Güzelyurt Gaziler Derneği yıllardır uğradığım bir sivil toplum derneğidir. Her dönemde seçilen başkanlarla çeşitli olayları konuşup, bir çoğunu da yaptığım programlarda konuk etmişimdir. Öyle şeylere şahit oldum ki, inanın bunları yazarken bile içim sızlıyor. Bayrak direklerini çalıp satan mı istersiniz, sahte üye aidatı makbuzu basan mı istersiniz, dernekte çıkan yangından faydalanıp evine klimalar, bilgisayarlar götüren mi istersiniz, makbuzsuz kira bedellerini cukka edenler mi istersiniz, başkasının karısıyla beraber yaşayan mı istersiniz, genel merkezde içkili alemler yapan üyeler mi istersiniz... Her yerde olduğu gibi burada da gördüğünüz gibi çürük elmalar var.
Geçen aylarda yapılan genel kurulda eski başkanın 800 000 küsür lira açığı çıkmıştır. Genel kurulda bunu izah edemediği için genel kurul 15 gün ertelendi. Muhasebenin bunu nasıl eşitlediği ise büyük bir soru işareti.
Her seçim döneminde örtülü ödenekten, siyasi partilerden ve TC büyük elçiliğinin derneğe katkıları büyük meblağlar içermektedir. Yani pasta büyük, yarışan çok.
20 Temmuz 1974 de adaya çıkan ve hayatları pahasına Kıbrıs’ı vatan toprağı yapan şerefli Mehmetçik de maalesef bu çürük elmalar yüzünden lekeleniyor. İtibarlı bir derneğimizi itibarsızlaştırmak adına menfaat ve çıkar grupları sarmıştır. Bu kadar çok yolsuzluk, hırsızlık ve usulsüzlük olan bir dernekten etik bir davranış da beklemek hatadır.
Güzelyurt Gaziler Derneğinin büfesini 400 TL’ye kiralayan bir vatandaş, kirasını, elektriğini ve suyunu ödese bile az önce saydığımız çürük elmalar evine ekmek götüren, Üniversitede çocuk okutan ve düzgün bir iş disiplini olan bu kardeşimizi buradan atıp, kendi istedikleri bir şahısı oraya yerleştirmek için çeşitli yollar deniyorlar.
Daha önceki başkan Hacıışık döneminde merkez karar defterine bu yerin kiralanmasıyla ilgili bir karar yazılmasına rağmen, şimdiki başkan bu kararı yok sayıp kiracıyı çıkartmak istiyor. Bir işletmede temizlik ve müşteri memnuniyeti önemlidir. Büfeyi kiralayan şahıs bunları da yerine getirmesine rağmen oradan uzaklaştırılmaya çalışılıyor.
Bu dolapların dönmesinin nedeni aile olamamış, onun bunun hakkını yiyen, çeşitli usulsüzlükler yapan 3-4 tane gazidir. Seviye çıtasını tekrar yükseltmek için şimdiki genel başkana ve yönetimine büyük görevler düşüyor.
Aldığım bir istihbarata göre etik davranmadığı için gazilik ünvanı geri alınan kişilerin af edilmesiyle ilgili büyük bir çaba harcanmaktadır. Yani klimayı evine taktıran, sahte makbuz basan, kiraların hesabını veremeyen kişilerin af edilmesi bekleniyor. Maalesef hayat senaryosunda sınıfta kalmış bazı gazilerimiz bütün bir camiayı lekelemeye çalışıyorlar. Bunun önlemini almak ve yeni bir sayfa açmak adına geçmişte yaşananların da tekrar yaşanmaması için çürük elmaların ayrı tutulması lazımdır.
Bir çok gazimizin ve gazi çocuklarının sorunları vardır. Barış kuvvetleri gazilerinin aldıkları maaş KKTC şartlarında çok yetersizdir. Gazi eğer herhangi bir yerden emekli değil ise ayda 1250-1300 TL, yani üç ayda bir 4000 TL’ye yakın maaş almaktadır. Oysa KKTC’deki M. Gazinin maaşı aylık 2.900 civarıdır. Her gelen hükümet gaz ve gazi ailelerine çeşitli sözler verir ancak bu sözler verilmekle kalır sadece. Gazi çocuklarında işsizlik hat safhadadır. İş sahibi olanların bir çoğu hayvancılık ve tarımcılık gibi serbest mesleklerle uğraşmaktadırlar ve düzenli bir gelirleri yoktur. Gazilik sadece 20 Temmuzlarda Atatürk anıtına çelenk koymakla geçiştirilmemelidir.
“Kol kırılır yen içinde kalır” sözü bu çürük elmalardan dolayı değerini yitirmiştir. Bazen kendi ayağımıza kurşun sıkarak, topallayarak da olsa bunlarla yüzleşmeliyiz. Şeffaflık tüm sivil toplum örgütlerinde ön planda olmalıdır. Alavera-dalaveralarla şerefli bir camiayı yıpratılmamalıdır. Yeni bir sayfa açılmalıdır artık.
Her seçim döneminde örtülü ödenekten, siyasi partilerden ve TC büyük elçiliğinin derneğe katkıları büyük meblağlar içermektedir. Yani pasta büyük, yarışan çok.