Güzelyurt bölgesinin güzide ve efsane takımı Baf Ülkü Yurdu 10 Haziran Çarşamba günü evlere şenlik bir genel kurul düzenledi. Divan başkanı Abdullah Cangil’ın bulunduğu genel kurulda ben de gazeteci olarak oradaydım. Başkan Erhan Arıkan’a Facebook’tan canlı yayın yapacağımı ve soru da sorabileceğimi belirttiğimde beni onaylamıştı. Yaklaşık 150 kişinin bulunduğu genel kurulda tek başkan adayı vardı. Faaliyet raporunun okunmasından ve mali raporun aklanmasına kadar her şey skandallarla doluydu. Gelir gider tablosunda denetleme kurulu ve mali denetçisinin imzasının olmaması ayrı bir sıkıntıydı.

Esasen başkan Erhan Arıkan’a kendi yönetiminde bulunan insanlar tarafından darbe yapılmış, diğer başkan adayına ise muhtıra verilmiştir. Sosyal tesisler ve tombala bölgesinin kulübe kazandırılmasında sayın başkanın ve Süleyman Aldağ’ın ne kadar büyük çabası olduğunu bilenlerden biriyim. Sadece Tombala alanı ve sandalye ve masalara harcanan para miktarının ne kadar büyük bir maliyete mal olduğunu bilmekteyim.

Başkanın genel kurul öncesi yaptığı konuşmada özetle şunu söyledi: Kulüp için elimizden geleni yaptık. Kendi cebimden yaklaşık 200 bin Tl de harcadım. Hodri meydan hepsini kulübe bağışlıyorum. Başkanlığa aday olan ve kulüpten alacağı olanlar da benim gibi bağış yapsınlar. Hodri meydan sözü vurgulandığında başkanlık seçiminin elektrikli geçeceği belli olmuştu.

Divan başkanının bir genel kurulda nelerin yapılması gerektiğini bilmemesi ayrı bir skandal, faaliyet raporunun ise 150 üyenin bulunduğu bir ortamda sadece altı kişinin onaylaması da ayrı bir skandaldır.

Kendisine “Sayın Divan Başkanı 150 üyenin bulunduğu bir ortamda 6 kişiyle faaliyet ve mali raporunun aklanması doğru değildir” dediğimde karşılaştığım tepkiye karşı hayretler içinde kaldım. Bir genel kurulda mali raporunu aklamak için ikinci kez el kaldırıldığını da bu kurulda öğrenmiş oldum. Kısacası evlere şenlik bir divan kurulu ve genel başkan vardı.

Başkan Erhan Arıkan’ın “hodri meydan” sözünün altında acaba neler yatıyordu? Kendisi iki kez cebindeki belgeleri sallayıp kulübe zarar vermek istemediği için o gün onları orada konuşmayacağını belirtti. Bu olay içime kurt düşürdü ve araştırmaya başladım.

308 Liralık biletin dışarıda olduğunu ve kimsenin ne kadar satıp, ne kadarını kulübe verdiğinin belli olmadığını faaliyet raporundan öğrendim. Tombala gecelerinde kazanılan cironun ne kadar olduğu ve nereye gittiği belli değil. Acaba yöneticilerden birilerinin alacağı var diye mahsuplaşma mı yapılıyor ve bunlar üyelerden saklanıyor mu?

Başkanı ve yönetimdeki Süleyman Aldağ’ı kim zimmetine para geçirdikleri iddiasıyla polise şikayet etmiştir? Sonuç polis araştırması sonucunda iftiradan öteye gitmemiştir.

Bir kulüp yönetimi içerisinde bunun gibi davranışlar kulübe zarar vermekten öteye gitmeyecektir. Başkana yapılan sessiz ve sakin darbe girişimine dair başka bir kanıt elime geçmiş bulunmaktadır. 14. 05. 2018 tarihli bakanlar kurulu kararı 668 olan içişleri bakanlığı belgesine göre Güzelyurt’da bulunan Baf Ülkü Yurdu yanında bulunan arsayı birileri sessizce zimmetine geçiriyor. Sebebi ise daha içeride bulunan tarlaların arsa değerini yükseltmek idi. Acaba başkanın genel kurulda elinde salladığı belgeler bunlar mıydı, yoksa bilmediğimiz başka şeyler de mi var?

Yönetim kurulunda 2018’de başkan olan Mehmet Kadri’ye bir yetki verilir. Bu yetkiden faydalanarak yönetimde bulunan başka biriyle beraber Baf Ülkü Yurdu’na ait olan arazi yol hakkı almak üzere bir bakanlar kurulu kararı ile alınır. Kulübe ait bir araziden değil yol hakkı almak, bir kum tanesi almak dahi kendine menfaat sağlamak anlamına gelir. Demek ki kulübe kimilerinin anası, kimilerinin yuvası değil de, menfaat fırsatı olarak bakılmıştır.

Efsane takımlar düşer ise dibe vururlar ve zor toparlanırlar. Umarım efsane takımımız bu durumlara düşmez, menfaat ve çıkar peşinde koşanların elinden kurtulup kulübün iyiliğini isteyen insanların eline geçer.