Sunulan iş planlarının başarılı olup olamayacağını sorgularken, insan kaynağı odaklı 3 unsur ön plana çıkıyor. Bunlar mali tablolarda kayıtlı olmayan “insan kaynağı kapitalinin” davranışları ile ilgili.
Geçmişle ilgili bilgi ve tecrübe sahibi olmanın çok önemli olduğunu ama tek başına yeterli olmadığını çeşit türlü tecrübeyle yaşayarak gördüm.
Başarı için bilgi ve tecrübeyle beraber iş planını hazırlayan ve hayata geçirecek kurumda üç temel unsur ön plana çıktı.
Bu soyut kavramların varlığını kurum içi davranışlarda arayıp hissetmek ve görmek önemli olduğunu anladım.
Günümüzde farkı yaratıp başarıyı getiren formül, elinizi koyup tutacağınız yeri geldiğinde kopyalayabileceğiniz iş yapış modelleri ve teknoloji değildir. Bunlar da artık ulaşılabilir olduğu için eskide kalmaya başladı.
Sıralayacağım soyut kavramların ekipler içinde ve arasında yeşermiş olmasıdır sürdürülebilir farkı yaratan.
İsterseniz buna şirket kültürü (şirket kültürünün en kısa tanımı; “biz işlerimizi burada böyle yaparız”) de diyebilirsiniz.
Başarıyı getiren soyut kavramları kopyalamak, imkânsız değilse bile çok daha zor ve zaman alıcıdır. İnsana dayanır.
Bunun için her plan ve programın arkasındaki ‘’hayal ortaklarının’’ olması çok önemlidir.
Yalnızca iş hayatı için değil, hayatın tümü için de geçerlidir başarının arkasındaki hayal ortaklarının ortaya koyduğu soyut tabir edebileceğimiz davranışlar.
***
Nedir bu soyut unsurlar?
İnanç. Kurumun neyi yapabileceğine olan inancı, gelecekle ilgili plan yaparken çok önemlidir. Bunu tabii ki çok da esnetmemek ve mümkün olduğunca gerçekçi ama zorlayıcı kılmak lazım. Üst yönetimin en önemli görevlerinden biridir hedef belirlemek. Gerçekçi ama zorlayıcı hedef koyabilmek kritik bir dengedir. İnanç olmazsa özgüvensizlik, korku ve eleştirilmeye kendini kapatmak sunum sırasında hemen kendini belli eder.
Coşku. Tutku ve motivasyon, çoğu zaman planı hedefe ulaştıran en önemli unsurdur. İmkânsız gibi gözükeni yaptıran en önemli etkendir coşku. Coşkunun olmadığı yerde ilgi alaka, enerji ve sorumluluk hissi kaybolur. Sunumu yapan kişinin anlattığı kadar anlatırken yaydığı enerji, başarılı olup olunmayacağını çoğu zaman ortaya koyar. Coşku, yaratıcılığı da besleyen bir unsurdur.
Odaklanmak. Konsantrasyonun olmadığı yerde tutarsızlık ve hata çok olur. Odaklanmak inancı, özgüveni ve coşkuyu ateşler, harekete geçirir. Bunun için de sabırla tekrar tekrar denemek ve çalışmak lazım.
Ekibin içerisinde yeri geldiğinde odaklanması tam olup, inancı veya coşkusu az olanlara da yer vardır.
Unutmayın iyimserler uçağı, kötümserler de paraşütü icat ettiler.
Denge gözetilerek hareket edildiği sürece her iki gruba da başarı için ihtiyaç var.
Kötümserler neyin yolunda gitmeyeceğini daha fazla düşündükleri için olumsuzlukları daha kolay görür ve dile getirirler.
Kötümserlerin coşku ve inancı eksik olsa da odaklanmayla iş planının hazırlanmasında ve hayata geçirilirken çıkacak problemleri önceden görüp çözümün parçası olmaları mümkündür.
Kötümserlerle ilgili problem, bu grubun başlangıçta az olan inanç ve coşkusunun üzerine odaklanamamak da eklenince ortaya çıkar.
İki grubun da görüşleri farklı şekilde sorgulanıp dinlenmesi ve katkı yapmaları için gerekli iklimin oluşturulması gerekli.
İş planını hazırlamakta ve hayata geçirebilmekteki maharet de bu iki grubu sağlıklı bir şekilde bütçe ve planlama süreci içerisinde barındırabilmekten geçer.
Hazırlanan plan ve programın başarılı ya da başarısız sonuçlarını rakamların ötesine geçerek bu üç kriter ışığında da değerlendirmekte fayda vardır.
İddiam odur ki, plan ve programların başarılı ya da başarısız sonuçlarının kökünde sınırlı maddi kaynak kullanımının ötesinde insan kaynağının davranışlarına dayalı bir gerçek olduğu ile yüzleşirsiniz.