BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Bayan Maria Angela Holguin’in adada yapmış olduğu görüşmelerden hiçbir sonuç çıkmadı. Esasında defalarca denenmiş BM girişimlerinin tümünün başarısız olduğu gibi, son Holguin çabasının da hiçbir olumlu sonuç elde edememesi sürpriz değil. BM’nin artık 40 yıldır sürdürdüğü politikalarla hiçbir yere varamayacağı anlaşılmıştır. BM, iki toplumlu, iki kesimli federasyon çözümünden vazgeçmedikçe, “Kıbrıs Sorunu” çözümlenemez. Bu durumda, BM’nin artık gerçekleri görmesi ve politika değiştirmesi şart… Yeni politikasını iki ayrı devletin varlığını kabul ederek yönlendirmeli. BM, bu politika değişikliğini yapar mı?... Yapmaz, yapamaz. Çünkü, BMGK’nun kararları var. Zaten, Rumlar da umutlarını bu kararlara bağlamış durumda. Hal böyleyken geriye tek çıkış yolu kalır. O da KKTC’nin değişik ülkelerle ilişkilerini geliştirip sağlamlaştırarak ve tanınma yolunun açılmasına neden olacak politika ile gerçekleştirmek. KKTC Devleti bunu başarırsa, tanınma yolu açılır. Tanınma yolunun açılması için değişik ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesi gerekir. Bunun başka yolu yok…
BMGK kararları ve BM Genel Sekreteri’nin boş çabalarına karşılık, KKTC yeni yolda ilerlemeli. Ne BMGK kararları, ne de BM, KKTC’nin tanınmasını artık engelleyemez. Bu konu net bir biçimde ortaya çıkmıştır. BM’nin Holguin girişimi artık son BM girişimidir. Bu da böyle bilinmeli. KKTC açısından en büyük zorluk BMGK kararlarıdır. Ancak, KKTC Devleti, bu kararların değişmesini veya ortadan kalkmasını bekleyemez. Bekleyemez, çünkü Adada kökleşmiş iki devletten biri olarak, KKTC eşit uluslararası statüsünü ve egemenliğini almalıdır. Bunu başarmak için dış ülkelerle ilişkilerini daha da geliştirip ön plana çıkararak tanınma yoluna girmelidir. Artık BMGK kararlarına bağlı olarak hiçbir girişimin sonuç vermeyeceği ortadadır.