Her Şey Yine Tekrardan İbaret 

Tekrar etmekten usandık. Yeni hükumetin kurulması ile beraber halkın beklentisi de diğer iktidarlara göre daha farklı olmuştur. Halkın birinci beklentisi faiz yasasının değiştirilip mazbataların yüksek meblağlara ulaşmasını önlenmesiydi.

İkincisi dövizdeki artış ile beraber gerileyen alım gücü ve ekonomik darboğazın aşılması idi. Örneğin 220 Euro araç taksiti ödeyen vatandaş 780 TL öderken bir anda bu miktar 1560 TL’ye çıktı. Benim hükumetim ne yaptı? Hiç bir şey.

Üçüncü beklenti sosyal patlama ile beraber artan boşanmalarla ilgili hiç bir tedbirin alınmamamsı, boşanma davalarının son sürat devam etmesi, mutsuz aile tablolarının katlanarak ortaya çıkması engellenememektedir.

Dördüncü beklenti bürokrat atamalarında halkın beklentisi nepotizmin yapılmaması idi. Nepotizmin açılımını aşağıda alıntı olarak okuyabilirsiniz.

Üzülerek söylüyorum ki, halkın beklentilerinin tam tersi oldu. Okul müdürleri 2 ve 5 barem arası artışlarla bakanlık müdürü olarak atanıyor. Sırf partilisi olduğu için emekliliğine 1 yıl ve 4 gün kalan bir okul müdürünü bakanlık müdürü olarak tayin etmek partizanlığın önde gidenidir. Bu toplum UBP, DP ve CTP hükumetlerinden yıllardır aynı partizanlığa şahit olmuştur Yeni umut Halkın Partisi ve TDP ise aynı tekrardan ibarettir.

Nepotizm

1. Eş, dost, akraba kayırmacılık...

2. Uzun vadede bürokrasinin hantallaşmasına neden olan ve özelleştirmeleri meşrulaştıran hadise.

İktidara gelen her hükümetin, kendi yandaşlarını devlet kadrolarına sokmasının sonucunda devlet memurluğuna geçmiş olan bu insanların sonraki hükümetlerce artık işten atılmalarının da mümkün olmaması ve üstüne üstlük yeni gelen hükümetin de eskileri gibi kendi adamlarını bu kadrolara sokmaları sonucunda, devlet kadroları haddinden fazla büyür. Ortada, bir kişinin yapabileceği bir iş varken, görev yaratmak amacıyla o bir iş, birkaç kişiye bölünür. bazı devlet dairelerinde bunu yapacak kadar iş bile olmadığından, insanlar boş boş otururlar. nihayetinde, bir iş yaptırabilmeniz için milyon tane imza almanız veya o kattan bu kata çıkıp şu masadan bu masaya savrulmanız gerekir. sonuçta ne oluyor, bugün hepimizin ağzına pelesenk olmuş o mendebur "devlet dairesi işte" şiarı, özelleştirmeleri, özel sektörü gereksiz yere taçlandırıyor zira özel sektör, insan maliyetini olabildiğince azaltıp işleri en hızlı bir şekilde bitirmek ve dolayısıyla verimliliği arttırmak istiyor. devletin her işe koşmaması gerektiğini söyleyen liberal anlayış, işte bu ahmaklığın bir sonucunda doğuyor. "hantal devleti bırakın, özelleştirin bütün kamu mallarını, her şey özel olsun, alabilenler hizmetlerini alsınlar, eğitim, sağlık falan, sosyal darwinizm gelsin, insanlar elensin, refah toplumu, serbest piyasa, git devlet, falan feşmekan."