Tarih boyunca insan oğlunun en önemli uğraşısı eğitim olmuştur. Eğitimin iki önemli işlevi vardır. Birinci işlevi milli kültürü ve kalıcı değerleri nesilden nesile aktararak milletin sürekliliğini sağlamaktır. İkinci işlevi ise toplumu meydana getiren bireylerin bilgi, davranış ve kabiliyetlerini geliştirerek toplumun ilerlemesini ve çağdaşlaşmasını sağlamaktır.
İşte bunun içindir ki Atatürk, Türk milletinin bütününün eğitimi ve yetiştirilmesi üzerinde önemle durmuş ve O’nun Türk Milli Kurtuluş savaşından sonra en önemli konusu “Milli Eğitim Meselesi” olmuştur.
Öğretmenlik mesleğinin tarihi geçmişi, insanlık tarihi kadar eskidir. Öğretmenlik mesleği toplumsal hayatın bir ürünüdür. Öğretmen, içinde bulunduğu toplumun kültürünü , değerlerini gelecek nesillere aktaran ve ayni zamanda toplumun gelişmesinin ve çağdaşlaşmanın itici gücüdür.
Türk Kurtuluş Savaşı sonrası, Mustafa Kemal Atatürk’e; “İşte memleketi kurtardınız, şimdi ne yapmak istersiniz” diye sorulduğu zaman O, “Eğitim Bakanı Olarak Milli İrfanı Yükseltmeye Çalışmak En Büyük Emelimdir” diyerek eğitim, öğretim ve öğrenimin büyük önemine dikkati çekmiştir.
24 Nisan 1928’de Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği günün anısına Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 100’ncü doğum yıldönümü anısına 1981 yılında alınan bir kararla 24 Kasım’ın her yıl “Öğretmenler Günü” olarak kutlanması kararlaştırılmıştır. Günümüzde Anavatanımız Türkiye’de ve Kıbrıs’ta 24 Kasım “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır…
Atatürk; dünden bugüne öğretmenlerimizin her sözünde en güzel misal, en unutulmaz örnektir. O, Kıbrıs Türk halkı için İngiliz Koloni İdaresinin karanlıklarını aydınlatan bir meşale ve yarınlar için bir umut ve de Kıbrıs Türk halkına can ve kan veren bir kaynaktır.
11.11. 1928 günü toplanan T.C Bakanlar Kurulu Atatürk’e “Ulus Okulları Baş öğretmenlik” şanını vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilk yıllarında, okur-yazar sayısı çok azdır. 15 milyon nüfuslu Türkiye’ye, Türk halkına elinde tebeşir kara tahtanın başında Latin Alfabesini öğreten Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır…” özdeyişiyle sorumluluklarının sınırını değil, sınırlarının ötesini hedef göstermiştir.
Atatürk, öğretmenlerimizin her döneminde en güzel misal, en unutulmaz örnekti. … O, Kıbrıs Türk halkının koloni idaresinin karanlıklarını aydınlatan bir meşale ve yarınlar için umut ve de Kıbrıs Türk halkının can ve kan veren bir kaynaktır..
Atatürk, öğretmenlerimiz için en güzel misal, en unutulmaz örnekti… O , Kıbrıs Türk halkı için bir koloni idaresinin karanlıklarını aydınlatan meşale , yarınlar için ümit, Kıbrıs Türk halkına can ve kan veren bir kaynaktı!... Kıbrıs Türk halkı olarak O’na layık olmak şaşmayan ülkümüzdür..
Ulu önder Atatürk’ün Türk milletine hedef olarak gösterdiği “çağdaş uygarlık düzeyi” ne ulaşmanın “Olmazsa Olmaz” koşulu eğitim ve öğretimdir. Atatürk sevgisini çocuklarımıza kazandıran öğretmenlerdir. Bir öğretmenin görevi ; “Fikri hür, vicdanı hür, İrfanı hür, nesiller yetiştirmektir”. Bütün bunlar, Atatürk’ün öğretmenlik mesleğinin bir toplumun gelişmesi ve çağdaşlaşması için ne kadar önemli olduğunu ifade etmektedir.
Atatürk’ün düşünce ve İlkeleri Kıbrıs Türk halkının en önemli yol göstericisi olmuştur. Bir sevdadır öğretmen olmak. İşte böyle bir duygudur, öğretmen olmak. Sınıfa girdiğiniz zaman, dertleriniz hüzünleriniz yok olur. Çünkü sizi bekleyen , ağzınızdan çıkacak sözcükleri bekleyen çocuklarınız vardır. Öğretmen olmak bir yürek işidir.
20 yıl süreyle Lise Fizik öğretmeni ve 5 yıl süreyle Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğrenim Müfettişi olarak görev yapmanın mutluluğu ve gururu içerisindeyim.. Dün olduğu gibi bugün de ayni heyecanı duymaktayım…
En kutsal mesleklerden olan öğretmenlik, insanlık tarihinin en anlamlı ve ölümsüz mesleğidir. 24 Kasım öğretmenler günü dolayısıyla tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlarım… Tüm öğretmenlerimizi ve özellikle saygı değer öğretmenlerimi sevgi ve saygıyla selamlıyorum… Hayatta olmayan öğretmenlerimizi rahmetle anıyorum…
Öğretmenlik bir sevdadır. Ne mutlu “Ben öğretmenim” diyenlere, diyebilenlere. Ne mutlu böyle bir görevi yürekten ifa edenlere! …