Kadınların ön plana çıktığı, ayakta alkışlandığı, bir çok etkinlikler ile dolu 8 Mart Dünya emekçi kadınlar gününü geride bıraktık. Hayatımızda önemli yere sahip kadınlarımız yılın bir günü 8 Mart hatırlanmaması adına yazımı bugüne yazıyorum. Hayatımıza birçok rol üstlenen kadınlar sevgiyi ve saygıyı her daim hak ettiklerini bilmemiz gerekir. Kadınların en büyük sorumlulukla üstlendikleri rol annelik görevidir. Bir bebeğin anne rahmine düşmesi ile başlayan serüven hiç bitmez ta ki o değerli varlığı yitirene kadar. Bir annenin çocuğu torun sahibi olsa bile onu düşünür ve sahiplenir. Anneliği benim size anlatmam cılız kalır, zira annelik sorumluluk çatısı altında sevgi yumağında boğulmaktır.
Toplumumuzda kadının değeri çok fazla olması gerekir çünkü bir ülkenin gelecek nesillerini kadınlar yetiştirmektedir. Kadınlarımızın yetiştirdiği nesiller ne kadar bilinçli ve kaliteli olursa, gelecek daha aydınlık olacaktır. Peygamberimiz Hz. Muhammet (S.a.v) “Cennet Annelerin ayaklarındadır.” Hadisinde kadının ve annenin değeri ciddi şekilde anlaşılmaktadır.
Hayatımızın her alanında karşımıza çıkan kadının bir gün değil her gün eşit şartlarda yaşama hakkına sahiptirler. Türkiye Cumhuriyeti’nde kadın 5 Aralık 1934'te Anayasa'da yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.toplumsal alanda yapılan en önemli yeniliklerdendir ve birçok Avrupa ülkesinden daha önce gerçekleştirilmiştir. Fransa ve İtalya’da kadınlara 1946’da, İsviçre’de ise 1971’de seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Bizden daha özgürlükçü, kadın hakları ve insan hakları adına daha yaşanabilir olduklarını iddia eden batı özde değil sözde olduklarını bir daha göstermişlerdir. Kadınların siyasi hayata girişi ile ülke için atılacak adımlarda söz sahibi olmaları eşitlik ilkesinin en büyük göstergesidir.
Benim dünyamda hangi kıtada yaşarsa yaşasın, hangi ülkenin vatandaşı olursa olsun rengi, dini ne olursa olsun kadının önemi aynıdır. Fakat bulunduğu coğrafik konuma göre yaşanan sıkıntılar, örf ve göreneklerin getirdiği eşitsizlikler veya ülkelerinin siyasi çıkarlar yüzünden savaş halinde olmaları kadın ve çocukları ciddi şekilde etkiler. Yanı başımızdaki komşumuz Suriye yıllardır iç savaş halinde savaş yüzünden birçok masum kadın mağdur olmuş, yaşama hakları elinden alınmıştır. Kadınların acı çekmediği bir dünya hayal ediyorum.Ben bu yılı Suriye’deki kadınlara ve dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın acı çeken kadınlara hediye etmek istiyorum. 8 Mart onların olsun.
Büyük üstat Rahmetli Neşet Ertaş’ın söylediği gibi “Kadınlar insan, Erkekler İnsanoğlu” Vesselam…