Her attığı adım kıvrak, her sözü yalan, her gülüşü bir oyun, her davranışında bir tuzak.
Adı ister Makarios olsun, ister Kibrianu, ister Vasiliu olsun, isterse Klafkos Klerides, ister Papadopulos olsun ,ister  Hristofyas, ya da Anastasiadis, fark etmez!
Hepsinin hedefinde olan belli, bu amaç için çarpıyor yürekleri.
Küçük, küçük farklılıklar olsa bile aralarında hepsinin de içlerinde yaşattıkları gaye belli!
Kıbrıs ın tamamını bir Elen toprağı yapmak.  
Şimdi meydan da, buziki de Nikosun elinde. 
Kıvrılıyor, dökülüyor, kah kızar gibi davranıp zaman kazanıyor, kah güler gibi davranıp daha neler koparabileceğinin hesabını yapıyor.
Tepe , tepe devlet olmanın avantajlarını kullanıyor.
Şimdilerde saklanacak delik kalmadığından olacak, Kıbrıslı Türklere oynuyor oyununu. “Kıbrıslı Türkler, Türkiye ile göbek bağını kesmeli. Türkiye ve herhangi bir üçüncü ülkeye bağlı olmadan, bağımsız devlet oluşturmak istiyoruz” diyor.
Yunanistan daki Cunta subaylarıyla bir olup Kıbrıs ta ayaklanma başlatan bir toplumun lideri söylüyor bunu!
1963 ten 1974e kadar geçen sürede masum Türkleri katleden beşikteki bebekten doksanlık ihtiyarlara kadar savunmasız insanları toplu mezarlara gömen bir cinsin mensubu söylüyor bunu!
Her adımını anavatan bellediği Yunanistan la atan, Erovizyon yarışmalarında bile hiç yüksünmeden açık, açık paslaşan, birbirine her ne koşulda olursa olsun arka çıkan, kan farklılıklarına rağmen kendilerini aynı ırkın mensubu diye tanıtan, Yunanistan ekonomisini kurtarmak adına Güney mevduatlarını Yunanistan bankalarında ateş atan bağlarını, önce kopar, sonra Kıbrıs Türkü-Türkiye bağlarına uzan ey Anastasiadis.
Bütün bunların, haddini aşan açıklamaların, Crans Montana daki olumsuzluklara olan dikkatleri dağıtmak için olduğunu düşünüyorum.
Dükü makalemde de dillendirdim, her zaman vurguladım, vurgulamaya da devam edeceğim.
Elli yılı aşkın sürelerde Güney Kıbrıs ın Kıbrıs Türklerine eşit statüde yaşam şansı vermek gibi bir niyetleri olmadığı tescilli kesinleşmiş bir vakıadır.
Öyleyse bu kararsızlık bu inisiyatifsizlik, bu el yordamı ile yön tayini niye?
B planından, C palanında söz ediliyor! Söz ediliyor ama sadece sözde kalıyor!
Yalnız olmadığımız kanıtladık şimdide çaresiz olmadığımızı gösterme zamanıdır!
Kimselerin, hele yanlı tutumlarını her fırsatta belli eden büyük ülkelerin takınacağı tavırları dikkate alarak gelecek belirleme hatalarına düşmeyelim.
Yıllarca Kıbrıs Türkünün feryatlarına kulak tıkayanların, çektiği acılara kayıtsız davrananların sözlerine kanmayalım.
Gelecek için inisiyatif üstelenmek zamanı, işte şimdi tam zamanıdır!