Dün başlayan Ramazan bayramını her zamankinden farklı bir ortamda ve şekillerde kutlamaya çalışıyoruz.

Kimi ne sosyal mesafe tanıyor, sarılıyor, tokalaşıyor, koklaşıyor, kimileri de uzaktan sevmekle yetiniyor.

Kıbrıs insanı için asıl tehlike bundan sonra başlayacak inancındayım.

O kadar rahat hareket ediyoruz ki, adeta son iki buçuk ayın acısını çıkarıyoruz!

Maskesiz ve de gayesiz gezinenler mi istersin, alış veriş merkezlerinde sosyal mesafeleri hesaba katmadan davrananları mı istersin, gurup halinde sokaklara çıkanları mı istersin.

Bizzat şahit olduğum bir manzara karşısında adeta dondum ,kaldım!

Arifeden bir gün önce, Cuma günü Köşklü çiftlikte bir apartmanın altında on, on

beş kişilik bir masanın hemen yanı başında yanan mangalın etrafında toplanmış genç insanlar, ne sosyal mesafe, ne Corona virüs gailesi!Sözüm ona alem yapıyorlar.

Başka bir zaman olsa “gençlik” deyip gülüp geçeceğiz ama bu zaman, o zaman değil.

Bu ülkede bütün bunları takip eden, uyarılara uyulup, uyulmadığını kontrol eden görevliler yok mu?

Sağlık hizmetlerinin dışında gelişen ve “yapılıyor” denilen işler sanalmış gibi bir izlenim veriyor.

Güneyde 1 Hazirandan itibaren oteller, 9 Hazirandan itibarense Hava limanları açılıyor. Bu açılımlardan KKTC nin etkilenmeyeceğini sananlar varsa çok yanılıyor.

Aylardır evlere kapandık, iş yerleri iflas etme pahasına kapatıldı, kimileri kepenklerini yeniden açabilme gücünü bulamadı, ne için?

Virüs belasından kurtulmak için!

İster Güney Kıbrıs ta, isterse Türkiye de olsun henüz Corana virüsünün tamamen ortadan kalktığını söylemek mümkün değil!

Türkiye bayramı sokağa çıkma yasağı ortamında karşılıyor.

İlk günlerdeki virüs etkisi aynı oranda olmasa bile hala daha bir kabus gibi ortalarda gezinmeye devam ediyor. Bütün bunlara bir de önlemlerini almadan seyahat etme kısıtlamalarını kaldırma gafletini getirdiğiniz takdirde Coronavirüsüne  davetiye çıkarmış olmayacaklar mı?

Vaka sayılarına bakıldığında KKTC ninCorona virüssüz bir ülke olduğu söylenebilir.

Geleceği işte bu yapı üzerine inşa etmek, gereken önlemlerin inandırıcılığını öne çıkararak turizmi yeniden diriltmek mümkün.

Bunu hayata geçirmek belki zaman alabilir! İşte bu süreleri iç turizmi cazip hale getirerek zararları en düşük seviyelere çekebilme olanağı yaratılabilinir. Henüz virüsün kol geldiği ülkelere kapıları açmak bindiğimiz dalı kesmekle eş anlamlı olacaktır diye düşünüyorum.

Bayram, bayram olalı böylesi ortamlarda bayramı karşılama yaşanmadı.Ne kepenklerini müşterilerine açan mutlu kaldı, ne de vatandaşta, çarşıya pazara çıkabilme mecali kaldı.

Etrafımızdaki gelişmelere bakarak şimdi de bizleri, ekonomiyi çarçabuk düzeltme adına tedbirsiz ve temelsiz atılacak adımların korkusu sardı!