Kıbrıs Vakıflar İdaresi Eski Genel Müdürü Sn. Taner Derviş, " Halkın Sesi " nde 19 Eylül, Perşembe , 2019 tarihinde yayınlanan yazısında, Maraş'ın mülkiyetine ilişkin olarak yapılan gerçek doşı tespitler ve AİHM bağlantılı Maraş açılımının Türk tarafı için bir felaket reçetesi olduğunu söyledi. Derviş şöyle devam etti: " Maraş açılımıyla Türkiye ile Vakıflar AİHM kıskacına sürüklenmektedir. Bunun sonucu, Türkiye için dev tazminat ödemeleri ve yaptırımlar ile Vakıflar üzerinden Kıbrıs Türk Halkı için büyük toprak kaybı ve muhtemel bir anlaşmada 100 bini aşacak göç dalgası anlamına gelmektedir. "

"Halkın Sesi" ndeki köşemde " Kıbrıs Sorunu" ( özellikle Rumların KKTC Devletine hiç bir hak tanımayan, KKTC'yi hiç bir zaman tanımayan, Kıbrıs Türklerine kendi cumhuriyetleri içinde azınlık hakları tanıma eylemlerini anlatmaya çalıştım. ), Dış ilişkiler, Uluslararası Hukuk ve Tanınma, KKTC Devleti'nin tanınma misyonu, AB'nin 2004'ten bu yana uyguladığı tamamıyla Rum yanlısı berbat politikaları, KKTC Devletini hiç bir şekilde tanımayan, ve Kıbrıs Türklerini, Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti içinde, Rumlarla birleşerek " birleşik Kıbrıs" ta bir azınlık olarak kalmalarını öngören Rumlara tam destek veren berbat, Rum yanlısı politikalarını sürekli dile getirdim.

Ta baştan, Maraş ve Doğal Gaz konularının KKTC'nin tanınmasını kesinleştiren bir çözümden sonra ele alınması gerektiğine inanıyorum. Şimdi, KKTC Devleti, Hükümeti ve Halkının kendi kendine sormaları gereken iki soru var.. Sn. Taner Derviş'in açıklamalarının " Kıbrıs Sorunu"nu direkt olarak ilgilendirdiği için bu iki sorunun sorulması gerektiğine inanıyorum... Sorular şöyle : " 1.Kıbrıs Sorunu"nun çözümü için Maraş ve Doğal Gaz konularını şimdilik bir kenara brakıp, KKTC'nin tanınmasına yönelik bir politika ile tanınma yoluna girmek mi daha önemli ?..Yoksa 2.  Kıbrıs Sorunu görüşülecekse, Maraş ve Doğal Gaz konularını da Kıbrıs Sorunu içine katıp çözüm aramak nı daha önemli ?... Halk, KKTC Devleti, hükümeti ve değerli politikacılarımız yukarıdaki iki seçenekten en uygun olanını mutlaka bulacaklardır.

Bizim naçizane görüşümüz, KKTC'nin  egemenlik haklarını kullanarak, en kısa zamanda tanınma yoluna girmesidir. Bu bakımdan, 1 'inci şık en mantıklı yol olarak gözükmektedir. Sn. Taner Derviş'in görüşlerini iyi değerlendirmek gerekir.  Yoksa "Maraş " sorununu "Kıbrıs Sorunu"na sokuşturup, "müzakere sürecine" tekrar başlanırsa ( ki ben bu "müzakere sürecinin" tekrar başlayacağına inanmıyorum...)  KKTC halkı, Devleti ve Hükümeti büyük bir keşmekeş içerisine sürüklenecektir...Bunu görmemek mümkün mü ?...