BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in geçici olarak atadığı Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holi Lute’un hem KKTC’de hem de Rum Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yaptığı temaslar sonucu hazırladığı rapor, “Kıbrıs Sorunu”na ilişkin başka bir haber bulunmadığından gündeme düştü... Rapor açıklanmadı, ancak bu raporda neler pişirilip önümüze konulmak istendiğini tahmin etmek o kadar da zor değil. Bayan Lute, iki lider ile yaptığı görüşmeler sonucu, “federasyon çözümü müzakerelerinin” kaldığı yerden devamını istemiştir. Bu kesin. KKTC’nin pişirilip de önüne konan yine “federasyon çözümü”dür. Bundan  hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Ancak, dünya devletlerinin bıkkınlıkla karşıladığı bu tür “federasyon çözümü” önerileri artık kabul görmemektedir.  Rumlar “federasyon çözümü” umutlarının yeşermesini ve  KKTC Devleti’nin ortadan kalkmasını gerçekleştirecek bu çözümün hayalini kurarken, Kıbrıslı Türkler tanınma yoluna girilmesini beklemektedir.

Gazete haberlerine göre, Lute raporunu BM Genel Sekreteri’ne 17 Eylül’de sunacakmış... Boş umutlar peşinde koşan Rumlar ise heyecenla bu günü beklemekteymiş... Rumlar şimdiden hazırlıklara başlamışlar. Eh, ne de olsa Rumlara göre yeni bir “müzakere süreci” başlayabilir. Tüm bu gelişmeler neyi gösterir biliyor musunuz? Şunu gösterir; Rumlar arkalarını BM’ye dayamış bekliyorlar. Sanki BM kanalıyla KKTC zorla tekrar görüşme masasına oturtulacakmış gibi bir hava yaratılmak isteniyor. Bize sorarsanız bu sadece hava... Bizim açımızdan merak konusu olan şu: BM ne zaman bu adada  iki ayrı devletin kökleşmiş olduğunu  kabul edecek? Bu bilinmez.Ancak  bu bilinmezi bilinir yapmak için KKTC’nin tanınma yoluna girmesi şart...

Efendim, Lute “kartlarını” kapalı tutmuşmuş. 11 Eylül’de Bayan Lute Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüşecekmiş... 13 Eylül’de ise AB Dış İşleri Yüksek Komiseri Mogherini’ye de bilgi verecekmiş. AB’yi “Kıbrıs Sorunu”na tekrar karıştırmanın ne anlamı olabilir ki?... Söyleyelim; Rum Kıbrıs Cumhuriyeti AB üyesi ya işte bu yüzden Rumlar, BM’nin politikaları ile birlikte, AB’nin kendilerine nasıl bir destek verebileceğini hesaplamaya başlamışlar bile. Hesap çarşıya uyacak mı dersiniz? Tabii ki hayır... Sayın okurlar; geçmişte de bu tür manevraları çok yaşadık. Şimdi aynı senaryolar tekrar uygulanıyor. Ne BM ne de AB, Kıbrıs adasındaki gerçekleri görmek istemiyor. Peki, biz KKTC olarak bu oyunlara son vermek için ne yapmalıyız? Bu kısır döngüyü bitirmek Türkiye ve KKTC’nin kararlılığına bağlı. İşi sürüncemede bırakacak politikalardan artık vazgeçmeli. Belli ki Rumlar, BM ve AB’nin hedefi “federasyon müzakerelerini” tekrar başlatmak. O zaman tek yol görünüyor bize, o da tanınma yoluna girmek. Bu yola girmek için, Türkiye-KKTC ortak tanınma politikasını uygulamak gerekir. Rum, BM ve AB oyunlarına son vermek gerekir...