hem toplumsal halimiz facia.
Hem de Başbakan’ın beyanatları.
Bir dediği, ertesi gün farklılaşıyor.
Bunu dedim ama demek istediğim şuydu diyor.
Şunu söyledim ama kastettiğim buydu diyor.
Dağınık, tutarsız ve anlaşılırlık yok.
Ve bu ahval onu yıpratıyor.
Tökezleyen bir Başbakan portresi oluşturuyor.
*****
Döviz, neredeyse kanat takmış.
Türk Lirası’na karşı 2 Şubat 2018’e göre %20 değerlenmiş.
8 ocak 2018’e göre % 30
1 Ekim 2017’ye göre %35.
Ve doğaldır ki gündemimiz döviz.
Fakirleşiyoruz, güçsüzleşiyoruz.
İşte Başbakan Erhürman’ın vecizeleri.
Ve tümü de 24 saat içinde gerçekleşen söylemler.
İlk demeci 100 gün toplantısında.
Demiş ki; “Farklı para birimine geçiş masamızdadır”
Bu demeçten 3-5 saat sonra ne dedi?
“Eruo’ya geçileceğine dair bir açıklamam yok” dedi.
Ve ekledi; “Eruo’ya geçiş doğru olacak gibi görünmüyor”.
Bir başka açıklama ise yine son 24 saatte.
Dedi ki ; “her türlü alternatif masamızda dedim”.
“Dedim ama derken herhangi bir görüşü dışlamadığımızı kastettim”
İşte Başbakan’ın son 24 saatteki beyanları.
İçerik farklı, sözler karışık.
İşin özü Erhürman’ın aklı da karışık.
Ve cidden tökezleyen bir Başbakan sureti.
*****
Başbakan kendi söylemişti.
Aslında koordinatör olduğunu.
Ancak, belli ki koordinasyon hak getire.
Devletin kurumları, birbirinden bağımsız.
Hükümette, hüküm yoksunluğu yaşıyor.
Hüküm etmekte eksik kalındıkça işler sarpa sarıyor.
Bu durum da Başbakan’a fena yansıyor.
Hele ki döviz konusunda.
Birbirinden kopuk söylemler.
Bütünleşik bir yaklaşım eksikliği.
Ve sürekli kendini savunan bir Başbakan
Bu ahvalin sürdürülebilirliği var mı?
Kanaatim yok.
Ve bu devam ettikçe zedelenen sadece güven.
İcranın başına yönelik güvensizlik.
Bunun varacağı nokta ise belli.
Kaos.