Bildiğimizi zannettiğimiz güçlerin Kıbrıs’ta ki Türk varlığını ortadan kaldırma amaçlı gayretleri giderek daha da cesaretli bir hal aldı.

Güneyde, kesin bir dille Federal sisteme dayalı uzlaşının kabul edilemeyeceği artık dillerinden düşmüyor.

Bir yerlerden işaret almışçasına Türklere azınlık haklarından başka bir şeylerin verilemeyeceği  açık, açık dile getiriliyor.

Süreç içinde farklı atmosferlerin etkisinde Türk tarafı olarak hatalar yaptığımız acı ama bilinen bir gerçek.

En sağdakinden en soldakine değişik zamanlarda uzlaşıyı yakalamak ya da dünya ülkelerine şirin gözükmek adına köklü tavizler içeren adımlar attık.

O kadarki, Annan referandumunda bir adım önde olmak adına az daha uçurumlardan yuvarlanacaktık!

Hepsinden kötüsü “bir gün öyle, diğer gün böyle” denilecek ölçüde kararsız kaldık, söylediklerimizin arkasında durmayan bir görüntü ortaya çıkardık.

Alternatifsiz duruşumuz nedeni ile güçlü pazarlık yapabilecek ortamlar yaratamadık.

Kararsızlık bir yere kadar kabul edilebilir ama ne var ki muhataplarımız bu kararsızlığımız avantaj olarak kullanmakta ve ne yazık ki bunda da başarılı olmaktadırlar.

Bizler içte vicdani retçilik oynarken, yetersiz kalmış hükümetin acizliğini konuşurken, Rumlar tezlerini dünyaya anlatmak için basılmadık yer bırakmamaktadır.

Türkiye’nin Kıbrıs dışında da büyük sorunları vardır. Büyük başın büyük dertleri olur.

Türkiye bir anlamda kendine göre KKTC de işleri rayına oturmuş bulunmaktadır. Bir süre sonra ekonomik pakette imzalandıktan sonra hükümet olarak daha rahat nefes alma ortamları yaratılacaktır.

Ne var ki KKTC de yaşayan insanların büyük çoğunluğu rahat nefes alabilecek ortamlardan uzaktır.

Her geçen gün fakirleşmekte, zor koşullar altında kalan aile sayısı yükselmektedir. Adeta ekonomik bir çıkmazın içinde sürüklenip gitmektedir.

Kıbrıs kökenli insanlar adeta adadan göçe zorlanmaktadır.

1960’larda Makarios politikalarının sanki de benzeri yaşanmaktadır!

Etkenler sadece ekonomik olumsuzluklara bağlı nedenler değildir.

Giderek büyüyen kozmopolit yaşam, günlük yaşamı çekilmez kılan karmaşık trafik, artan suç ve uyuşturucu oranları ülkede huzurdan uzak bir ortam yaratmıştır.

Kıbrıs insanı o sakin ve dingin, rahat ortamları artık mumla aramaktadır.

Bütün bunlara yarım asrı aşan süreçte uzlaşı yolunda boşa atılan adımlarda eklendiğinde işin tuzu biberi çekilmez bir hal almıştır.

Yaşanan gelişmeler artık kararsızlığın ortadan kaldırılmasının kaçınılmaz olduğunu işaret etmektedir. Bir karar verme zamanı gelip de geçmiştir.

Zira kararsızlığın bedeli ağır olacaktır.

Rum uzlaşmazlığı kesindir. Görüş ve düşünceleri ortadadır.

Kıbrıs Türklerini 1960 Anayasasının da gerisine götürecek bir uzlaşı modeli teklif edilmektedir. Böyle bir uzlaşı kabul edilemeyeceğine göre.