Değerli okuyucularım,dünyanın en seçkin yazarlarından Shakespeare'in hayata çakılmış olan ''To be or not to be'' OLMAK YADA OLMAMAK sözünü duymayan, bilmeyen yoktur sanırım.
Yazımıza konu olan bu yaşanmış hikaye hakkında biraz hatırlama yaparak, bilgilerimizi paylaşalım.
Günümüzde yaşadığımız ve yaşanması muhtemel bazı olumsuz olaylara ULUS olarak dikkat çekmek amacıyla ,geri dönülmesi mümkün olmayan bir sürece TÜRK YURDUnun girmemesi için hepimize görev düştüğü inancındayım.Türkiye Cumhuriyeti ve ülkemiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin kaderlerinin ortak olduğu kanaatindeyim.
Özellikle 2000 li yıllardan bugüne değin izlenen dış politikamız, Komşularla sıfır sorun politikaları maaalesef komşularla sıfır dostluk durumuna getirilmiştir.
Zaten MİSAKI-MİLLİ yi içlerine sindirememiş olan emperyal güç odakları Türk Ulusu aleyhindeki hiç bir fırsatı kaçırmamaya özen göstermekte oldukları ortadadır.
İçeride, artan işsizlik,gençlerin gelecek kaygıları, yüksek enflasyon, iğneden ipliğe herşey de pahalılık, yargıya müdahaleler, basın yayın organlarının kuşatılması,iş çevrelerinin diken üstündeki halleri ve sivil toplum örgütlerinin işlevselliğinin kaybettirilip etkisizleştirilmesi sonucunda gerçekten toplumda derin
FAY HATLARI yarılmaları ortaya çıkmıştır.
16 Nisan 2017 tarihinde de gerçekleştirilecek başkanlık referandumunda hangi sonuş çıkarsa çıksın maalesef gönül kırılmalarını tamir etmek epey zor olacaktır.
Bu vesile ile yarın çok geç olmadan kısacası , olmak yada olmamak dememek için başlıkta belirtiğim hamletin kullandığı o sihirli sözcük 1599 ile 1601 yılları arasında yazılan ünlü Hamlet oyununun en trajik sahnelerinden birisinde yer aldığı üzere herkesin bu hikayeden dersler çıkarması gerektiğini söylüyorum.
Bana bu yazıyı yazmaya iten nedenleri dikkate alarak belirtmiş olduğum bu örnek hikayede bir çok öğenin bir arada olduğunu değerlendirdiğimizde Dinsel, Felsefi, Siyasal, Psikanalitik, Feminizm gibi konuların tümünün işlendiği bu muhteşem eser olan,Hamlet 'in kahramanı, kısa süre önce ölmüş olan Kral Hamlet'in oğlu, babasının kardeşi ve halefi olan Kral Claudius'un yeğeni olan Danimarka Prensi Hamlet'tir.
Kral Hamlet'in ölümünden sonra Claudius alelacele Kral Hamlet'in dul eşi ve Hamlet'in annesi Gertrude ile evlenir. Geri planda Danimarka'nın komşusu Norveç ile uzun zamandan beri süregelen düşmanlığı devam etmekte ve Norveç prensi Fortinbras önderliğinde bir işgal beklenmektedir.
Oyun bu çerçevede gelişir ve trajedik bir son için Hamlet Laertes ile düelloya davet edilir. Fortinbras'ın ordusu Elsinore'a yaklaşırken karşılaşma başlar. Laertes Hamlet'i zehir sürülmüş kılıçla yaralar ama aynı lsinore'a gelince Hamlet'e Horatio'ya nasıl kaçtığını ve Rosencrantz ile Guildenstern'in nasıl ölümlerine gönderildiğini anlatır. Saraylılardan Osric araya girerek Hamlet'in zamanda kendisi de ölümcül bir yara almıştır. Gertrude zehir katılmış şarabı içer ve ölür. Ölüm anında Laertes Hamlet ile uzlaşır ve Claudius'un cani kumpasını açıklar. Yaşamının son anlarında Hamlet Claudius'u öldürmeyi başarır ve Fortinbras'ı vârisi ilan eder. Fortinbras geldiğinde Horatio öyküyü anlatır ve Fortinbras, Hamlet'in naaşına gereken saygının gösterilmesini emreder.
Değerli okurlarım yukarıda kısaca değinmiş olduğum toplumsal kırılmaları durdurmak,komşularla var olan sorunlarımızı çözmek,yabancıların kurmuş olduğu ve HAMLETTE örneği yaşanmış olan içten destekli KUMPASLARA uğramamak VE gereksiz DÜELLOLARA girmemek için siyasi HAZIM ve HOŞGÖRÜ tüm aktörlerin uyması gereken en önemli ve hayati bir zaruriyet değilmi ne dersiniz TÜRK ULUSUNUN KIYMETLİ MENSUPLARI?...
MESAJ KUTUSU
Sayın Birikim Özgür ,Eski maliye bakanı olarak iç borçlarımızın artmasındaki en önemli husus sizce nedir?. Çünkü anladığımız kadarıyla doğmamış çocuklar bile bundan nasibini alacaktır.
Sayın Serdar Denktaş,Maliyenin gelir ve gider dengesi arasındaki uçurum devam ediyormu?. Yaygın kanaat mahalli gelirlerde düşüş olduğu yönündedir.Ne dersiniz?.
Sayın Ersin Tatar , Eski maliye bakanı olarak sizde bu iç borçların geleceğimizi nasıl etkileyeceğini söyleyebilirmisiniz..Sizin çok iyi bir hesap uzmanı olduğunuzu düşündüğümüzde buna vatandaşlarımızın hakkı olduğu kanaatindeyim.
Sayın Erhan Arıklı, Yeniden Doğuş Partisi genel başkanı olarak yoğun bir tempo içerisinde olduğunuz gözlemlenmektedir. Bu arada ilk seçimlerde hangi ilçeden aday olacağınız konuşulmaktadır.
Sayın Kadri Fellahoğlu, Deneyimli bir siyasetçi olarak ülkenin içinde bulunduğu durumu nasıl görüyorsunuz? İlk seçimlerde meclisimi yoksa belediyeyi mi tercih edeceğiniz konuşulmaktadır.
Sayın Ahmet Baştaş, Başarılı bir işadamı olarak kazandıklarınızın bir kısmını toplum yararına tahsis etmeniz takdir ile izlenmektedir. Köklü ve saygın bir aileye de sanırım bu tutum yakışır.
Sayın Bülent Dizdarl, Lefkoşa devlet hastanesinin başhekimliğiniz döneminde olumlu bir ivme yakaladığı müşahade edilmektedir. Yılların başarılı doktoru olarak yöneticilik konusunda da başarılarınızın devamı beklenmektedir.
Sayın Ahmet Tolgay , Yılların deneyimli bürokratı ve başarılı gazetecisi olarak hala toplumun gündemini belirlemeye devam edebiliyorsunuz. Bu çalışma temponuza nazar değmez inşallah.
Sayın Mahmut Kuş, İngiltere den bile ülkedeki gelişmeleri çok yakından takip ettiğiniz görülmektedir. Karadenizin hırçın ancak kaliteli çocuğu olarak coğrafyamızdaki genel durumu nasıl görüyorsunuz?.
Sayın Azer Özkan,Tecrübeli bir öğretmen olarak eğitimdeki sorunların nasıl çözülebileceğine inanmaktasınız.Bildiğiniz gibi eğitim insanlara şekil verilen en önemli alandır. Ne dersiniz?.