BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın son açıklaması, bu kuruluşun “Kıbrıs Sorunu”na çözüm konusunda ne kadar yanlış bir yol izlediğini bir kez daha gösterdi. Stewart, “Güven olmaksızın kalıcı bir çözüm olamaz. Mevcut siyasi çıkmazın ve adanın bölünmüşlüğünün aşılması için güven inşasının güçlendirilmesi gerekir. BM’nin temel yaklaşımı budur.” demiş. Stewart’ın bu sözleri, BM politikalarının geçmişte kaldığını göstermektedir. Şöyle; bu adada KKTC Devleti çoktan kökleşmiş bir devlet olarak yaşamaktadır. Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti devleti de aynı durumda. Yani Kıbrıs adasında iki devletli çözüm çoktan gerçekleşmiş. Bu çözümün sadece resmileşmesi gerekir. Stewart’ın adada bölünmüşlüğe son verilmesinden söz etmesi hem yanlış, hem de tuhaf bir yaklaşım. Yanlış, çünkü BM Stewart ağzıyla Rumların halâ hiçbir zaman gerçekleşmeyecek “federasyon çözümü” hayaliyle yaşamalarına neden olmaktan başka hiçbir işe yaramayacak.
Bu durumda, BM Kıbrıs çıkmazının devam etmesine neden olmaktadır... Bunun gerçek adı da “BM Çıkmazı”dır. Gerçekten, BM’nin adadaki gerçek durumu (yani iki ayrı devleti) kabul etmemesi ve halâ “bölünmüşlüğü” sonlandırma çabası göstermesi anlaşılır gibi değil. Şimdi, KKTC Devleti’nin önünde kocaman bir engel vardır. Bu engel BM’dir. Şu anda BM tarafından geçmişte başlatılan ve halâ sürdürülmek istenen “federasyon çözümü” çabaları maalesef devam etmektedir.
BM, “Kıbrıs Sorunu”nu çözemez. Adadaki iki kökleşmiş devlet gerçeğini görmezlikten gelen bu kuruluşun artık elini eteğini Kıbrıs adasından çekmesi gerekir. BM Barış Gücü ne ki?.. Bugün adada barış, huzur ve kalıcı çözümün (ki bu iki devletli çözümdür) tek güvencesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve ordusudur.