Boykotun etkisini, “laiklik”, “Kıbrıs sorunu ve çözüm” ile ilgili bilindik söylemler ve hukuki kavramlar üzerinden değil toplumun ihtiyaçlar listesi ile örtüşecek somut söylem ve ekonomik kavramlar üzerinden yürütülecek bir propaganda dönemiyle azaltabiliriz.
Sosyal yaşam tarzına ve değerlerine olan hassasiyet ile Kıbrıs sorununun çözüm iradesi bu seçimdeki katılım oranı ne olursa olsun Kıbrıs Türkünde toplumsal bir refleks olarak vardır. Partiler üstü en büyük kümedir. Bunun üzerinden rol çalmaya çalışmak anlaşılır bir siyasettir ama içinde bulunduğumuz durumda bunun üzerinden yürüyecek bir seçim lüks bir aktivite kalemi olur.
Önümüzdeki dönemde siyasete bu önemli konuların ötesinde ilaç olması adına acilen ihtiyacımız vardır.
Kontrolümüzün göreceli olarak yüksek olduğu ve en iyi bizim yapacağımız iddiasında olduğumuz konuların da tartışıldığı bir seçim süreci yaratmak seçime katılım oranını ve sonucunu da olumlu yönde etkileyeceği görüşündeyim.
- Bunun için kamuda tasarruftan, tutumluluktan, verimlilikten bahseden olur ve hatta cesaret ile örnekleri ve tutarları ile nelerin yapılabileceğini birileri sıralarsa;
- Sıra numarası alıp devlet kapısında kuyruğa girenlere çok daha iyi ve hızlı hizmet vermek için kamudaki süreçlerin etkinliğine bakılarak tümden elden geçirileceğini ve dijitalleşmenin nasıl ve kimler tarafından ne kadar sürede yapılacağını anlatırsa;
- Kamuda şu veya bu sebepten dolayı özellikle kendi parasıyla iş kuranlar için değer yaratmayan faaliyetlerin ve adımların kaldırılmasını örnekleri ve gerekçeleri ile sıralarsa;
- Vergilendirilmeyen ya da çok düşük seviyede vergilendirilen alanlardan cesaretle bahseder ne yapılabileceğini dünyadaki örnekleri ile detaylandırarak anlatabiliyorsa;
- Turizmden, yüksek eğitime, tarıma kadar gelir artırıcı inisiyatiflerin hayata geçirilmesine kamunun nasıl hızlandırıcı ve yapıcı rolünün olabileceğinden bahsederse;
- Narenciye, patates ve hellim gibi kalite algısı ve olgusu yüksek tarım ve gıda ürünlerinin ihracatına ağırlık verileceğini söylerse ve bununla ilgili tedarik zincirini (üreticiden nihai müşteriye kadar) bir bütün olarak çalıştığını ve hâkim olduğunu anlatabiliyorsa;
- Türkiye’de özellikle hızlı tüketim sektöründeki firmaları KKTC’de küçük ölçekte de olsa üretim yapmalarının önünü açmak için yerli üretimi etkilemeyecek şekilde vergi ve teşvik düzenlemeleri ile yapılabileceğini anlatırsa, birçok firmanın elinde çeşitli sebeplerden dolayı atıl duruma düşebilecek ekipmanları bu şekilde tüm paydaşların lehine değerlendirmenin mümkün olduğunu ve pazarın yalnızca KKTC değil kurda oluşan dengesizlikten dolayı Güneyi ve bulunduğumuz coğrafyayı da içine alabileceğini anlatırsa,
- Dönüp bir de tüm bunları hayata geçirmek için Türkiye devletinden nasıl teknik, beşerî ve maddi destek alınacağını ekleyebiliyorsa;
Bunları söyleyenleri dinleyin çünkü hepimize yardımcı olmak için kuru kuruya iyi niyetten ya da hamasi Türklük ya da Kıbrıslılık ile ilgili nutuklardan öteye en azından farklı bir hazırlık yapıldığının kanıtı olabilir bunlar.
Olur da seçim sürecinde bu ve buna benzer konuları gündeme getirene denk gelirseniz detaylı anlatmaları için sorular sorun. Duyduğunuzu ve dinlediğinizi bilsinler. Bu seçimde ve bundan sonraki seçimlere yönelik yapacağınız en önemli katkı bu olur. Vereceğiniz oy kadar değerli olur.
Bu istikamette anlatılan benzeri konu başlıkları kafanıza yatıyorsa not edin ve söyleyenleri de söylemeyenleri de sandıkta iyi belleyin! Ha hiçbir siyasi parti bunları dile getirmiyorsa da o zaman sandığa gitmeyin çünkü sandığa gitmek için yakacağınız akaryakıtın maliyetini bile çıkarmanız mümkün olmayacaktır. Her şey seçime dahil olan partilerin elinde.