1975’te oluşan  Kurucu Meclis’te  Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin anayasasını hazırlayan  komitede   yer alan ve sözcülüğünü yapan; 1978’de Başbakan olan  ve de  KKTC’nin kuruluş sürecinde anayasal düzenin kurulmasında ve kurumsallaşmasında büyük katkılar sağlayan;   15 Kasım 1983’te  ilan edilen  bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunda   “Kurucu Başbakan” olarak  tarihe geçen, örnek devlet adamı ve  dürüst politikacı Mustafa Çağatay’ı  aramızdan ayrılışının  28. Yıl dönümünde saygıyla anıyoruz. 

O, insanı isyan etme noktasına getiren  trafik kazası yok mu? O’nu henüz 52 yaşında  iken  3 Nisan 1989’da aldı götürdü bizden… Ne yazık ki,  günlük yürüyüşünü yapmış  ve evine  dönmek üzere olduğu bir noktada  evinin hemen yanında  bir arabanın çarpması  sonrası Mustafa Çağatay’ı  kaybettik.

1937 yılında  Limasol’da doğan, İlk ve ortaokulu Limasol’da  okuyan  Mustafa Çağatay Lise öğrenimini Lefkoşa Türk Lisesi’nde tamamladı. Limasol Kaza Mahkemesi’nde 3 yıl  memur olarak çalıştıktan sonra  1959 yılında  Hukuk tahsili için   Londra’ya giden Çağatay, 1963’te  Londra’dan ‘Hukuk’ mezunu olarak  Limasol’a geldi, avukat  olarak çalışmaya başladı ve de  Limasol Sancak Karargahı’nda  Hukuk Müşaviri olarak görev yaptı.   

Örnek bir devlet adamı olması yanında, örnek bir  kişiliğe sahip olan  Mustafa Çağatay , dürüst politikacı , hukukçu ve Türk Mukavemet teşkilatı (TMT) mensubu, Milletvekili, bakan ve başbakan    olarak   Kıbrıs Türk halkına  sayısız hizmetlerde  bulunmuştur.

1955-1958 ve 1963-1974 yılları arasında  çok kez Rumların silahlı saldırılarına uğrayan  Limasol Türk halkı,  20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı  günlerinde  de nasibini alır ve fazla direnemeyen Limasol Türk halkı teslim olmak durumunda kalır!...

O günde  Limasol Milletvekili olan   Mustafa Çağatay  esir alınanlar arasındaydı.   Mustafa Çağatay bir milletvekili olarak  esir kampından çıkabilirdi, ama o çıkmadı. Teklif edilmesine rağmen  İngiliz üslerine gitmeyi  reddeden,  son ana kadar halkı ile  beraber olmayı tercih eden ve de esir kampında olduğu süre içerisinde 28 Temmuz 1974’te doğum yapan eşini  ve yeni doğan oğlu Erek’i, dahi görmeye gitmeyen, halkının moralini yüksek tutmak için  esir kampında  kalmayı tercih eden, esir olan halkından bir an bile kopmayı düşünmeyen Mustafa  Çağatay,   Kuzey’e  en son gelen esir kafilesi ile gelmiş  bir vatanseverdi…

Bir ülkenin yönetiminde en önemli olgu; halk ve vatan sevgisidir.  Bu meziyetler de  rahmetli Mustafa Çağatay’da vardı. Çağatay; ülkesinin daha iyiye   ulaşması için   çaba harcayan bir kişiliğe sahipti. Rahmetli Çağatay’ı  anlatmak için  fazla söze gerek yoktur. Dürüstlük,  insan sevgisi, vatan sevgisi , sabırlılık  ve soğukkanlılık,  O’nu anlatmaya yeter…  

Mustafa Çağatay dürüsttü, ülkesini çok seviyordu ve  ülkesini  daha iyiye ve güzele  ulaşması için  büyük hizmetler vermiştir… Mustafa Çağatay her şeyden önce  müşfik  bir baba, insan sevgisi ile  dolu bir aile reisi, halkını çok seven ve onunla daima iç içe olan  bir halk adamı idi.

Hayatı boyunca  hukuktan, adaletten  ve dürüstlükten ayrılmayan, güzel hasletlere sahip olan, erdemli ve mütevazi bir  kişiliği olan  Mustafa Çağatay’ı çok arıyoruz ve O’nu özlüyoruz.

Seni saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz…